X

Özgür irade 2: İstemli bir seçim neleri değiştirir?

Özgür irade serisinin ilk yazısında, özgür iradeye inanan insanların eylemlerini kendi seçimleri olarak gördüğünden, buna bağlı olarak seçimlerini daha az zor olarak algıladıklarından ve seçimlerinin sonuçlarından daha yüksek memnuniyet duyduklarından bahsetmiştim.

Bu yazıda ise iki farklı deneyle özgür irade kavramanın anlamını biraz daha genişletmeye çalışırken, özgür irade inancı ile ilgili bazı tartışmalara yer vereceğim.

Deney 1 – Seçim manipülasyonu

Araştırmacılar bu deneyde, özgür iradeye olan inancın olası nedensel açıklamalarını incelemeyi hedefliyorlar ve seçim yapma fikrini deneysel olarak manipüle ediyorlar.

Seçim manipülasyonu Savani ve Rattan (2012) tarafından uyarlanmıştır. Katılımcılar rastgele iki koşula atanıyor. Eylem koşulunda, katılımcılardan bir önceki gün dört farklı zaman diliminde yaptıkları beş şeyi hatırlamaları isteniyor, sabah (8:00-12.00), öğleden sonra (öğlen 12.00-4.00), akşam (16.00-20:00) ve gece (20.00,12.00).

Seçim koşulunda ise katılımcılara, aynı zaman dilimlerinde seçimlerini listelemeleri, buna bağlı olarak yaptıkları alternatif seçimleri ve kararlarını listelemeleri isteniyor.

Sonuçlara göre, dört farklı zaman diliminde yaptığı seçimleri listeleyen-hatırlayan katılımcılar, yaptığı eylemleri hatırlayan katılımcılara göre özgür iradeye daha fazla inandıklarını ifade ediyorlar.

Araştırma, seçim koşulunda yer alan katılımcıların, hatırladıkları seçimlerinin özgür iradeye olan inançlarını güçlendirdiğini ve katılımcıların kaderci determinizme olan inançlarını zayıflattığını açıkça göstermektedir.

Seçim fikrinin etkinleştirilmesi, özgür iradeye dair bildirilen inancı etkilemektedir.

Deney 2 – Seçim derecesi

Deney 2, Deney 1’deki bulguları genişletmek için oluşturuluyor. Bu deney, daha fazla seçeneğin özgür iradeye olan inancı daha güçlü bir şekilde aktive ettiğini göstermek amacıyla tasarlanıyor.

Katılımcılar, seçim (yüksek seçim, düşük seçim), eylemler ve bir kontrol grubu (önceki günün hava durumunu hatırlamak) olmak üzere koşullara rastgele atanıyor.

Düşük seçim koşulunda, her bir seçim setinde katılımcılar iki kalem arasında seçim yaparken, yüksek seçim koşulunda dört kalem arasında seçim yapıyorlar. Eylem koşulu herhangi bir seçenek içermiyor, bunun yerine katılımcılardan 13 eylemi gerçekleştirmeleri isteniyordu.

Bu deney, Deney 1’e göre birkaç önemli uzantı sunmaktadır. Araştırma sonuçları, seçim derecesinin özgür irade inancını etkileme konusunda önemli olduğunu gösteriyor.

Araştırmada, katılımcıların iki kalem arasında seçim yapmasının, genel olarak özgür irade inancını harekete geçirmek için yeterli olduğu görülürken, kişisel olarak özgür iradeye olan inancı etkilemediği görülüyor. Bununla birlikte, katılımcıların dört kalem arasında seçim yapmasının özgür iradeye olan inancı daha çok etkilediği görülüyor.

Yani önemli olan yalnızca seçimin gerçek varlığı değil, aynı zamanda seçimin kapsamı veya seçim içindeki mevcut alternatiflerin sayısıdır.

Çok fazla seçim ve ego tükenmesi

Araştırma bulguları, alternatif seçeneklerin özgür irade inancını harekete geçirdiğini söylerken, bu noktada önemli bir tartışmaya da parmak basıyor: Basit seçimler özgür iradeye olan inancı harekete geçirirken, bazen çok fazla seçenek arasında kalmak ve sürekli olarak en iyi seçimleleri yapmakla meşgul olmak ego tükenmesine yol açabilir.

Bu durum düşünüldüğünde, öz denetimi, egosu tükenen kişinin dürtüleri, arzuları ve istekleri de bununla bağlantılı olarak tükeneceği için seçim yapmaya ve özgür iradeye olan inancı da kavramsal olarak tükenecektir.

Seçim motivasyonu farkı

Yapılan bu çalışma, insanların özgür iradeye olan inancının seçim yapma fikriyle güçlü bir şekilde bağlantılı olduğunu gösteriyor.

İnsanlar özgür iradeye ne kadar çok inanırsa, seçimini özgür kararı ile ne kadar çok bağdaştırırsa eylemlerini bir o kadar seçim olarak algılar ve karar vermekten, seçim yapmaktan o kadar memnun olurlar. Ancak özgür irade inancının arkasındaki motivasyon oldukça önemli.

Karar vermeyi seven insanlar özgürce seçim yapma kapasitesine sahip olmaktan memnun olabilirler ve bu inancı destekleyebilirler. Buna karşılık, karar vermekten, seçim yapmaktan hoşlanmayan insanlar, kendi özgür iradelerini reddetmeyi, kendilerini seçimlerinden ve bu seçimlerin beklenen (hatta korkulan) sonuçlarından uzaklaştırmanın çekici bir yolu olarak görebilirler. Böylelikle kaderci bir determinizm inancı ile tüm eylemlerin kaçınılmaz olduğunu ve önceki olaylardan kaynaklandığını düşünerek, yanlış şeyi seçmekten endişelenmezler.

Hayatı seçim olarak algılama farkı

İnsanlar genellikle hayatlarını seçimleri olarak algılamaları bakımından farklılık gösterirler. Özgürlüğe ve özgür iradeye inanan insanlar seçimlerini hayatlarının olumlu bir yönü olarak kabul ederler (Iyengar ve Lepper, 2000; Mellers, 2000; Schwartz, 2000).

Araştırmacılar, eylem hakkında düşünmektense seçim üzerine düşününce özgür irade inancının daha fazla etkilendiğini ve kaderci determinizme olan inancın azaldığını bulmuşlar. Böylece bireyin hayatını, kontrol ettiği ve bir dizi alternatif arasından seçtiği bir şey olarak görme olasılığı yükseliyor. Seçme yetisinin kullanılması ve aktif hale getirilmesi, kişiyi kendi gücüne ve etkinliğine karşı duyarlı hale getiriyor.

Fakat özgür irade ve seçim arasındaki ilişki iki yönlüdür.

Inesi, Botti, Dubois, Rucker ve Galinsky’ye (2011) göre büyük olasılıkla, hem seçim algıları hem de özgür irade hakkındaki inançlar, kontrol arzusu gibi daha temel motivasyonel kalıplarla bağlantılıdır. Bu temel motivasyonlar; temel kontrol arzusu, dürtü gücünde artış, seçim yapma veya gücü kullanma gibidir. Ve insan çeşitli davranışlarının arkasında bu tatmini arar. Buna göre, seçim yapmak, sosyal ve bilişsel olarak kontrol hissinin tatminini yaratabilir.

Öte yandan, insanların yaşamın önceden belirlenmiş bir olaylar ve deneyimler dizisi olduğunu düşünmesi, kendi yaşamı üzerinde kontrol hissini azaltarak kişinin etkinliğinin ve dürtüsünün azalmasına neden olabilir ve bu kontrol kaybı daha çok kaygı ve stresle ile sonuçlanabilir.

Bunun yanı sıra, yapılan araştırmalarda, özgür irade ile bağlantılı inançlardaki farklılıkların insanların kişilerarası ilişkilerinde ve ahlaki davranışlarında bazı değişikliklere sebebiyet verdiğini gösteriyor (Vohs ve Schooler, 2008).

Monroe ve Malle (2010), insanların, özgür iradeyi dış faktörler tarafından engellenmeden seçimler yapabilmek olarak tanımladıklarını buldular. Stillman, Baumeister ve Mele (2011) ise, insanların özgür irade inanışlarının ahlaki açıdan sorumlu davranış gösterme, öz denetim, hedeflere ulaşma ve yüksek düzeyde bilinçli düşünce ve teemmül (bir konu üzerinde yoğunlaşarak düşünme) ile bağlantılı olduğunu bulmuşlar.

Özgür irade inancın pozitif etkileri

İnançlar, eylerimlerin yapı taşları olarak görülür ve eylemin oluşumuna yol açar.

Buna göre;

  • Hayatı kendi seçtiğimiz eylemlerin bir dizisi olarak gördüğümüzde kendi eylemlerimizin sorumluluğunu alma olasılığımız artar.
  • Sürekli olarak çevreyi ve kişileri suçlama, yakınma ve şikayet etme gibi davranışlarımızın önüne geçebiliriz.
  • Kendimizi kurban olarak gördüğünüz bağımlılıklarımızın (yeme-,içme, oyun, teknoloji vs.) önüne geçme gücünü bulabiliriz.
  • Seçimlerimiz ile öz denetim gücümüzü aktive edeceğimiz için kendi hedeflerimize ve idealimize ulaşma olasılığımız yükselebilir.
  • Seçim yapma inancı kontrol duygumuzu tatmin edeceği için daha öz güvenli hissedebiliriz.
  • Seçimlerimiz üzerinde kontrolümüz olduğu inancı, elimizdeki seçimleri dönüştürme ve yeniden yaratma konusunda bizi motive edebilir.

Özgür irade inancında kaçınılması gerekenler

Gündüz Vassaf Cehenneme Övgü kitabında; “Felsefeciler özgür irade öğretisini yalnızca insanlara yakıştırıyorlar. Ama buna rağmen kendi kendimizin tutsağı olduk” derken ne demek istemiştir?

Seçim yapma, seçme, özgür irade inancını tanrısal bir büyüklenmeci tavıra, davranışa dönüştürmekten kaçınmalıyız. Her ne kadar kontrol duygusu insana öz güven ve güç verse de kontrol edemediğimiz şeyler olduğunun farkında olmamız, hayatla bağlantıda kalmamız ve insan olduğumuzu hatırlamamız açısından oldukça kıymetlidir.

Sürekli en iyi seçimleri yapmaya çalışırken arzularımızı, tutkularımızı, spotanlığımızı tüketmekten kaçınmalıyız.

Bana kalırsa özgür irade insanca bir mütevazilikle taşınması gereken bir “an” farkındalığıdır. Geçmişin hatırında, bugünün gerçekliğini, yarının umutlarını harmanlama kuvvetidir.

Böylelikle insan kendini dış gerçekliğin içinde insanca bir yerde algılayabilir ve konumlandırabilir. Kendi varlığının çevreye etkisini küçümsemeden, kendisini yadsımadan kendinde harekete geçme motivasyonu bulabilir.

Önceden belirlenmiş dış gerçekliğin bilinmez kuvvetine öfkelenmek, yargılamak, küsmek yerine, bilinmezliği hayatın muzip bir hediyesi gibi görebiliriz. Öyle ki bütün yaşanacakları bilmek, bütün resmi bir anda görmek, insanın yüreğine amansız bir korku da verebilirdi.

İşte bu göremediğimiz bütün bir resmin içinde, bize yolda yürüme motivasyonu veren, sağduyulu bir şekilde ilerlememizi sağlayan şey seçim yapabilme inancımızdır. Bu inancı taşıyan ve bize yeni yollar açanların çocukları olarak, bizim üzerimize düşen kendimizi inançlarımızın kölesi yapmadan, seçim inancının gücüne inanarak sahip olduğumuz bu bilgiyi kendimiz ve başkaları için yeni yollar açabilmek adına aktarmaktır.

Kaynak

Feldman, G., Baumeister, R. F., & Wong, K. F. E. (2014). Free will is about choosing: The link between choice and the belief in free will. Journal of Experimental Social Psychology, 55, 239-245.
Inesi, M. E., Botti, S., Dubois, D., Rucker, D.D., & Galinsky, A.D. (2011). Power and choice their dynamic interplay in quenching the thirst for personal control. Psychological Science, 22(8), 1042–1048.
Iyengar, S. S., & Lepper, M. R. (2000). When choice is demotivating: Can one desire too much of a good thing? Journal of Personality and Social Psychology, 79(6), 995.
Mellers, B.A. (2000). Choice and the relative pleasure of consequences. Psychological Bulletin, 126(6), 910–924, http://dx.doi.org/10.1037/0033-2909.126.6.910.
Monroe, A. E., & Malle, B. F. (2010). From uncaused will to conscious choice: The need to study, not speculate about people’s folk concept of free will. Review of Philosophy and Psychology, 1(2), 211–224.
Savani, K., & Rattan, A. (2012). A choice mind-set increases the acceptance and maintenance of wealth inequality. Psychological Science, 23(7), 796–804.
Schwartz, B. (2000). Self-determination: The tyranny of freedom. American Psychologist, 55(1), 79–88, http://dx.doi.org/10.1037/0003-066X.55.1.79.
Stillman, T. F., Baumeister, R. F., & Mele, A.R. (2011). Free will in everyday life: Autobio- graphical accounts of free and unfree actions. Philosophical Psychology, 24(3), 381–394.
Vohs, K. D., & Schooler, J. W. (2008). The value of believing in free will: Encouraging a belief in determinism increases cheating. Psychological Science, 19(1), 49–54, http:// dx.doi.org/10.1111/j.1467-9280.2008.02045.x.

İlginizi çekebilir: Özgür irade 1: İnsanlar için özgür irade ne ifade ediyor?

Gülbalca Çakıroğlu: İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra beyin ve çalışma prensipleri alanında Dokuz Eylül Üniversitesi Klinik Sinirbilimleri (Neuroscience) Master programına kabul edildi. Yüksek lisansını yaparken Multidisipliner Beyin Dinamiği laboratuvarında TÜBİTAK 112S459 NO’lu 1001 proje bursiyeri olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde 2 sene Alzheimer ve Hafif Kognitif Bozukluğu olan hastalarla çalışmalarını sürdürdü. Tezini tamamladıktan sonra uzman olarak sektörde çalışmaya başladı. 6 sene özel okullarda aileler ve çocuklarla çalıştı. Pandemi döneminde ikinci yüksek lisansı olan Klinik Psikoloji uzmanlığını Rumeli Üniversitesi Klinik Psikoloji programından aldı. Aynı üniversitede, Nöropsikoloji alanında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Alp Karaosmanoğlu’ndan Şema Terapi, Emre Konuk’tan EMDR (göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme modeli) 1. Düzey eğitimlerini tamamladı. İstanbul Psikodrama Enstitüsünde Psikodrama Temel Eğitimini aldı. Halen Yetişkinlerle bilişsel ve yaşantısal teknikler ile çalışmaktadır. Mezun olduğu üniversitede, 3 kuşak usta-çırak projesinde gönüllü olarak psikoloji öğrencilerine destek vermektedir. Çeşitli platformlarda Bağlanma ve Psikolojik Sağlamlılık ile ilgili eğitimler düzenlemektedir. Alanıyla ilgili çeşitli yazıları Psikeart Dergisi ve uplifers.com sitesinde yayınlanmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale