X

Para, mutluluğu satın alabilir mi?

Yılların eskimeyen ve tam olarak çözülemeyen, belki de bu yüzden hep sorgulanmaya, merak edilmeye devam eden sorusu: Para, mutluluğu satın alabilir mi? Sizce alabilir mi? Paranın mutluluğu satın alıp alamayacağını düşünürken aklınıza şık akşam yemekleri, yurtdışı tatilleri, pahalı hediyeler, manzaralı bir ev, konforlu bir araba gibi birtakım lüks harcamalar gelebilir ve e bunların neresi kötü, elbette ki mutluluk, parayla satın alınabilir diye düşünebilirsiniz. Haklılık payınız olsa da para ve mutluluk ilişkisini inceleyen bazı araştırmalar bu fikri doğrulamıyor. Ama merak etmeyin, bu düşünceyi destekleyen birtakım çalışmalar da var. Gelin, araştırmalar para-mutluluk ilişkisini nasıl ele almışlar birlikte bakalım.

Birçok araştırma, insanlar olarak sınırsız isteklere sahip olduğumuzu ve isteklerimiz karşılandıkça daha fazlasını arzuladığımızı, kısacası doyum noktasına aslında hiçbir zaman ulaşamadığımızı, bu nedenle de paranın artmasının bir noktadan sonra tatmin edici bir etki yaratmadığını ortaya çıkarıyor. Öte yandan bir başka çalışma, bizi mutlu eden ya da beynimizde olumlu bir ödül tepkisi uyandıran şeylerin, temel biyolojik ihtiyaçlarımızın karşılanması olduğuna dikkat çekiyor. Yani, yemek, uyku, su, hava, güvenlik, barınma gibi ihtiyaçlarımıza karşılık bulduğumuzda ödül duygusunu yaşıyoruz ve motive oluyoruz. Bu nedenle paranın, bu ihtiyaçları daha kolay elde etmemize yardımcı olacağını biliyoruz. Ancak, yürütülen bu araştırmanın sonuçlarına göre biyolojik olarak önemli şeylerin bile ne kadar ödüllendirici olabileceği konusunda bir üst sınır var. Örneğin, yemek yemek zevklidir ancak doyduktan sonra fazlasını yediğimizde rahatsızlık duyabiliriz. Araştırmacılara göre aynı durum, para için de geçerli. Belli bir noktaya kadar ihtiyaçlarımızı konforlu bir şekilde sağlayan para; ödül, motivasyon ve mutluluk duyguları uyandırırken daha fazla para, daha fazla mutluluk anlamına gelmiyor.

San Francisco Eyalet Üniversitesi’nde yapılan bir başka araştırmaya göre ise maddi açıdan güvende olduğumuzda kendimizi mutlu hissetmemiz olası, ancak güvenin ötesinde daha fazla para, mutlu etme gücünü önemli ölçüde kaybediyor. Para yerine, seyahat etmek, yeni ilişkiler kurmak, başkalarına yardım etmek gibi duygusal olaylar, mutlu etme konusunda paradan daha büyük bir yeteneğe sahip.

Ghent Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Ruth Krebbs’in yürüttüğü bir başka araştırma ise para-mutluluk ilişkisini farklı bir açıdan ele alıyor. Araştırmaya göre, insan beyni için beklenmedik, şaşırtıcı şeyler, tanıdık şeylerden daha ödüllendirici, dolayısıyla daha mutlu edici. Düzenli bir gelire sahip olmak, her ayın belli bir gününde maaş almak güvenli ve iyi hissettirici olsa da beklenmedik bir paranın gelmesi, örneğin prim almak, çok daha mutlu edici bir etkiye sahip.

Harvard Profesörü Jon Jachimowicz de konuya “Yalnızca paranın getirebileceği mutluluğa odaklanırsak, bir şeyi kaçırdığımızı düşünüyorum. Ayrıca bizi kurtarabileceği tüm endişeleri de düşünmemiz gerekiyor.” diyerek yaklaşıyor. Ve paranın günlük yaşamdaki stresi azaltabileceğini, dolayısıyla insanları daha mutlu edeceğini düşündüğünü belirtiyor. Özellikle küresel sıkıntıların ve ekonomik krizlerin, kıtlıkların ortaya çıktığı dönemlerde para ve mutluluk ilişkisinin daha da güçlendiğini söylüyor ve ekliyor: “Para, ister bir Uber çağırarak yağmurdan kaçmak, ister beklenmedik bir hastane faturasını halletmek olsun; yolumuzdaki engellerden kurtulmamızı ve daha sakin, kontrollü hissetmemizi sağlayabilir.”

Para-mutluluk eğrisi

Farklı araştırmalar para ve mutluluk arasındaki ilişkiye dair farklı sonuçlar ortaya çıkarıyor, peki, wellness dünyasının nabzını tutan Global Wellness Institute bu konuda ne diyor? Global Wellness Institute’da yer alan ekonomist Thierry Malleret’in kaleme aldığı bir makaleye göre, para ile mutluluk veya öznel refah arasında bariz bir bağlantı var; ancak belli bir eşiğe kadar. Yeterli miktarda maddi birikimi olmayan herkes için finansal sağlık, diğer tüm sağlık türlerine erişmeye giden kritik bir yol; çünkü finansal yoksunluk halindeyken fiziksel ve zihinsel olarak iyi hissetmek imkansız. Öte yandan, para ve mutluluk arasındaki ilişki gelir ölçeğin altına indikçe daha güçlüyken; gelir merdiveninde yukarı çıktıkça daha zayıf, çünkü artan gelirin birçok götürüsü de var.

Yaklaşık on yıl önce, ekonomi alanında Nobel Ödülü sahipleri Angus Deaton ve Daniel Kahneman yaptıkları bir araştırmada yıllık 75.000 doların (bugünün yaklaşık 100.000 doları) bir bireyin günlük hayatını optimize eden bir miktar olduğunu ve fazladan herhangi bir miktarın endişe, kaygı, stres gibi olumsuz duyguları azaltma olasılığının düşük olduğunu buldu. Yani, bu eşikten sonra fazla gelir, olumsuz duygu ve durumları azaltma konusunda güçlü bir etkiye sahip değil. Diğer yandan Oxford Üniversitesi Refah Araştırma Merkezi müdürü Jan Emmanuel De Neve ve arkadaşları, yaptıkları çalışmaların sonucunda para-mutluluk eğrisinde ‘doyma noktasının’ yaklaşık 120.00-140.000 dolar arasında olduğunu ve bunun üzerinde bir gelirde eğrinin düzleştiğini ortaya çıkardı. Yani, bir noktaya kadar parayla birlikte artan mutluluk, bir noktadan sonra sabit seyretti. Bu çalışmaların daha da ötesinde bazı araştırmalar ise para-mutluluk eğrisinin, doyma noktasından sonra düz seyretmediğini aksine eğrinin aşağı doğru gitmeye başladığını öne sürüyor. Diğer bir deyişle, yaşamı optimize eden bir gelirden sonraki her bir kuruş, mutluluğun düşmesine neden olabiliyor. Şaşırtıcı gelse de elde edilen bu bulgular mutluluğun parayla satın alınamayacağına dikkat çekiyor. Peki, bu neden olabilir?

Thierry Malleret’e göre, bu durumun nedeni mutluluğun veya genel iyilik halinin, hem olumlu duyguları deneyimlemek hem de olumsuz duygulardan kaçınmakla ilgili olması. “Çok parası olanlar gerçekten değer verdiğimiz şeyleri (arkadaşlık, aşk, zaman gibi şeyler) satın alamayacaklarını bilirler. Ayrıca çok paranın başkalarıyla ilişkilerimizin doğasını bazen ‘zehir’ bulaştırarak değiştirdiğini de bilirler.” diyen Malleret, yazısını ‘para ve mutluluk arasındaki ilişki doğrusal değildir ve kişiden kişiye değişir’ sözüyle noktalıyor.

Modern dünyaya baktığımızda çoğu şeyi yapmak için paraya ihtiyacımız olduğu su götürmez bir gerçek; ancak bu durumu nihayetinde paranın mutlulukla bağlantısının, kendi başına doğrudan ödüllendirici olmaktan ziyade, amaca giden bir araç olarak daha dolaylı olduğunu söyleyerek açıklamak mümkün…

Sizce, para ile mutluluk arasında nasıl bir ilişki var?

İlginizi çekebilir: Deneyim kazanmanın parayla satın alınamayan bir mutluluk verdiğine dair 7 bilimsel gerçek

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale