X

Özgürlük burada: Hepinizi delirmeye davet ediyorum

Özgür olası var hepimizin. Bu kadar soyut bir kavramı tanımlamakta zorlansak da; özgürce çalışmak, dilediğimiz gibi yaşamak, özgür bir ilişkide olmak gibi ortak hayalleri paylaşıyoruz. Özgürlüğümüzün başkaları tarafından kısıtlanabileceğine inanıyor, kurban rolüne yatarak çevremizdekileri suçluyoruz. Oysa ki özgürlük, kendini tanımakla geliyor. Kendi sorumluluğunu alan, kendini bilen özgür oluyor.

Modern bir insan olmak ve toplumda kabul görmek için; koltuk altında diploman, cebinde paran olmalı. Güzel olmalı, mutlu görünmelisin. Nasıl davranman, oturman, sevmen, konuşman gerektiği kodlarında mevcut. Bu standartlar içinde olduğun sürece başarılı ve normalsin. Toplum normlarının dışına çıktın mı da “deli”. Üstelik kapitalizm dediğin şey delirmene de, özgünleşmene de kolay kolay izin vermiyor. Delilik Rönesans’tan önce bilgelik sayılırken, modern dönemde hastalık olarak görülüyor. Biz bunları konuşaduralım, “davranış bozuklukları” listesi gittikçe uzuyor. Özgürlük tanımınızı değiştirmeye ve hepinizi delirmeye davet ediyorum!

Bizler, içimizden gelen gerçek isteklerimizi ve arzularımızı terk etmeye zorlanıp, toplumda kabul gören düşünce ve duygulara uygun davranış kalıplarına sokulduk. Aslında özümüzde hepimiz şahsına münhasır varlıklarız. Kendimizi gerçekleştirebilmek için önce; “ayıp olur”, “üzülür”, “komşu ne der?”, “artık çok geç” ve türevleri gibi bahaneler üreten düşünceyi şifalandırmalıyız. Şu an yaşadığın hayattan, daha özünde ve özgür bir hayat yaşamaktan, yalnızca bir adım uzaktasın. Tercihen atmıyorsun o adımı. Korkuların sağ olsun.

O, tüm hayatını değiştirecek adımı atma cesaretin henüz olmayabilir. Daha kontrollü bir adım atmakla ilgilenirsen, bugüne kadar bastırdığın bir karanlık yanının üzerine gidebilirsin. Mesela benim kıskanan bir insan olduğumu kabul etmem 29 senemi aldı. Kıskanmak “cool” olmadığı için yıllarca saklamaya çalıştım. Kabul ettikten sonra, dillendirmeye ve hatta kendimle dalga geçmeye başladım.

Bu artık kıskanmadığım anlamına gelmiyor. Bu hissin nereden geldiğini, neye dayandığını ve nasıl yönetmem gerektiğini öğreniyorum. Yönetemediğim zamanlarda da olmamış gibi davranmak yerine, hissin içinde kalarak sabırla dinmesini bekliyorum. Kendimde bu şekilde kucakladığım karanlık yanlarım, yavaş yavaş aydınlığa çıkmaya başlıyor. Ve kendimi tanıyıp, olduğum kadarıyla kabul ettikçe özgürleşiyorum.

Diyeceğim o ki özgürlüğe giden yol, içsel bağımsızlığa ulaşmaktan geçiyor. Özgürlük, farkında olmakla geliyor. Acının, yaranın nerede olduğunu bilerek, onu yaşamaya izin verirken ızdıraba dönüştürmeme farkındalığında kalarak pekişiyor. Topluma, ailene, sevgiliye, çocuklarına, çalıştığın insanlara karşı sorumluluğun olduğunu biliyorum. Sana ait olmayan düşüncelerden arınarak toplum normlarının dışına çıktıkça, beklentisiz sevgi verenlerin yanında olmaya devam edecek. Senden beklentileri olup da, değişimini yargılayanları Allah kurtarsın. Tam da bu noktada “delidir ne yapsa yeridir” sözünü al arkana, esmeye devam et. Dilerim hepimizin etrafında bizi, olduğumuz gibi kabul eden insanlar birikir. Amin.

İlginizi çekebilir: Dünyadan beklediğimiz değişimin kendisi olmak: İlk adım kendimizi sevmek

Yasemin Yapanar: Yasemin, Savannah College Of Art And Design - Güzel Sanatlar ve Fotoğrafçılık mezunu. Dört yıl boyunca Bernaylafem İletişim ve Marka Danışmanlığı’nda marka temsilciliği yaptı. Ajans tecrübesi sonrası, etkinlik ve marka yönetimi alanına “freelance” devam etti. Dünya dalış rekortmeni Şahika Ercümen, Pizza Emirgan/Gizli Kalsın gibi markalarla çalıştıktan sonra kendini, annesi olduğu Kolektif House’ta buldu. Kolektif’in kuruluşundan itibaren marka/kültür ve pazarlama departmanlarını yönetti. Tasarım, üyelik ve IK departmanlarına dokundu. Farklı alanlarda marka/kültür, pazarlama ve IK danışmanlığı vermeye devam ediyor. Yasemin’in en büyük ihtiyacı kırılganlıklarımızın konuşulması, gölgelerimizin dile gelmesi. Tüm gayesi gayreti; kendini olabildiğince samimi bir şekilde ortaya koyarak, hayatta aynı yerlerde zorlandığımızın ilhamı olmak. Bu hayalinin ilk ürünü; ‘Bilinçli Geyik’ isimli podcast’inde vücut buldu. Karşınızda kusurları, kırılganlıkları, korkularıyla olduğu ve deneyimlediği kadarıyla soyunuyor. Ve bi' tık tiye alıyor hallerini/hallerimizi. Zaman zaman kendini atıyor ortaya. Bazı bazı da konuk ağırlıyor. Bir diğer yandan Instagram’da kısa farkındalık video’ları çekiyor, orada burada makaleler yazıyor. ‘Kırılganlık Paylaşımları’ buluşmaları organize ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale