X

Pandemi ev tasarımlarını nasıl değiştirdi?

Pandeminin, yaşam şeklimizi çok değiştirdiğini söylemeye gerek bile yok. Günlük alışkanlıklarımızdan temizlik anlayışımıza, sosyal ilişkilerimizden çalışma şeklimize hayatımızın her alanında büyük etki yaratan pandemi, özellikle ilk zamanlarda çoğumuzun evde çok daha vakit geçirmesine neden oldu. Home-office sistemine geçen iş yerleri, uzaktan eğitime başlayan okullar, online hizmet vermeye başlayan çeşitli sektörler derken, evlerimiz adeta çok işlevli merkezlere döndü. Bu durum, haliyle ev tasarımlarını da değişmeye başlamak için harekete geçirdi. Ev sahiplerinin, ev sahibi olmak isteyenlerin veya kiralamak için yeni ev arayanların öncelikleri, ihtiyaçları değiştikçe mimarlar, inşaat sektöründe çalışanlar, mühendisler de yeni ev projelerini bu doğrultuda geliştirmeye başladı. Gelin, pandemi ev tasarımlarını nasıl değiştirdi ve daha ne gibi yenilikler bizleri bekliyor, yakından bakalım.

Daha geniş alanlar

“Evim evim güzel evim” söylemi son yıllarda anlamını daha da pekiştirdi, öyle değil mi? Evlerimiz, sadece ‘ev’ olmaktan çıkıp okul, ofis, spor salonu, oyun alanı ve çok daha fazlası oldu. Eskiden uzun bir günün ardından geri dönülecek bir yer olan evler, artık her gün birden fazla amaca hizmet etmeye başladı. Yeni yapılan evler de tüm bu amaçlara hizmet etmek için daha da büyüdü. Artık 1-2 odalı evler yerine daha geniş alanları olan, daha fazla odaya, tuvalet-banyo sayısına sahip evler revaçta. İnsanların farklı ihtiyaçlarına yönelik özel alanlar sunabilmek için yeni ev projelerindeki alanlar da büyümeye başladı.

Ön plana çıkan dış mekanlar

Özellikle sokağa çıkma yasaklarında değerini çok daha iyi anladığımız doğayı evlerimize getirmek için mimarlar, inşaat mühendisleri, proje planlayıcılar harekete geçti ve açık alanları da içerisinde barındıran evler tasarlamaya başladılar. Yeni ev projelerinde balkonlara, teraslara, bahçelere daha fazla yer ayrıldığını görmek mümkün. Evlerdeki yaşam alanlarının uzantısı olarak planlanan dış mekanlar, insanların hem ailecek keyifli zaman geçirebilecekleri hem de misafirlerini açık havada ağırlayabilecekleri geniş alanlar olarak görev yapmakta.

Daha esnek yapılanmalar

Esneklik, yeni ev tasarımlarının en kritik konularından biri. Çalışma odanızı spor salonuna, terasınızı kış bahçesine, yemek odanızı meditasyon köşesine çevirebilirsiniz. Nasıl mı? Hareketli camlar ve duvarlar ile. İlk bakışta canlandırması zor gibi görünse de aslında evlerin işlevlerini artırmayı, çok amaçlı kullanıma uygun hale getirmeyi amaçlayan bu esnek sistemler yeni ev tasarımlarının en önemli unsurları arasında. Mevcut alandan en fazla verim almak için oldukça kullanışlı bir çözüm olan esnek yapıları sık sık yenilikçi çözümler üreten projelerde göreceğiz gibi…

Özel bölümler

Evden çalışmaya başlayan ebeveynler, uzaktan eğitime dönen çocuklar, uzun süre görüşemediğiniz için birkaç gün evinizde kalmaya gelen misafirler derken evlerdeki nüfusun artmaya başladığı, aynı anda herkesin farklı işle uğraştığı aşikar… Bu durum da haliyle, evdeki bireylerin kendi kişisel alanlarının olmasına daha fazla ihtiyaç duymalarına neden oldu. Yemek masasındaki laptop, kahve sehpasındaki kitaplar, mutfakta dağılan şarj aletleri, evin her yerine saçılmış not kağıtları ve çok daha fazlası, herkes için tanıdık bir tablo yaratıyor gibi. Bu nedenle yeni yapılan evlerde özel köşeler, bölmeler, gömme dolaplar, çok amaçlı ufak ama kullanışlı boş bırakılmış alanlar ve dahasını görmek mümkün. Online toplantılarda arka planı toparlamakla uğraşmaktansa bunun için ayrılmış ve hiçbir dikkat dağıtıcı uyaran olmayan bir köşe, kulağa çok iyi gelmiyor mu?

Ferah girişler

Belki şimdilerde pek dikkat etmiyor olabilirsiniz, ancak pandeminin ilk zamanlarını aklınıza getirirseniz eve nasıl girdiğinizi hatırlayabilirsiniz… Muhtemelen, eve girer girmez elinizde ne var ne yoksa kenara bırakıp hemen ellerinizi, cep telefonunuzu, cüzdanınızı, marketten aldıklarınızı dezenfekte ediyordunuz, yanılıyor muyuz? Çoğumuz, evlerimizin girişinde ufak bir dezenfeksiyon köşesi kurmuşuzdur. Bu da yeni ev projelerinde daha uzun hollere, geniş girişlere yer verilmesine neden oldu. Eşyalarınızı koyabileceğiniz, ellerinizi temizleyebileceğiniz, elinizdekileri sterilize edebileceğiniz masa, sandalye, raf vb. mobilyaların konulmasına uygun geniş alanlar mimarların yeni gözdesi.

Bonus: Zen ve Metaverse odaları

Çalışma alanları, spor odaları, bahçeler, balkonlar ev konforunu artırmak için yeni ev projelerinin temelini oluştursa da bu kadarla sınırlı değil. Sırada neler var dersiniz? Golf alanları, Zoom konferanslarına özel odalar ve hatta Zen odaları. Evet, yakın gelecekte yeni evlerin zihinsel sağlığımızı, esenliğimizi, iyi oluş halimizi olumlu yönde etkileyecek özel bölümler barındıracağı kesin… Wall Street Journal‘a göre, bazı tasarımcıların insanların sanal gerçeklikte dolaşabilecekleri kapalı alan ihtiyacını görmesiyle “Metaverse Odaları” bile ufukta olabilir. Henüz bunun nasıl olacağını bilemesek de teknoloji ve dijital dünya çağında gelecekte olmaması için bir sebep kalmadığını söyleyebiliriz. Bakalım, yeni evlerde bizi daha ne gibi sürprizler bekliyor…

Kaynak: Today, Washington Post

İlginizi çekebilir: Tasarımlarıyla göz doldururken motivasyonunuzu artıran egzersiz ekipmanları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale