Özgüven kazanmak için vazgeçmeniz gereken 6 alışkanlık
Kendinden şüphe duyma veya kendini engelleme gibi alışkanlıklarla mı mücadele ediyorsunuz? Kendinize daha çok güven duymak için mi çabalıyorsunuz? Kendi hayallerinizin peşinden gitmek ve kendi hayatınızı yaşamak yerine başkalarını memnun etmeye mi odaklanıyorsunuz?
Kendinize güven duymanın en iyi yolu, hayatla barışık ve kendine daha çok güvenen bir şekilde düşünmenize ve hareket etmenize engel olan zihinsel ve duygusal alışkanlıkların farkına varmak. Farkındalık sağlayarak ve eski alışkanlıkları değiştirmeye odaklanarak beyninizde yeni pozitif duygusal yollar açabilirsiniz. Her birimizin beyni, nöroplastisite kapasitesine sahiptir. Bu da yeni düşünce ve davranış yollarının beyindeki nöronlar ve bu nöronlar arasındaki yolları değiştirebileceği anlamına geliyor.
Uplifers olarak biz de artık eskide kalan kendini eleştirme ve kendini engelleme davranışlarına son verme yöntemlerini derledik. Olumsuz davranışlarınızla yüzleşerek daha esnek bir bilinç seviyesine sahip olabilir ve daha sağlıklı sınırlar belirleyebilirsiniz. Bu sayede beyniniz mutluluk ve başarıya daha çok kenetlenir. İşte kendine daha çok güvenen, mutlu ve başarılı bireyler olmanız için üstesinden gelmeniz gereken altı engel:
1. Suçluluk duymak
Suçluluk, birçoğumuzun çocuklukta öğrendiği bir duygudur. “Yemeğini ye, yoksa arkandan ağlar” veya “Ben senin için saçımı süpürge ediyorum, sen de bu durumda şikayet mi diyorsun?” cümlelerini hepimiz duymuşuzdur. Yetişkin olduğumuzda ise bu mesajları içselleştirip, hiçbir zaman yeterli olmadığımızı veya olamayacağımızı düşünürüz. Suçluluk hissi, başkalarını bilerek incitmekten veya en derindeki değerlerinizi hiçe saymaktan kaçınmak konusunda yardımcı olabilir. Ancak çok fazla suçluluk duymak, hayatın tüm neşesini alıp götürür. Suçluluğun birçok türü vardır, araştırmalar ise bu türler arasında tek bir suçluluk duygusunun iyi olduğunu söylüyor; o da yaptığınız zarar verici bir eylemin ardından duyulan suçluluk. Değer verdiğiniz birine yalan söyledikten veya bencil ve kırıcı davrandıktan sonra hissedilen suçluluk duygusu, aynı davranışı tekrarlamanıza engel olur ve pişmanlık duymanızı sağlar. Geri kalan birçok suçluluk hissi, böyle bir etkiye sahip değildir. İşe yaramayan bu suçluluk duygusuyla mücadele etmek için düşüncelerinizin değil sadece eylemlerinizin başkalarını incitebileceğinin farkına varın. Geçmişteki hatalarınızdan ders çıkarın ve hayatın size verdiği hediyelerin, güzelliklerin kıymetini bilin.
2. Başarısız olduğunu düşünmek
Birçoğumuz, algımızın ve başarılarımızın rengini değiştiren bir başarısızlık hissi taşırız. Eğer hayata başarısızlık gözlüğüyle bakarsanız, pozitif kazanımlarınızı her zaman küçük görme veya önemsememe eğilimine sahip olursunuz. Aynı şekilde başarısızlık hissiyle dolu bir düşünce şekli, karşılaştığınız zorlukları ve ne kadar çok çabaladığınızı da önemsizleştirme eğilimine neden olur. Bu başarısızlık düşüncesi büyüme çağında aileden gelen eleştiriler, örnek gösterilen arkadaşlar veya kardeşler kadar zeki olduğunu düşünmeme hissi ve teşhis edilmemiş dikkat bozukluğu nedeniyle oluşabilir. Başarısızlık hissi hayatın önemli bir alanındaki hayal kırıklığından da kaynaklanabilir; boşanma, yalnız olma, borca girme, okulda başarısızlık veya istediği işi bulamama… Bu başarısızlık düşüncesi bir kez oluştuğunda, bunu hayatınızın her alanına götürebilir, başarılı olmak için yetersiz olduğunuzu düşünebilirsiniz. Bu düşünce, size verilen bir göreve yeterince özen göstermeme, zamanında teslim etmeme veya fazla mükemmelci olma, büyük resme bakmak yerine gereksiz detaylara odaklanma şeklinde kendini gösterebilir. Güvensiz bir şekilde davranıp, yöneticilerinizde veya müşterilerinizde de size karşı güvensizlik oluşmasına neden olabilirsiniz. Bu başarısızlık hissinin üstesinden gelmek için atmanız gereken ilk adım bu düşüncenin varlığının farkına varmak ve ona inanmak zorunda olmadığınızı görmek. Her yeni fırsat, yeni bir başlangıç ve geçmişteki hatalardan ders çıkarmak için yeni bir şanstır.
3. Mükemmelci olmak
Kendi kendinizin en büyük eleştirmeni misiniz? Yaptığınız hiçbir şey o yüksek standartlarınızı karşılamak için yeterli değil mi? Mükemmelcilik, beklentilerinizin hiçbirini değiştirmediğini katı düşünce şekillerinde karşınıza çıkar ve özensiz çalışma, bıkkınlık hissi, vazgeçme ve bir daha denememe şeklinde kendini gösterir. Review of General Psychology’de yayımlanan bir makalede mükemmelci olan kişilerin depresyon veya anksiyeteye yatkın oldukları ve intihara meyilli oldukları belirtilmişti. Mükemmelcilik hem düşünceleriniz hem de bedeniniz için tehlikeli olabilir. Mükemmelcilerin kendi kendilerine duydukları saygı da koşullara göre değişkenlik gösterebilir. Kendilerini sadece bir şeyi mükemmel yaptıklarında severler. Ancak bir başkasının mükemmel olabileceğini düşünmedikleri için başkalarını sevme ihtimalleri oldukça düşüktür. Mükemmelcilikten kurtulmak için “olmalı” ile biten cümlelerden ve hayatta sadece siyah ve beyazın olduğunu düşünmekten vazgeçmek gerekir. Kendinize bir şeyleri denemek için şans verin. Hataları birer felaket olarak görmeyi bırakın. Kendinize zaman verin. Yaptığınız bir işi defalarca kontrol etmeyin. Resmin bütününe odaklanın.
4. Pişmanlıklarla yaşamak
Pişmanlık olumsuz bir bilinç ve duygu durumudur ve elde edilen kötü sonuçtan ötürü kendini suçlamaya, her şeyi kaybetmiş gibi hissetmeye, yaptığınız seçimleri geri almayı istemeye neden olur. Eğer durumu değiştirmek için bir fırsat varsa, pişmanlık her ne kadar acı verici bir duygu da olsa bazen işe yarar sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Pişmanlık nedeniyle duyulan o acı hissi, yeniden odaklanmaya ve doğru yolu seçmeye yardımcı olabiliyor. Eğer bir bağımlılığınız varsa, bundan kurtulmak için pişmanlık motive edici bir duygu olabilir. Ancak değişiklik yapma şansınız olmayan durumlar için pişmanlık duymak, sizi zihinsel ve fiziksel olarak hırpalar. Bu tür bir pişmanlık, adrenalin ve kortizol gibi stres kimyasallarının açığa çıkmasını ve aynı pişmanlık hissinin defalarca yaşanmasına neden olur. Tüm vücudunuzun ve zihninizin kontrolünü ele geçirebilir. Pişmanlıkla mücadele etmek için dikkatinizi şimdiki zamana odaklanmanızı sağlayacak stratejiler geliştirin.
5. Kendini olumsuz olarak başkalarıyla kıyaslamak
Kendimizi başkalarıyla kıyaslayıp bazı yargılara varır, sonra da bu yargılar üzerinden ne kadar başarılı olduğumuzu ölçmeye çalışırız. Bu kıyaslama iki türlüdür; kendinden üstün olanlarla ve kendinden düşük olanlarla kıyaslama. Kendinizden düşük olanlarla kıyaslama yaptığınızda kendinizi iyi hisseder, kendinizden yüksek olanlarla kıyaslama yaptığınızda ise kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Oysa asıl problem, başkalarının hayatının görünen yüzünün altında neler olup bittiğini bilmemenizdir. Dolayısıyla bir kıyaslama yaptığınızda kendi hayatınızın en özel yanlarının, başkalarının hayatının en yüzeysel yanlarıyla kıyaslarsınız. Silikon Vadisi’ndeki birçok milyoner, kapı komşusu gibi milyarder olamadığı için kendini mutsuz hisseder. Başkaları kadar iyi olmadığınız bir alan her zaman bulabilirsiniz. Fiziksel görünüş, sportif yetenekler veya kariyer özellikleri… Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak, üzerinizde büyük bir baskı oluşturur çünkü herkesin şartları birbirinden farklıdır. Yapabileceğiniz en iyi kıyaslama bugün ile geçtiğimiz ay veya yıl yaptıklarınızı kıyaslamaktır. Bu tür bir kıyaslama, bireysel şartlarınızı ve yeteneklerinizi iyiye götürür.
6. Başkalarını memnun etme
Başkalarını memnun etmenin altında yatan asıl neden, herkesin sizi sevmesini ve sizinle ilgili olumlu fikirlere sahip olmasını istemektir. Belki narsistik veya duygusal açıdan sizi istismar eden ebeveynlere sahip olabilirsiniz ve aile içinde psikolojik olarak ayakta kalabilmek için çocukluğunuz onları memnun etmekle geçmiş olabilir. Hatta beynin çok daha derinlerinde başkalarının size öfkelenmesini veya size kızmasını önlemek için onları memnun etme düşüncesi yatıyor olabilir. İnsanları memnun etmek, empatinin kötüye kullanımından başka bir şey değildir. Oysa insanın her zaman bir başka seçim şansı daha var. “Olmalı” diye biten cümlelerden sıyrılın. Başkalarını memnun etmek için verdiğiniz çabanın size nelere mal olduğunu düşünün. Sınırlar koyun ve başkalarından gelen taleplere hayır demeyi öğrenin. Uzun süre stresten kurtulmak uğruna kısa süreli rahatsızlıkları kabul edin. Başkalarının ihtiyaçlarıyla kendi ihtiyaçlarınız arasında bir denge kurmayı ve kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermeyi öğrenin.
Kaynak:
Psychology Today