X

Pandemide alınan kiloları verme zamanı: Nereden başlamalı?

Hayatınızda en rahat vereceğiniz kilolar bu pandemi dönemi aldığınız kilolar olacak, hızlı ve sebebi belli olarak aldığınız kilolar çünkü… O yüzden ne kadar erken başlarsanız o kadar başarı şansınız yüksek olacaktır.

Evet, herkes hiç olmadığı kadar mutfak dallarında uzmanlık kazandı diyebileceğimiz bir süreçten geçtik, hatta geçiyoruz da… Artık bu öğrendiklerimizi cebimize koyup sağlık adına mutfağımızda sağlıklı yemekler pişirmeye çalışmalıyız.

Covid-19 verileri bize aşırı kilolu/obez olmanın tedavilerde başarıyı etkilediğini söylüyor. Henüz salgın bitmiş değil, kendimizi korumaya çalışıyoruz, evet ama bir gün biz de bu salgın hastalık ile yüzleşmek zorunda kalabiliriz. O döneme kadar vücudumuza ne kadar iyi bakarsak o kadar korkmamıza gerek kalmaz.

Sağlığın kıymetini anladık, şikayet ettiğimiz şeylerin ne kadar önemsiz olduğunu fark ettik, fark edip geçmeden, tek evimiz vücudumuza iyi bakma zamanı…

Sakın ertelemeyin, süreci daha da uzatmayın…

Nereden başlayalım o zaman?

Öncelikle hayatı düzene koyalım, pandemi döneminde biliyorsunuz her şey düzensiz olmaya başladı, eve taşınınca saatler, sistemler tamamen bozuldu ve bu da haliyle düzensiz metabolizmayı getirdi. Metabolizmamız kilo vermemiz için bağışıklığımıza destek olsun istiyorsak, önce düzenleri belirlemeliyiz. Yattığımız, kalktığımız saatler, öğün saatlerimiz çok kaymayacak şekilde olmalıdır.

Uyku konusu çok önemli, evde hareketsiz ve yorulmadan geçen süreç uyku düzenlerini de bozunca kilolara katkı büyük oldu. Uyku saatlerinin bağışıklık sistemi üzerine de büyük etkisi var. Her gün en geç 00.00’de yatakta olmalı ve 8 saat uyumalıyız. Yeterli ve kaliteli olması açısından bu saatler çok önemli… Uyku saatini bu yaz günlerinde gün ışığından daha fazla faydalanmak adına daha da erkene çekersek şahane olur. Yeterli uyku olmadığında dinlenemeyen vücut, gün içinde daha çok açlık krizleri ile ihtiyacı olan enerjiyi almaya çalışır. Uyku ile iştah kontrolünde ekstra başarı sağlayabiliriz.

Bozulan iştahı toparlamanın bir diğer en önemli yolu öğün sayısını düzenlemekten geçer. 2 öğün yiyip de tüm gün etrafta bir şeyleri tırtıklayarak geçiyorsanız ya da öğünlerde yemeniz gereken miktarın çok üstüne çıkıp kendinizi kontrol edemiyorsanız o 2 öğün size yetmiyordur. Kontrollü bir öğün sayısı ve öğünlerde yediğiniz miktarların ve tabii ki yiyeceklerin düzenlenmesi ile daha rahat ve doyarak kilo verebilirsiniz.

Güneş ışığından faydalanmaya artık hemen başlanmalı, D vitamininin de yoğun bakımda tedavi durumunu etkileyen çok önemli bir belirteç olduğu açıklandı. Hepimiz kıştan ve hatta evden yeni yeni çıkıyoruz ama çıktığımızda doğru güneşlenmeyi de yaparak bağışıklığımıza destek olmamız gerekiyor. Haftada en az 4 gün düzenli bir şekilde güneşli öğle saatlerini muhakkak açık alanlarda, mümkün olduğunca fazla miktarda derimizi doğrudan güneş ışığına maruz bırakarak, en az 20 dakika güneşlenmeliyiz. Normal dönemde bile kilo vermeye gelen danışanların tahlillerinde hep D vitamini düşüklüğüne rastlarım. Hem bağışıklığı artırmak hem de alınan kiloları dengelemek için güneş ışığına dikkat etmeliyiz.

Hareketsiz kalmanın yediklerimiz, uyku düzenimiz anlamında ne sonuçlara yol açtığını gördüğümüze göre artık bir bahanemizin kalmaması gerekiyor. Sağlıklı bir hayat için zaten hareket olmazsa olmaz. Alınan kilolardan hızla kurtulmak için de haftada en az 180 dakika hareket etmeliyiz. Bunu haftada 4 gün’e aralıksız 45’er dakika egzersiz şeklinde yapmanız en uygunu olacaktır. Tercihen sabah ama siz hangi saatte yapabiliyorsanız o saat sizin için en uygunu olacaktır. Bu adım bağışıklık için de akciğer kapasitesine ve kalp-damar sağlığına destek olması bakımından çok önemlidir.

Su gerçekten hayattır, suyun hem tüketirken hem kullanırken ölçülü olarak kıymetini bilelim. Onun dışında vücudumuzun %60’tan fazlası neredeyse sudan oluşurken, onu susuz bırakmamız demek hayatını elinden almak anlamına gelir. Her gün en az 2 litre, hatta sıcaklarda ve egzersiz ile 2,5 litre su içmeye çalışılmalıdır. Gün içinde yanımızda bir büyük su sürahimiz şişemiz olmalı ve ara ara kendimize su içmeyi hatırlatarak sürahimizin seviyesini kontrol etme alışkanlığı ile su içme alışkanlığı kazanabiliriz. Her şeyi tam yapsanız dahi sadece su içmediğinizde kilo vermenizin önüne geçmiş oluyorsunuz.

Kan şekerini hızla yükselten nişastalı, beyaz, işlenmiş ürünlerin olmadığı daha liften zengin, esmer ürünlerin bulunduğu bir beslenme biçimine geçerken aynı zamanda yağdan da ölçülü, kontrollü olmaya, tuzu kısıtlamaya, proteinleri zararsız görüp sınırsız tüketmemeye çalışalım. En çok çiğ sebze ve meyve tüketimimizi artırmaya çalışalım. Bol posa sağlıklı bir kilo verme programında olmazsa olmazdır.

Bu dönem yapılan diyetlerin bağışıklığı destekleyecek şekilde olması daha da önemlidir. Her yönden besleyici ve size özel olması ile faydası kat kat fazla olacaktır. O yüzden salatasız sofraya oturmayın, muhakkak salataları bol limonlu, sirkeli tüketin. Tam tahıl ürünleri dediğimiz bulgur, tam buğday, çavdar ürünlerinden oluşan sağlıklı karbonhidratları tercih edelim. Bir öğünümüzde sebze, bir öğünümüzde protein ya da proteinli sebzeler tüketmeye çalışıp, proteinde ölçüyü kaçırmamaya sebzeye de beslenmemizde yer açmaya çalışalım. Her gün ihtiyacımız olan vitaminleri de almak adına en az 2 kase kadar meyve tüketelim, 4 kaseyi geçmeyelim ve en önemlisi hepsini aynı anda yemeyelim.

Nelerden kaçınalım?

Bu zamana kadar kilo almanıza neden olanları en iyi siz bilirsiniz, ben danışanlarıma da hep bunu söylerim. Öncelikle düşünün: “Neyi bu süreçte fazla tükettim de vücudumun dengesini bozarak kilo almasına neden oldum?

Bu dönem için hamur işleri, şeker, pastalar, börekler, kurabiyeler başı çeker sanırım, sonrasında fazlaca çerez, çekirdek, kuruyemiş ve tabii ki abur cubur dediğimiz paketli hazır atıştırmalıklar ve meşrubatlar, alkol bu kilo aldıranlardan olmuştur.

Neden bunlar? Çünkü enerji içeriklerinin yüksek olması, iştah düzenini bozan mekanizmalarının bulunması, hepinizin bildiği gibi yedikçe yedirmesi, bırakmaya fırsat tanımaması sizi resmen bir yerden alıp bir başka yere bırakmasına neden oluyor. Bu gıdaları sık ve ölçü belirlemeden tükettiğinizde bir sürpriz ile karşılaşmaya hazır olmalısınız.

Beslenmemizden sızlanmaktan kaçınalım. Hayat biçimi yapmak için uyguladığımız sağlıklı beslenme düzenlerine adapte olalım ve bunu sürdürmeye çalışalım. Ne zamana kadar kilo vereceğimizi hesaplamadan bunun artık bu pandemide sağ kalımı artırmak için zaten önemli olduğunun bilincine varalım.

Diyet yapayım derken de eksik beslenmekten kaçınalım. Bağışıklığa en çok ihtiyacımız olan bu dönemde yanlış diyetlerle bağışıklığa tam tersi zarar verebiliriz. Ekmeksiz, meyvesiz yapılan diyetler kilo verme yolunda sizi de, bağışıklığınızı da zorlar.

Bu döneme kadar önemsemediğiniz pişirme şekillerinizi de gözden geçirmelisiniz; kızartmalardan kaçınmalı, fırında, tencerede, ızgarada pişirme yöntemlerini uygulamalısınız. Bu yöntemler hem daha doyurucu hem de bağışıklık sisteminizi güçlendirirken, zayıflamanıza da destektir.

Yaz aylarının gelmesiyle her ne kadar hava çok geç kararsa da yemek saatlerimizi çok çok geç saatlere bırakmayalım, en geç 19.30’da yemek sürecini sonlandıralım. Gece için ufak bir ara öğünümüzü de yatmadan 2 saat önce bitirmiş olalım.

Artık başlamanın tam zamanı, geç kalmayalım, bir an önce başlayalım…

İlginizi çekebilir: Selülitten kurtulmak için beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz?

Dyt. Buket Koçoğlu: Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. O günden bu güne sofralara olabildiğince dokunmaya çalışıyorum. Beslenmede herkes için aynı doğruların olmadığına inananlardanım. Beslenme bir derya ve parmak iziniz gibi size özel... Hayatlarınıza bu denli özel bir alandan dokunup değiştirebilmek benim için çok değerli... Her yeni hayat yeni bir macera; yeter ki siz de bu işin sağlığınız için ne kadar önemli olduğu bilincine ve en önemlisi bu vücuttan başka gidecek yeriniz olmadığının farkına varın... Benimle bu muhteşem keşif sürecine var mısınız?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale