dummy

Özgünlük algoritmalara mı yenildi?

Şöyle bir etrafınıza bakınca dikkatinizi ne çekiyor? Son dönemde bana herkes aynı şeyleri giyiyor, aynı şeyleri söylüyor ve hatta aynı şeyleri seviyor gibi geliyor. Zihninizi biraz yoklayıp çocukluk anılarınıza gitseniz peki, ne fark ediyorsunuz? Her çocuk bambaşka değil miydi?

dummydummy

O özgün ve özgür çocukluğumuzdan yetişkinliğimize giden yolda çokça şey öğreniyoruz ve şekilleniyoruz elbet. Ancak kendi sesimizden çok diğerlerinin sesini dinlediğimiz için “olmamız beklenen”, “olmamız gereken”, “öylesi daha iyi, daha güzel, daha akıllı” olduğuna inandığımız/inandırıldığımız birtakım halleri elbise yapıyoruz kendimize.

Bu yüzyıllardır olagelen bir şey, ancak günümüzde teknoloji ve sosyal medyanın da etkisiyle giderek daha çok “çizilen” imajlara benzeme eğiliminde kişiler. Neler istediğimizi, ne yiyip ne giymemiz gerektiğini algoritmalar belirliyor adeta. Görülmek istiyorsan, seni başkalarının karşısına çıkaran algoritmanın kurallarına uymalısın. Ve görülmek istiyorsun çünkü mevcudiyetinin ancak buna bağlı olduğunu düşünüyorsun. Ancak bu senin gerçeğin değil, illüzyonlar içinde kendine yarattığın bir illüzyon sadece.

Onaylanma ihtiyacımız şüphesiz hep vardı. İlk onayı ebeveynlerimizden almayı beklerken iyi/kötü onca şey deneyimliyoruz. Farkındalık kişiden kişiye değişse de onaylanma ihtiyacının kişiyi nasıl başkalarına bağımlı hale getirdiğini de biliyor olmalıyız. Ve bu bağımlılığı bilerek ve isteyerek artırmanın peşindeyiz adeta. Çok daha geniş bir kitle tarafından onaylanmayı bekleyerek kendimiz yapıyoruz bunu. Öyle ki, bu kitlenin içinde hiç tanımadığımız, hiçbir bağımız olmayan kişiler bile var. Onların “beğendikleri” gibi olup, onlar tarafından kabul görmüş birtakım “standartları” benimsemezsek nasıl kabul göreceğiz?

Giderek özgünlüğünü yitiriyor kişiler. Halbuki hayatta sahip olduğumuz en kıymetli şeylerden biri “kendiliğimiz.” Kopyalar, kopyaların kopyaları, sahte mutluluklar, sahte imajlar, -mış gibi geçirilen hayatlar kişilerin içlerinde adını koyamadıkları ancak giderek büyüyen boşluklar oluşturuyor. Bir beden büyükse giydiğimiz giysi, kendimizi eksik hissediyoruz, darını alıp geçirdiysek üstümüze bir türlü kabımıza sığıp rahat edemiyoruz. Kendimizi dinleyip, kendimizi bilip tam kendimize göre bir giysi dikmedikçe de istediğimiz doygunluğu hissedemiyoruz.

Özgün olmak kişinin kendisini tanımasıyla başlıyor. Kendisini “sandığı hallerden” arındırıp “olduğu halleri” fark etmesi gerekiyor. Özgün olmayı seçen kişiye özgüvenli olmak, daha huzurlu ve daha doygun hissetmek de eşlik ediyor. Bu kişinin çevresini de bu yönde şekillendirmesi mümkün oluyor. Ve böyle bir çevrede, görülmek için bir algoritmaya da ihtiyaç kalmıyor.

İlginizi çekebilir: Kendinizle konuşurken kurduğunuz cümleler size mi ait?

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp