X

Palm yağı: Söylendiği kadar kötü mü, yoksa anlatıldığı kadar iyi mi?

Çevre kirliliği, hayvan hakları veya sağlıklı beslenme konularından en az biri ile yakından ilgili iseniz mutlaka palm yağı ile ilgili az çok bir şeyler duymuş, okumuşsunuzdur. Palm yağı, piyasada çoğunlukla yağmur ormanlarının yok edilmesi, telef olan orangutanlar ve zarara uğrayan çiftçiler ile ilişkilendiriliyor. Ancak bir markette satın alabileceğiniz tüm ürünlerin en az yarısında palm yağı kullanılmakta. Üstelik şimdiye kadar hiçbir ülkede hiçbir sağlık kurumu ya da ilgili kuruluşlar tarafından kullanımı yasaklanmadı; aksine, her geçen gün palm yağına talep artıyor. Peki, nedir palm yağı ile ilgili gerçekler?

Palm yağı nedir?

Hurma yağı adıyla da bilinen palm yağı, Elaeis guineensis adında bir tür palmiye ağacının meyvesinden elde edilen bir bitkisel yağ çeşididir. Tropikal iklim bitkisi olan bu ağacın yetiştiriciliği %90 oranında Endonezya’da ve Malezya’da yapılır. Ağacın meyvesi yaklaşık bir ceviz büyüklüğündedir, kırmızı-kahve bir renge ve iri bir çekirdeğe sahiptir.

İçerik açısından palm yağı, laurik asit yönünden oldukça zengin bir bitkisel yağdır. Palm yağı; %50 doymuş yağ asitleri, %40 doymamış yağ asitleri ve %10 çoklu doymamış yağ asitleri içerir.

Palm yağı endüstride neden bu kadar popüler?

Palm yağı aslında dünyanın en popüler bitkisel yağıdır. Bir markete girdiğinizde, satın alabileceğiniz ürünlerin en az yarısı palm yağı içerir. Sabun, ruj, mum, diş macunu, pizza hamuru kahvaltılık kremalar, margarin, şampuan, ilaçlar, parfüm, biyodizel ve daha aklınıza bile gelmeyecek binlerce üründe palm yağı bulunur.

  • Verimlidir: Diğer bitkisel yağlardan daha düşük üretim maliyeti ile çok daha yüksek verim sunar. Palm meyvesi, soya fasulyesinden 11 kat, ayçiçeklerinden 10 kat ve kolza tohumundan yedi kat daha fazla yağ verir. Üstelik bir ağaç 25 yıl boyunca aralıksız meyve verebilir.
  • Ekonomiktir: Daha az maliyet ile daha fazla yağ elde etmenin yanı sıra, palmiye ağaçlarının bakımı da masrafsızdır. Hindistancevizi, mısır ya da yağ elde edilen diğer bitkisel kaynaklara göre çok daha az gübre ve pestisite ihtiyaç duyarlar.
  • Kullanışlıdır: Oda sıcaklığında katı olabilen, renksiz, kokusuz ve trans yağ içermeyen bitkisel kaynaklı daha iyi bir yağ yok, dolayısıyla endüstriyel alanda oldukça talep görüyor. Rujlara renkleri iyi tuttuğu ve kokusuz olduğu için eklenirken, köpürme ve nemlendirme özellikleri sayesinde şampuanlar ve sabunlar için de iyi bir aday oluyor. 

Palm yağı üretiminin ekolojik etkileri

  • Ormansızlaştırma çalışmaları: Palm yağının kullanım alanları fazlasıyla geniştir ve artan tüketim ile birlikte palm yağına olan talep de giderek artmakta. Dolayısıyla, artan talebi karşılayabilmek için, palm yağı üretiminde başı çeken ülkelerde tarımsal faaliyetin ve tarıma dayalı arazilerin neredeyse tamamı palmiye ağacı ekimine ayrılmış durumda. Ancak bu büyük kardan daha büyük pay almak isteyenler, daha fazla üretim yapmak ve kar elde etmek amacıyla ormanlık alanları talan ederek yasadışı palmiye ekimi yapıyorlar. Bu durumdan özellikle yağmur ormanları ve o ormanlarda yaşayan canlılar zarar görüyorlar.

  • Türlerin soyunun tükenme tehlikesi: Büyük bir ekosistemin monokültürleştirilmesi (monokültür: belirli bir bitki türünün bir bölgede çok yaygın olarak uzun yıllar boyunca yetiştirilmesine dayanan bir tarımsal yöntem), bölgedeki biyolojik çeşitliliği tehdit eder. Bunun en büyük örneği ile orangutanlardır. 1990 yılında sayıları yaklaşık 315.000’e varan orangutanlar günümüzde, uzun vadede hayatta kalma şansı az olan küçük gruplar halinde yaşamak zorundalar ve sayıları vahşi doğada 50.000’in altında olduğu tahmin ediliyor. Orangutanlar, palm yağı üretimi sebebiyle yok olma tehlikesi altında olan gergedanlar, filler ve kaplanlar dâhil pek çok türden sadece biri. Bölgedeki bu plansız tarımsal faaliyetler türlerin yok oluşuna doğrudan sebep olmasa da, etkisi büyük.Bu hayvanların yaşam alanlarının daralması, insanlar için de iyi sonuçlanmıyor. Hayvanlar, ya kendi avcılarından kaçacak başka yer kalmadığından ya da yiyecek bulamadığından insanların yaşam alanlarına yöneliyorlar. İnsanların tarlalarına, besi hayvanlarına hatta bizzat insanlara zarar vererek sosyal yaşamı da zorlaştırıyorlar.
  • Hayvan hakları ihlalleri: Açlıktan yerleşim alanlarına gelen ve sosyal yaşamı zorlaştıran bu hayvanlar insanlar tarafından ya öldürülüyorlar ya da yasadışı satılıyorlar. Özellikle orangutanlar için büyük meblağların döndüğü bir piyasa mevcut. Şempanzeler için istenen fiyat 25 ile 30 bin dolara aralığındayken, sağlıklı bir goril 45 bin dolara kadar alıcı bulabiliyor.

  • Hava kirliliği: Ormansızlaştırma çalışmaları çoğu zaman ağaçları yakarak yapıldığından yüksek miktarda karbon açığa çıkarır. Ağaç popülasyonundaki azalma sebebiyle de bölgedeki karbondioksit emilimi azalır. Tüm bunlar dünyadaki sera etkisinin ve küresel ısınmayı artmasına yol açar. Solunan havadaki kirlilik aynı zamanda halk sağlığını da tehlikeye atar.
  • Toprak erozyonu: Tropik bölgeler bol yağış alır ve ağaç kökleri hem fazla suyu emdiği hem de toprağa sıkıca tutunduğu için ayrıca önemlidir. Ormanlık alanların yok edilmesi, şiddetli yağmurlarda verimli toprakların kaybına yol açar. Besin değeri yüksek bu toprakların kaybı çiftçileri zarara uğratır ve bu kaybın telafi edilmesi için, çevreye daha fazla zarar veren pahalı gübrelerin kullanımından başka seçenek kalmaz.
  • Toprak ve su kirliliği: Ortalama bir palm yağı fabrikası, ürettiği her bir ton palm yağı için 2,5 ton atık su üretir. Bu atığın arıtılmadan akarsulara bırakılması, bölgedeki biyolojik çeşitliliği ve insanları etkileyen tatlı su kirliliğine neden olur. Erozyon sebebiyle mecbur kalınan kimyasal gübre ve pestisit kullanımı da toprak ve su kirliliğini daha da kötüleştirir.

Palm yağı ve insan sağlığı ilişkisi

Palm yağının insan sağlığına etkisi konusunda uzmanlar ikiye bölünmüş durumda. Kimi doktor ve diyetisyenler, palm yağının içerdiği doymuş yağ oranına bakarak damar tıkanıklığına sebep olabileceğini, kalp-damar hastalıkları ve yüksek kolesterolü tetikleyebileceğini düşünüyorlar. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA) tarafından hazırlanan bir raporda.

Palm yağının 200°C’den yüksek ısıda işlem görmesinin kanserojen etki göstermesine yol açabileceği ifade ediliyor. Kimi uzmanlar ise palm yağının kendisinin değil kontrolsüz tüketiminin sağlıksız olduğunu savunuyor. Bir insanın bir günde alabileceği ortalama doymuş yağ miktarı aşılmadığı sürece herhangi bir sağlık sorununa sebep olmayacağını belirtiyorlar. Laurik asit yönünden zengin bir içeriğe sahip olduğu için cilt sağlığına faydası olduğu ve kullanılmasında sakınca olmadığını savunan doktorlar da var.

Sonuç olarak, palm yağının insan sağlığı üzerinde bu etkilere sahip olup olmadığı konusunda bilimsel çalışmaların yetersizliğinden ve uzman kişilerin çelişkili fikirlerinden dolayı palm yağı için sağlıklı ya da sağlıksız demek şimdilik pek mümkün görünmüyor.

Boykot etmek çözüm mü?

Palm yağı tüketmeyerek boykot etmenin işe yarayıp yaramayacağı bir yana, palm yağı tüketmemeye çalışmak bile başlı başına imkansıza yakın bir uğraş. Tükettiğiniz her ürün istisnasız yüzde yüz organik olmadığı sürece, palm yağından kaçınmak mümkün değil. İçerik listesinde palm yağı için kullanılan 40 farklı isim var*, dolayısıyla kendini gizlemeyi de iyi biliyor.

Hurma yağı, Endonezya ve Malezya’nın temel tarımsal ihracat ürünüdür. Endonezya’nın yerel çiftçileren büyük tüccarlara kadar yaklaşık 17 milyon insan gelirlerini bu sektörden kazanıyor. Şu durumda palm yağını boykot etmek, koca bir halkı ekonomik açıdan zor duruma sokmak demek.

Sizlere bilinçli tüketiciler olarak tüketim tercihlerimiz ile değişim yaratabileceğimizi her fırsatta söyleyip duruyorum, ancak palm yağı meselesinde tüketiciler olarak bizim yapabileceklerimiz sınırlı. Bu konuda elini esas taşın altına sokması gerekenler, palm yağı üretimini tek elinde tutan ülkeler ve bu ülkelerden palm yağı alan şirketlerdir.

Bize düşen palm yağından kaçmak değil, Sürdürülebilir Pal Yağı (Roundtable on Sustainable Palm Oil (RSPO)) sertifikalı ürünleri tercih etmektir. Bu sertifika sadece sürdürülebilir ve yasalara uygun üretim yapan üreticilere verilir ve dünya çapındaki üreticilerin yalnızca %19’unu kapsar – maalesef. RSPO sertifikalı ürünleri tercih ederek, sürdürülebilir üretimi destekleyebilir ve yasadışı üreticilerin çoğalmasını engelleyebiliriz.

Kaynaklar:

RSPO
The Going Green Couple
Green Living Detective  
WorldWildlife.Org
Travel For Difference 
Yemek.com
Webtekno

İlginizi çekebilir: Ya evdeki tek çevreci sizseniz: Kalabalık bir hanede sıfır atıkçı olmak

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale