Panik Bozukluk tanısı almış veya daha önce Panik Atak geçirmiş kişilere önerimdir… Panik atak, aniden ortaya çıkarak, genellikle 10 ila 30 dakika devam ettikten sonra kendiliğinden geçen, ani korku nöbetidir. Bu durumu bir defa yaşayan kişi haklı olarak bunu tekrar yaşayacağı kaygısıyla hayatını sürdürmeye başlar ve bu yüzden de nöbetlerin tekrar ettiği Panik Bozukluk halini alabilir. Panik atak yaşayan kişiler, terleme, baş dönmesi, çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, titreme gibi semptomlardan şikayet ederler. Panik atak bazen somut bir sebep olmaksızın meydana gelse de kişinin farkında olduğu ya da olmadığı bir sebep her zaman vardır.
Panik atağı tetikleyen duygusal veya fiziksel sebepler olabilir. Bunlar kişiye göre ve hastalığın seyrine göre değişebileceği için, kısaca buraya sığdırmak pek doğru olmaz. Ancak bazı unsurlar vardır ki, kaygı sorunuyla boğuşan insan üzerinde faydalı etkileri vardır. Bunlardan biri de durumumuza uygun olan besinleri seçmektir. Beslenme şeklini değiştirmek, farmakolojik desteğin veya terapinin yerini almayacak olsa da, beslenirken yaptığımız seçimler, atakların sıklığınının ve şiddetinin azalmasına yardımcı olabilir.
- Kalsiyum, B gurubu vitaminleri, Çinko ve tam tahıllı besinler bunlardan bir kaçıdır. Kalsiyum, vücutta bol bol bulunan bir mineraldir. Güçlü dişler, sağlam kemikler istiyorsak Kalsiyum almamız gerektiğini sık sık duyarız. Ancak Kalsiyumun diş sağlığına ve kemiklere olan faydalarından farklı fonksiyonları da vardır. Bana göre en önemli görevi kalbin düzenli çalışmasını sağlamak, pıhtılaşmayı önlemek ve enerji üretimidir.
- Panik atak esnasında kalbin atış düzeni bozulur, genellikle gereğinden fazla hızlanır. Eğer kanımızda pıhtılaşma yoksa, vücut işlevlerini doğru yerine getiriyor ve kalbimiz düzenli bir şekilde çalışıyorsa, atak sırasında yükselen kalp ritmini normal seviyelere indirmekte zorlanmayız. Doğal yollardan kalsiyum takviyesi için, peynir ve yoğurt gibi süt ürünleri, lahana, ıspanak, brokoli ve nane gibi yeşil sebzeler, yumurta, badem, fındık, balık vs. tüketilmelidir.
- B gurubu vitaminleri (B1, B3, B12), ruhsal sağlığımız açısından çok önemlidir. B vitamini merkezi sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Eğer sinirleriniz zayıflamaya başlamışsa, sık sık depresyona giriyor, bunalımda olduğunuzu, enerjinizin çekildiğini hissediyorsanız sebebi B12 eksikliği olabilir. Depresyona meyilli kişilerin B gurubu vitaminlerini tüketmesinde yarar var. Doğal yollardan B vitamini takviyesi için, avokado, ceviz, yumurta, yoğurt, patates, brokoli ve et ürünleri tüketilebilir. Yoğurt yerken, suyunun süzülmemesini öneririm. Çünkü aldığımız B vitamini yoğurdun suyundadır.
- Bir başka çok önemli mineral Çinkodur. Panik atak, bağışıklık sistemini zayıflatarak, kişiyi dış etkenlere karşı korumasız kılar. Bu dönemlerde enfeksiyon kapmak daha kolaydır. Çinko, bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirerek, stres altında olduğunuz dönemlerde ayakta durmanıza yardımcı olur. Doğal çinko takviyesi için de, bol fasulye, mercimek, mantar, ıspanak gibi sebzeler, hayvansal gıdalar ve kuruyemiş tüketebilirsiniz.
- Çok az insanın kulak verdiği tam tahıllı besin tüketimi saydıklarım arasında en başa yerleştirilebilir. Makarna, ekmek, pilav, simit ve benzeri karbonhidratlar beyaz yerine, tam tahıllı olarak tüketilmelidir. Tam tahıllı ürünler B vitamini yönünden zengin olduğu için anksiyete ve stres riskini en aza indirir. Karbonhidrat ağırlıklı besinler ve çok şekerli tatlıların atak riskini arttırabileceği de unutulmamalı.
- Son olarak da, panik atak nöbetlerini büyük oranda tetikleyen kafein tüketimi en aza indirilmeli ya da mümkünse tamamen kesilmelidir. Kafein çarpıntı yapar ve uyku düzenini bozar. Ek olarak uykusuzluk da çarpıntıya sebep olur, bu da panik atak riski taşıyan birine pek yardımcı olmaz. Kafeinden uzak durmak için gazlı içecekler, kahve veya demli çay tüketilmemelidir.
Bu besinleri düzenli olarak almakta zorlanıyorsanız, doktorunuzun tavsiye edeceği gıda takviyeli vitaminleri de tercih edebilirsiniz. Beslenme alışkanlıklarımız panik atağın tek sebebi olmadığı gibi nihai çözümü de değil tabii. Ancak yukarıda da bahsettiğim bu ufak ayrıntılara kulak verip uygulayabilirseniz, faydasını görücek ve kendinize büyük bir iyilik yapmış olacaksınız. Unutmayın, ruhsal sağlığımız, fiziksel sağlığımızdan geçer.