Özel günlerimizde beklenti kaynaklı yorucu hislerden hafiflemenin yolu

Benim için özel günlerin ayrı bir önemi vardır. Kutlamaları çok sevdiğimdendir belki… Doğum günü, yılbaşı, sene dönümleri vb… Aylar evvelinden başlarım heyecanlanmaya, hazırlıklara, program yapmalara…

Geçen sene doğum günümü ilk defa ailemden ve arkadaşlarımdan uzak geçirdim. Yoga eğitmenliği inzivası tam da doğum günü zamanıma denk geliyordu. İlk etapta üzüldüm tabii. Yalnız da hissettim biraz çünkü çok samimi olduğum arkadaşlıklar da edinmemiştim. “Bu sene de böyle olsun bakalım.” diyerek sonrasında kabule geçtim.

Geçen sene doğum günümü ilk defa ailemden ve arkadaşlarımdan uzak geçirdim.

O gün hüzün kaplamadı değil tabii içimi… Kaz Dağları Hızır Kamp’a gitmiş olanlar bilirler; iletişim bile kurulabilecek bir yer değil dışarıyla. Telefonlar dahi çekmiyor. Artık o sırada oradaydım, yapılacak bir şey olmadığına göre kendimi güne bıraktım. Derken hiç tahmin etmeyeceğim şekilde orada harika arkadaşlıklar, harika insanlarla samimi, içten bağlar kurdum ve sürpriz bir kutlama bile yaşadım hem de birkaç defa! Mutluydum!

Şunu fark etmiş oldum: “Neden, neden?” diye üzülüp kendimi sıkıştıracağıma, kendimi hayatın akışına teslim edip bıraktığımda en güzel şekilde bana geri dönüş yapmıştı. İlla ailem ve yakın arkadaşlarımla aylar evvelden yaptığım programlarda var olmak yerine, tamamen bıraktığımda hayatın da bana çok güzel kapılar açtığını, sürprizler yaptığını gördüm.

Bir de özel günlere yüklediğim anlamların büyüklüğünü fark ettim. Öyle dolu ve yoğun anlam yüklüyordum ki insanların bana olan sevgilerini bile kutlayıp kutlamamalarına göre ölçüyordum. Şimdi baktığımda “Ne alakası var acaba?” diyebiliyorum. Neyse bugüne kadar bu konuda benden çeken arkadaşlarımdan affola, artık daha rahatız arkadaşlar.

Bu sefer daha farklı bir tepki vermiştim, tamamen içimden gelerek…

O doğum günüm farkında olmadan bende bir kırılma noktası oldu sanırım. Ve geldik 2018 yılbaşına. Normalde kasım ayı başlarında program araştırmalarına başlasam da, bu kez hiç vaktim olmadı. Bir şekilde zaman çok çabuk geçti, hem de ben daha “Bu yılbaşında ne yapacağız?” paniklerine girmeden. Bu sefer daha farklı bir tepki vermiştim, tamamen içimden gelerek. Yılbaşına da bugüne kadar verdiğim önem yoktu. İçimde hiçbir heyecan kırıntısı dahi hissetmiyordum. Sıradan bir hafta sonu akşamı programı olacaktı benim için. “Ne yapacağız?” diye soran arkadaşlarıma, “Ben de bilmiyorum. Bıraktım valla ne olursa o gün göreceğiz.” diye hiç benlik olmayan geri dönüşlerdeydim. Öyle de oldu. Sıfır plan ve bir gün evvel ortaya çıkan, içinde mutlulukla yer almak isteyebileceğim bir programa davet edildim. Çok da güzel geçti! Sanırım başka yerlerde o kadar rahat ve keyifli olmayabilirdim. Her zamanki gibi her şey tam da olması gerektiği gibi olmuştu.

Günün sonunda doğum günüm ve yılbaşı üzerine düşündüğümde çok net iki şey fark etmiş oldum:

  1. Küçük bir çocuk gibi isteklerimde ısrar etmediğimde ve benim için en hayırlısını vereceğine güvenip kontrolü yaşama bıraktığımda tam olarak da öyle gerçekleştiğini gördüm. Teslimiyetin ne demek olduğunu bir kere daha net bir şekilde deneyimlerimde gözlemledim. Çoğu zaman ne de inatçı oluyorduk arzularımız ve kontrol sahibi olmak istememiz konusunda.
  2. Özel günlerde var olduğunu zannettiğim tüm anlamları sadece kendimin yüklediğini gördüm. Bendim beklentiler koyarak içini şişiren… Bendim anlamları o günlerin içerisine koca koca yazan… Büyük anlamlar yükleyip bir de üzerine hayal kırıklığına uğruyordum! Halbuki geçirdiğim doğum günü ve yılbaşı yine doğum günü ve yılbaşıydı. Onlar tamamen aynı yerde, aynı şekilde duruyorlardı. Ben bu defa başka bir noktadan bakmayı seçmiştim. Sıradan bir gün diye baktığımda psikolojik açıdan aşırı rahatladığımı söylemeliyim! İlla aşırı eğlenmem gerekmiyordu, mutluluktan uçmam gerekmiyordu. Sadece bir gündü! Keyifli geçerse ne ala ama geçmezse de dünyanın sonu değilmiş. Sadece bir günmüş işte!

Her şeyi, yine kendi elimizle yaptığımız yaşam hamurunu, kendi ellerimizle şekillendirdiğimiz gerçeğini bir deneyimde daha bu kadar net yaşayarak görmek bana çok iyi geldi. Bu konuyu hayatımda sınırsızlaştırıp özgürleştirmiş oldum. Daha ne olsun değil mi?

Siz bu konularda hangi noktalardasınız? Beklentisizliğin, teslimiyetin, rahat ve özgür olmanın müthiş bir şey olduğunu söyleyerek ve bunu tavsiye ederek haftaya tekrar buluşmak üzere demek isterim. O halde haftaya başka deneyimler ve farkındalıkların arasında görüşmek üzere! Sevgiyle…

 

İlginizi çekebilir: Tüm renkleri görebilmek için: Hayatın her alanına kalpten denge getirme sanatı

Gamze Baytan Meditasyon ve Yoga Eğitmeni
Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar ... Devam