X

Özel hayatımızda sezgilerin yeri

Özel hayatımızda sezgilerin yeri

Aşkı (ya da aşın verdiği huzuru) ararken, çoğu kez bize gönderilern sinyalleri ve mesajları gözden kaçırıyor, doğru insanla karşılaşmış olsak bile hayatın akışı içinde bu fırsatları ve ipuçlarını ne yazık ki değerlendiremiyoruz.

Fakat, birazcık yavaşlayıp sezgilerinize kulak verirseniz, size doğruyu olduğu gibi gözlerinizin önüne serecek, tehlikeli bir durumla karşı karşıya kaldığınızda sizi uyaracak ya da insanları anlamak ve iletişim kurmak konusunda size yeni yollar gösterecektir.

Uplifers olarak “Duygusal Özgürlük (Emotional Freedoom)” kitabından sizin için derlediğimiz 5 sezgisel deneyim, aşk hayatınızla ilgili yapmanız ya da değiştirmeniz gereken şeyler hakkındaki bir rehber niteliğinde olacaktır.

Beden dili

Vücudunuz, sizin dikkatinizi çekebilmek için bir çok yol kullanır. Mesela beraber olduğunuz kişi size kendinizi iyi hissettirdiği bir anda tüyleriniz diken diken olabilir. Onunla konuşurken ya da buluşmadan önce mideniz bulanabilir ya da kendinizi bitkin hissedebilirsiniz. Kalp atışlarınız, tansiyonunuz birden hızlanabilir ya da yavaşlayabilir.

Özel hayatımızda sezgilerin yeri

Vücudunuzun bu özelliğini ilişkinizde nasıl kullanabilirsiniz?

Genelde “içimden bir ses ….. diyor.” diyerek bahsettiğimiz bu mantık kullanmadan düşünülen şeyler, mantıktan daha hızlı gelişen ve çoğu kez doğru çıkan düşüncelerdir.

Vücudunuz sizi herhangi bir konuda uyardığında onu dikkate alın. Kanınızda bir ağrı mı hissediyorsunuz? Omuzlarınız mı ağırlaştı? Ya da enerji dolu ve heyecanlı mısınız? Vücudunuzun size gönderdiği sinyalleri okumaya başladığınızda, kendiniz hakkında öğrenmek istediğiniz her şeyi bulabilecek mesajları alırsınız. Bu sayede sizing için uygun olan ya da uygun olmayan partneri bulmanız oldukça kolay.

Déjà vu

Déjà vu, o anda yaşamakta olduğunuz bir konuşmayı, bir olayı ya da konuştuğunuz bir kişiyi daha önceden de yaşamışsınız gibi hissetmenizdir. Kısacası “Ben bu anı daha önce yaşamıştım” dediğiniz her şey Déjà vu olarak adlandırılır.

Özel hayatımızda sezgilerin yeri

Déjà vu’yu özel hayatınızda nasıl kullanabilirsiniz?

Yaşadığınız bu duygunun ilginç olduğunu düşünmek ve ondan kaçınmak yerine, yaşamakta olduğunuz bu deneyimi lehinize çevirmeye çalışın. Güvendiğiniz bir arkadaşınıza yaşadıklarınızı anlatın ya da yazın. İlişki bağlamında deneyimlediğiniz bir déjà vu, o ilişkiye başlamanız için gerekli olan enerjiyi sağlar, o ilişkinin önemli olduğunu vurgular ve sizi izlemeniz gereken yol ile ilgili bilgilendirir.

Romantikliğe gelince, déjà vu size o anda ne yapmanız gerektiği ile ilgili önemli ipuçları sağlayabilir. Ya da tam tersi, pişman olacağınız bir ilişkiye başlamadan önce durmanız,  bir şey yapmamanız gerektiğini ve şimdi geri dönmenin sizing için daha iyi olacağını söyler.

Senkronizasyon

Bu mükemmel zamanlama deneyimidir. Şarkı söylerken aynı şarkının birden radyoda çalması, internette tanıştığınız birinin ummadığınız bir anda karşınızda belirmesi gibi şeyler “doğru yer, doğru zaman” dediğimiz olgulardır

Senkronizasyonu özel hayatınızda nasıl kullanabilirsiniz?

Uyanık olun ve içinde bulunduğunuz anda yaşadığınız senkronize olayların farkına varın. Bazen doğru yerde, doğru zamanda bulunduğunuzu size hissettiren anlar olabilir. Bu anda gizli olan önemli dakikalıarı ortaya çıkarın.

Geleceği görmek

Bu, şu anda olan bir olaydan başka bir yerde yaşandığı halde haberinizin olmasıdır. Örneğin, uzun zamandır haber alamadığınız bir arkadaşınız birden anlamsız gelecek bir şekilde aklınıza gelir ve bir kaç saat sonra size mesaj atabilir. Ya da binmek istemediğiniz ya da kaçırdığınız otobüs kaza yapabilir.

Bunu özel hayatınızda nasıl kullanabilirsiniz?

Sadece beyniniz değil, tüm vücudunuz sezgilerinize dayanarak hareket eder. Vücudunuzda yaşanan değişikliklerin farkında olun.  Yoga gibi meditasyona dayalı sporlar size bu konuda yardımcı olacaktır.  Size daha önce yaşadığınız deneyimlerinize dayanarak aldığınız bir tadı, duyduğunuz bir sesi ya da kokladığınız bir kokuyu çok farklı hissettirecek ve vücudunuzun farkına varmanızı sağlayacaktır.

Vücudunuzun gönderdiği sinyallerin farkına vardığınızda, çevrenizden aldığınız mesajlar daha anlamlı hale gelecektir.

Sezgisel empati

 Bu, başka birinin gönderdiği sinyallerden etkilenmek demektir. Mantıklı bir sebep aramaksızın birisinin hissettiği derin üzüntü duygusunu içimizde hissetmemize ya da yüzünüze gülen birisinin size beslediği düşmanlığı hissetmenize sebep olur.

Özel hayatımızda sezgilerin yeri

Sezgisel empatiyi özel hayatınızda nasıl kullanabilirsiniz?

Diğer insanların duygularına karşı hassasiyet göstermek oldukça değerli bir yetidir fakat tabii ki dezavantajlarını da yanında getirir. Örneğin, bir partied biriyle tanıştıktan sonra birden kendinizi yorgun hissetmeye başladıysanız, ona numaranızı vermekten kaçınabilirsiniz. Diğer insanların duygularını okuyabilmek, üzerinize almadığınız sürece,  ikili ilişkilerinizi geliştirecektir. Örneğin erkek arkadaşınızın kötü bir gün geçirdiğini hissettiğinizde, onu yumuşatabilecek hamlelerle gönlünü kazanabilir ve ona yardımcı olabilirsiniz.  Bu tarz empatik yaklaşımlar ikili ilişkilerinizi güçlendirir ve derinlik kazandırır.

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale