X

Özgürlükle ilgili az bilinen gerçek: “Bütün insan” olmak

Bir insanın yaşamı; kabul ettikleri, reddettikleri ve sevdiklerinin bir bütünüdür. Bu bütün onun tüm gerçekliğinin bir resmidir ve ona ait olmayan hiçbir şey bu bütünün içinde var olamaz.

…Ve insan ancak bütünlüğünü kucakladığında yaşam içinde gerçekten özgür olarak var olabilir.

Muazzam değil mi?

Aslında uzun zamandır okuduğum ve farkında olduğum birçok şey, beni bu kavrayışım etrafında döndürüp dolaştırmıştı, ancak küçük bir parça eksik kalmış olacak ki henüz tüm hücrelerime işlememişti.

Bu bilgi bu haliyle geçtiğimiz haftalarda kalıcı idrakime yerleşti (kalıcı idrak çok önemli bir konu, burada kısacık bahsederek geçiştirmek istemedim. Bu haftaki ikinci yazımda bu konudan bahsediyor olacağım).

…Ve kalıcı idrakime yerleşen her şey gibi o da benim doğal düşüncem oldu ve beni tonlarca hafifletti.

Kendimi gerçekten ganimet bulmuş bir korsan gibi heyecanlı hissediyorum ve bu ganimeti sizinle paylaşmaktan büyük keyif alıyorum.

Bence bu kavrayışı en iyi bir örnekle anlarız. Ancak öncelikle bütün olmayı ve kötü olmayı bir irdeleyelim.

Çoğu insan iyi biri gibi davranır çünkü iyi olmama riskini göze alamaz.
Bütün olmak nedir?

Bütün olmak, hem iyi hem de kötü olmaktır. Aynı anda ikisi de olabileceğinin idrakinde olmak, ikisinin bir karışımı olduğunu görmek ve tüm potansiyellerinle kendini olduğun gibi kucaklayabilmektir.

“Nasıl yani? Biz küçükken bize hep tarafını seç demediler mi? İyi misin yoksa kötü mü? İyi çocuk olmak için annemizin sözlerinden çıkmadık, kibar ve uslu olduk. Şimdi sen bu yanlıştı mı diyorsun?” diye düşünmüş olabilirsiniz…

Çoğu insan iyi biri gibi davranır çünkü iyi olmama riskini göze alamaz. Toplum içinde çok açık ve tartışmasız bir kural vardır: İyi olan sevilir, kötü olan sevilmez.

Daha önce de sıkça yazdığım gibi insan her şeyi hissedebilen bir canlıdır ve dolayısıyla saf iyi olmadığını da hisseder. Ancak, şirin ve iyi görünme çabası içinde bu hissini yok etmeye çabalar. Neden? Çünkü iyi olmamayı seçmek “sevilmeme” riskini göze almaktır. 

Sevilmeme riski, büyük bir sevilme ihtiyacı içinde kıvranan insanın hapishanesi olmuştur ve ancak, sevilme illüzyonundan özgürleşmiş insan kötü olma riskini göze alabilir.

Halbuki her insan iyi ve kötünün bir karışımıdır.

Kötü nedir?

Kötü bizim toplumsal olarak onaylanmadığı için yok etme çabasıyla en derinlerimize ittiğimiz özelliklerimizin abartılı bir şekilde su yüzüne çıkışıdır.

Mesela, “çirkeflik” özelliğini ele alalım ve insan davranışlarını bu kelime altında inceleyelim. Her insan çirkeftir ve her insanın etrafında çirkef insanlar vardır. Ancak, bazı insanlar çirkef olduklarını asla kabul edemezler ve bu insanlar etraflarında gördükleri ve onlara çirkefliği hatırlatan her şeyden nefret ederler. Onlar bunu bastırdıkça ve reddetmekte ısrar ettikçe çevrelerinde gördükleri çirkeflik daha da abartılı bir şekilde hayatlarında var olmaya başlar. Bu öyle noktalara ulaşır ki insan insandan soğur ve hatta sırf bu yüzden yalnız bir hayatı seçmiş insanlar bile olduğunu gözlemledim.

Bazı insanlar ise çirkef olduklarını kabul eder ve hatta bazıları bundan gurur bile duyar. Bu kişiler etraflarında gördükleri çirkefliklere karşı tepkili değildir. İçlerinde bir direnç oluşmaz. Hatta, sempati duyan bile gördüm. Bu insanlar çirkefliğin tutsağı değildir ama onları da tutsak eden başka kelimeler vardır.

Çirkeflikten nefret eden biri olduğunuzu kabul edelim. Şimdi, sizi çirkefliğe yeni bir açıdan bakmaya davet ediyorum.

Çirkeflikten neden nefret ederiz? Çirkefliğin içinde pozitif bir güç olduğunu görüyor musunuz? İnsanın çirkefliğe ihtiyaç duyabileceği anlar olabileceğini görebiliyor musunuz? Ve çirkeflikten nefret eden siz, hayatınız boyunca hiçbir an bile çirkef olmadığınızdan emin misiniz? Hayır, asla olmadım diyorsanız yeniden yeniden ve yeniden bakmanızı öneririm mutlaka bulacaksınız. Çirkeflik aslında bir insanın yaşamdan istediklerini alabilmesinin abartılmış bir yoludur. Peki insan neden çirkefliğe ihtiyaç duymuştur?

Gözlemlediğim kadarıyla insanların çoğu ağır uyku halinde olduğundan ve kurban psikolojisinde yaşadığından, yaşama karşı bıkkınlık geliştirdiler. Bu bıkkınlık da onları yaşam enerjisinden koparttı ve bu da sorumsuzluk ve tembellik gibi özellikler geliştirmelerine yol açtı. 

Bu kadar çok tembel ve sorumsuz insan içinde uyanık halde yaşama devam etmek isteyen bir grup insan ise yaşamda istediklerini gerçekleştirme çabası içinde zorlanmaya başladı. Bence çirkeflik o gün doğdu. Biri işlerini yapabilmek için birlikte çalıştığı diğer insanlara normalden daha fazla tepki vermek ve yaptığı işte normalden daha fazla istekli olmak zorunda kaldı. Yani çirkeflik, tembelliğe bir tepki olarak doğdu.

Şimdi çirkefliğe yeniden baktığınızda onu hala “kötü” olarak mı görüyorsunuz? Yoksa nötr mü yaklaşıyorsunuz?

Bütün olmak, hem iyi hem de kötü olmaktır.

Ben yaşamımın büyük bir kısmında sadece iyi olmuş daha doğrusu kendini hep iyi olmaya zorlamış biri oldum. Sevilmemekten çok korktuğum için.

Şimdi bunun ne kadar büyük bir yük olduğunun farkındayım ve yaşamı kendi ellerimle ne kadar tıkamış olduğumun da… Ben çirkeflikten nefret eden biriydim ve ona bakışımı değiştirdiğimde onunla savaşım da bitti ve onu kabul ettiğim günden beri yaşam içinde çok daha az yoruluyorum. Ben çirkefliğimden ilk defa çirkef olmak zorunda kaldığım bir gün özgürleştim.

İlk ortaya çıkışı pek sertti, resmen bulunduğum yeri yakıp kül etti. Ancak, onu serbest bıraktığımda vücudumun kanla canla dolduğunu hissettim. Yıllardır bastırdığım ve reddettiğim bu özelliğim bir anda ortaya çıkınca bu basınçlı bir suyun borudan çıkışı gibi sert oldu. Ancak, bu muhteşem bir andı. Öyle büyük bir özgürlükle doldum taştım ki uzun süre o anın etkisinde kaldım.

İlk birkaç kez onu kullanışım büyük cesaret gerektirdi ancak sonrasında kullandıkça onu ifade şeklim de yumuşadı. Yumuşadığında çok daha etkili ve doğal bir özelliğe dönüştü ve muazzam bir güce sahip olmanın keyfini çıkartmaya başladım.

Ben artık çirkef olmak zorunda değilim, olmamak zorunda da değilim. Bunun bir özelliğim olduğunu kabul ediyorum ve ihtiyaç duyduğumda kullanabileceğim bir güç olduğunun farkındayım.

Hatta inanır mısınız? Onu kucakladığım için yumuşayan bu özelliğim sayesinde takdir bile alıyorum. Yıllarca sevilmeme korkusuyla bastırdığım çirkefliğim onu doğru yerde doğru dozda kullandığımda bana ekstra sevgi ile geri dönüyor. Bu benim için çok şaşırtıcı ama muazzam bir keşif oldu.

Sevdiğiniz ve sevmediğiniz her şeyi kabul etmek, sizi bütün olmaya biraz daha yaklaştırıyor.

Ben yaşamım içinde sevdiğim, reddettiğim ve kabul ettiğim her özelliğimle bir bütünüm ve hayatımdaki herkes bana derinlere ittiğim beni bütün yapacak tüm özelliklerimi bana yansıtmak için var gücüyle çalışıyor. Onlarda tepki verdiğim yani sevdiğim ve sevmediğim her şey beni bütünüme bir adım daha yaklaştırıyor. Bunu fark ettiğimden beri, ailemi, arkadaşlarımı, tanıdığım ve tanımadığım bende tepki uyandıran herkesi, beni gerçek özgürlüğe bir adım daha yaklaştıracak hangi özelliğimi barındırıyor acaba diye merakla izler oldum.

Sorumsuzluk, bencillik, çirkeflik gibi tutsağı olduğum birçok kelimeden bu bakış açısıyla özgürleştim. Bugün bana sorumsuzluk yapan birini suçlamak ve ona kızmak mı? İçimden tepki vermek geliyor ve bir direnç hissediyorsam o anki hissime göre bunu yansıtıp yansıtmamayı seçebilirim. Var olan bir hisse yokmuş gibi davranmadığım sürece tepki verip vermemem arasında sağlıklı bir seçim yapabilirim. Ancak, ben kızdığımı gözlemlediğimde, bir köşeye çekilip bu kabul edemediğim özelliğin içinde benim için nasıl bir hediye olduğunu görmeye çalışıyorum.

“Olmadığımız şey, biz olmamıza izin vermeyecektir” diyor Debbie Ford “Işığı Arayanların Karanlık Yanı” adlı muhteşem kitabında. Ona ışıklar dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Bu kitap, işte bugün tonlarca hafifleten bu kavrayışa getirdi beni. 

Ben, bu konuda daha sayfalarca yazı yazarım ama olabildiğince kısa tutarak sadece bir ilham ve soru işareti bırakabilmeyi umut ettim sizde. Bu muhteşem bilgi içinde daha fazla vakit geçirmek ve onlarca farklı örnekle onu pekiştirmek isterseniz bu kitabı okumanızı öneririm. Fazlasıyla tatmin olacağınızı düşünüyorum.

Daha çok insanın bütünselliğini kucakladığı, kendi olmaktan şüphe duymadan ve sadece iyi insan olma baskısı içinde özgürlüğünü tutsak etmeyen insanlarla dolu bir dünya için ışık olmasını dilerim.

İlginizi çekebilir: İnsanın tek gerçek iletişim aracı: Telepati

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale