X

Pandeminin dağarcığımıza kattığı bir kavram: “Kısa çalışma ödeneği” nedir?

Herkese merhaba, maalesef koronavirüs, havaların da soğumasıyla etkisini iyice artırdı. Bu durum hayatımızı her alanda olumsuz etkilediği gibi, çalışma hayatımızda da farklılıklar yaratmaktadır. Çoğu iş yeri esnek çalışma, vardiyalı çalışma ve kısa çalışma gibi yollara başvurmak durumunda kalmaktadır. Bugünlerde adını çok sık duyduğumuz kısa çalışma nedir, şartları nelerdir, onu inceleyeceğiz bu yazımda, keyifli okumalar dilerim.

Kısa çalışma nedir?

Ekonomik kriz küreselleşmenin neden olduğu evrensel bir problemdir. Haliyle ekonomik kriz halinde, güçsüz olan bazı işletmeler küçülmeyi tercih ederler ve bunu, işçileri işten çıkararak yaparlar. Kalan bazı işletmeler ise işçilerin sebep olduğu maliyetleri, çalışılan süreyi veya üretimlerini indirerek veya işi belirli bir süreliğine durdurarak ya da son dönemde çok gündemde olan ücretsiz izin uygulamasını tercih ederek minimuma indirirler.

Neticede bütün bunlarla mücadele edilen ve ekonomik sıkıntı çekilen bu dönemlerde, işverenleri bir nebze rahatlatmak ve desteklemek adına kısa çalışma müessesesi gündemde yer almaya başlamıştır.

Kısa çalışma fesihten önce son çare midir?

Bilindiği üzere İş Hukuku teamülü gereği işverenler feshin son çare olma ilkesini delmemelidirler. Ekonomik bir krizle mücadele veren işverenler her ne kadar sıkıntı yaşanırsa yaşansın işçi çıkarma yoluna başvurmadan, esnek çalışma, ücretli izin veya kısa çalışma uygulamalarına başvurmalıdır. Aksi halde feshin son çare olma ilkesine uymamış sayılacaklardır. En nihayetinde kısa çalışma müessesesi bu noktada işverenlere destek olarak meydana çıkmıştır. Nitekim işveren kısa çalışma müessesesini denemeli, ancak bu husus dahi sorununu çözmez ise ancak o zaman fesih yoluna son çare olarak başvurmalıdır.

Kısa çalışma ödeneğinin şartları?

  • Kısa çalışmayı gerektiren bir olgu bulunmalıdır.
  • İşveren işi durdurmalı veya çalışma süresini azaltmalıdır.
  • İşveren söz konusu durumu İŞKUR’a bildirmelidir.

Genel ekonomik kriz hali, bölgesel veya sektörel kriz veya bunlardan bağımsız bir zorlayıcı sebep neticesinde bu durumdan etkilenen bir işletme olmalıdır. Bununla beraber bu sebeplerden birinden kaynaklı söz konusu işletmeye ait iş yerlerinde çalışma süresi ya tamamen ya da geçici olarak normal zamana kıyasen en az üçte bir oranında azaltılmalı veya en az dört hafta süre ile faaliyeti durdurulmuş olmalıdır.

Kısa çalışma ödeneğinin iş sözleşmesine ve işçinin kıdemine etkisi

İş yerinde faaliyetin geçici olarak tamamen durdurulması halinde iş sözleşmesi askıda kalmaktadır. Ancak söz konusu askı süresinde işçinin kıdemi ne durumdadır? Bu konuda kanun ve yönetmelikte özel bir düzenleme bulunmadığından öğretinin görüşüne ağırlık vererek işin durduğu dönemlerde sözleşmesinin askıda kaldığı süreleri de çalışılmış gibi sayarsak sonradan bu süreleri işçinin kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasında dikkate alabiliriz. İş Kanunu ve ikincil mevzuatta boşluk bulunan tereddütlü durumlarda işçi lehine yorum kuralının uygulanması İş Hukukumuzun temel ilkelerinden biridir.

Askıda kalan bir iş sözleşmesi neticesinde herhangi bir kanun yahut yönetmelikte bu husus değerlendirilmemiştir ancak işin durdurulduğu dönemde iş sözleşmesi askıda kaldığından bu süreler çalışılmış gibi sayılacaktır ve bu süreler işçinin kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hesaplanmasında dikkate alınabilir. Ancak belirtildiği üzere bu konuda herhangi bir düzenleme henüz söz konusu değildir. Bu husus İş Kanunu, ve İş Hukuku teamülü ile ikincil mevzuat boşluklarında eğer bir karmaşıklık var ise işçi lehine yorum ilkesi kullanılarak çözüme kavuşturulabilecektir.

Kısa çalışma ve ücretsiz izin arasındaki farklar nelerdir?

  1. Kısa çalışma müessesesinde işveren tek taraflı irade beyanı ile hareket etme alanına sahiptir. Ancak ücretsiz izin müessesinde işçinin açık rızası koşulu aranmaktadır.
  2. Kısa çalışmada işçi çalışmasa dahi bu süreler için ücretinin %60’ına hak kazanır ve bu ücret kendisine ödenir ancak ücretsiz izin halinde adı üstünde işçinin ücrete hak kazanması söz konusu dahi olamaz.
  3. Kısa çalışma yukarıda da değinildiği üzere 3 ay ile sınırlıdır ancak ücretsiz izinde yargıdaki makul süreler aşılmadığı takdirde belirlenen herhangi bir süre sınırlaması söz konusu değildir.
  4. Kısa çalışma süresi belirli olduğundan bu süre sona erdiğinde işçinin işe geri dönmesi için kendisine bir ihbarda yahut uyarıda bulunulması gerekmez ancak ücretsiz izin belirli bir süre aralığında olmadığından işçinin işe başlaması için işveren tarafından bir davetiye gönderilmesi gerekebilir.
  5. Kısa çalışma yukarıda da değinildiği üzere yalnızca genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebepler hallerinde uygulanabilir. Buna karşın ücretsiz izin işletmeden kaynaklanan ekonomik kriz hallerinde ve benzer hallerde de gündeme gelebilir.

Kısa çalışmanın işçilik alacaklarına etkisi

“Öncelikle hangi alacak kalemleri işçilik alacaklarıdır?” sorusunun cevabını vermek gerekir. Ücret alacağı, fazla mesai alacağı, hafta tatili alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve buna ek olarak iş sözleşmesinin feshine bağlı olarak söz konusu olan ihbar ve kıdem tazminatı. Yukarıda anıldığı üzere kısa çalışmaya geçilen bir işletmede çalışan işçilerin iş sözleşmeleri askıdadır. Haliyle bu dönemde işçi herhangi bir çalışma yapmaz ve işveren de ücret ödeme borcunu gerektiği gibi ifa etmez.

İşçi, kısa çalışma döneminde herhangi bir çalışma yapmadığı için bu takdirde fazla mesai, hafta tatili ve UBGT alacaklarına hak kazanmayacaktır. Ücret alacağı noktasında ise İŞKUR’un sunduğu işsizlik ödeneği sayesinde kanunda belirtilen oranlar baz alınarak kendisine ödenecektir.

Yıllık izin hakkı işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesince işçi veya işveren tarafından feshedilir ise veya işçinin ölümü söz konusu olur ise ancak ücret olarak kullanılabilecektir. Daha önce de vurgulandığı üzere kısa çalışma döneminde iş sözleşmesi askıda kalır. Haliyle ortada bir fesih durumu söz konusu olmadığından işçinin yıllık izin hakkını işverenden ücret olarak alması mümkün olmayacaktır.

İşveren kısa çalışmayı tüm çalışanları için talep edebilir mi?

İşveren, ancak işçinin kısa çalışma müessesi başlatıldığı tarihte 4447 sayılı Kanunun 50. Maddesi gereği 120 gün hizmet sözleşmesine tabi olarak çalışmış olması ve son 3 yıl içerisinde 600 gün işsizlik ödeneği için prim ödemesi halinde talepte bulunabilir.

Kısa çalışma talep formunda neler yer almalıdır?

  • Hangi işçilere kısa çalışma uygulanacaksa bu kişilerin listesi.
  • Kurumca uygunluk tespiti yapılacağı için talep edilen ve işveren veya işverenin yasal vekili tarafından onaylanan bilgi ve belgeler.
  • İşverenin kısa çalışma talep ettiğine dair yazılı ve gerekçeli beyanı.
  • Ücret bordroları.
  • Çalışanların ücretlerinin ve bu ücretlerle ilgili sigorta primlerini veya vergi kesintilerinin ödendiğine dair kayıt ve belgeler.
  • Talep edilen kısa çalışma dönemine ait çalışma sürelerinin gösterildiği ve işçilerin de imzalarının yer aldığı belgeler.
  • Bir önceki yıl ve söz konusu cari yıla ait geçici gelir beyannamelerin bulunduğu tablo kayıtları, üretimde meydana gelen azalış miktarına dair evraklar ve belgeler yahut tablolar.
  • Kısa çalışmaya geçilmeden önce kabul edilen siparişler ve iptal olan siparişlere ilişkin hem sözleşme hem de iptal belgeler.
  • Faaliyetin kısmen veya tamamen durdurulduğu hale ilişkin belgeler.

Kısa çalışma ödeneğinden faydalanan işçinin işsizlik maaşı bu durumdan etkilenir mi?

İşçinin kısa çalışma ödeneğinden faydalandığı halde değil ancak daha sonra işsiz kalması ve işsizlik maaşına hak kazanması halinde, kısa çalışma ödeneği aldığı zaman zarfı işsizlik maaşı alacağı zaman zarfından eksiltilecektir.

Kısa çalışma sırasında işveren sözleşmeyi feshedebilir mi?

Bilindiği üzere gündemdeki koronavirüs sebebi ile birçok alanda ciddi önlemler alınmaya başlanmıştır. Bunun bir örneği ise 08.04.2020 tarihinde taslak olarak düzenlenen yasa teklifinde, işverenlerin 3 ay boyunca işçileri işten çıkartmalarının önüne geçilmesidir. Taslak metninden anlaşılacağı üzere kısa çalışmadan yararlanıp yararlanmaması önem arz etmeksizin bütün işverenler bu sürece dahil tutulacaktır. Söz konusu 3 aylık zamanaşımı süresi Cumhurbaşkanının yetkisi ile 6 aya kadar uzatılabilecektir.4857 Sayılı İş Kanunu madde 25/I ve 25/II nedenleri ile gündeme gelen fesihler istinai hallerdir.

İlginizi çekebilir: Koronavirüs nedeniyle tatil turu iptalleri: Haklarınızı biliyor musunuz?

Avukat Gökçe Işık: Burslu olarak girdiğim Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Medeniyet Üniversitesi’nde Tıp Hukuku alanında yüksek lisansımı tamamladım. Baronun Kadın Hakları Komisyonu’nda aktif görevler aldım ve bu alanda çalışmalarıma devam ediyorum. Şimdi geriye dönüp baktığımda olduğum ben ile olmak istediğim ben arasındaki farkın her geçen gün giderek azaldığını fark ediyorum. Avukat, teoriyle pratiği kişiliğinde birleştirendir. Bu hayat felsefesinden yola çıkarak her ne kadar kendimi akademik olarak Tıp Hukuku alanında yetiştirsem de ülkemizde kadınların adalete erişiminde ciddi sıkıntılar olduğunu gözlemlediğim için bu alanda gönüllü çalışmalar yapıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale