X

Kendinize çok daha iyi bakmak için öz bakım türlerini keşfedin

Öz bakım dendiğinde aklınıza ne geliyor? Cildinize peeling yapmak, saçlarınıza bakım kremi sürmek ya da manikür/pedikür yaptırmak mı? Evet, elbette ki tüm bu uygulamalar öz bakım pratikleri içinde değerlendirilebilir. Ancak gerçek ve tam anlamıyla bir öz bakımdan bahsedeceksek kozmetik uygulamalar yeterli değil. Öz bakım, aslında sandığımızdan daha çok yönlü, daha kapsayıcı. Yalnızca cildimize, saçlarımıza, tırnaklarımıza iyi bakmakla öz bakım ihtiyaçlarımızın tamamını gidermiş olmuyoruz. Bunlardan daha fazlasına ihtiyacımız var.

Dünya Sağlık Örgütü, öz bakımı şöyle tanımlıyor: “Öz bakım araçları, bireylerin, ailelerin ve toplulukların şunları yapmalarını destekleyen yöntemleri içerir; sağlığı teşvik etmek, sağlığı korumak, hastalıkları önlemek, hastalık ve engellerle başa çıkmak.”

2021 yılında yapılan bir çalışmada ise öz bakımın farkındalık, öz kontrol ve öz yeterlilik gibi araçlarla kendine bakma yeteneği anlamına geldiği yazılmış. Bu yüzden öz bakım, dengeli, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için yapılan eylemler bütünü olarak tanımlanabilir.

Öz bakım konusunda yapılan bilimsel araştırmaların sayısı çok fazla olmasa da şimdiye kadar elde edilen sonuçlar oldukça umut verici. 2017 yılında yapılan bir çalışmada, öz bakım alışkanlıklarının hastalıkları önlemeye yardımcı olabileceğini bulunmuş. 2018 yılında yapılan bir başka çalışmada ise, öz bakım alışkanlıklarını uygulayan tıp öğrencilerinin daha az stres yaşadıkları ve genel yaşam kalitelerinin daha iyi olduğu ortaya çıkmış.

Öz bakım türleri

Yani, bütüncül sağlığı ve iyi oluş halini korumak için öz bakımın önemi büyük. Peki ama bu öz bakım neleri kapsıyor? Yaygın kanının aksine öz bakımın tek bir çeşidi yok. Gelin, öz bakım türlerini yakından keşfedelim.

Beş temel öz bakım türü şunlardır:

  • Fiziksel öz bakım
  • Zihinsel öz bakım
  • Duygusal öz bakım
  • Çevresel öz bakım
  • Sosyal öz bakım

Bu bakım türlerinin yanı sıra, ruhsal, finansal ve kişisel öz bakım türleri de oldukça önemli. Öz bakım türünü ne kadar spesifik belirlersek, kendimizi gerçekten o kadar iyi besleyebiliriz.

1. Fiziksel öz bakım

Fiziksel öz bakım, vücudunuzun iyiliğine yönelik herhangi bir aktiviteyi içerebilir. Belki bütün gün masa başında çalışmaktan dolayı tutuldunuz belki de ağır bir antrenman yaptınız ve çok yoruldunuz… İhtiyacınız neyse ona yönelik bir fiziksel aktivite gerçekleştirebilirsiniz. Fiziksel öz bakım aktiviteleri şunları içerebilir:

  • Yürüyüş yapmak
  • Bisiklete binmek
  • Bol su içmek
  • Sağlıklı bir smoothie yudumlamak
  • Masaj yaptırmak
  • Akupunktura gitmek
  • Dans etmek
  • Yorgun olduğunuzda gün içinde şekerleme yapmak

Ayrıca kendinize şu soruları sorarak da fiziksel sağlığınızı değerlendirmek isteyebilirsiniz:

  • Vücudum şu anda nasıl hissediyor?
  • Vücudumun neye ihtiyacı var?
  • Vücudum ne istiyor?

2. Zihinsel öz bakım

Zihinsel öz bakım, zihninizi besleyen (veya bazı durumlarda dinlenmesini veya sıfırlanmasını sağlayan) her şeydir. Zihinsel sağlık, bütüncül sağlığın en önemli anahtarlarından biridir ve şu pratikleri içerebilir:

  • Bir sesli kitap veya podcast dinlemek
  • Yeni bir dil veya beceri öğrenmek
  • Müzeye gitmek
  • Yazmak
  • Sudoku, satranç veya başka bir zihinsel olarak uyarıcı oyun oynamak
  • Bulmaca çözmek
  • Sosyal medya detoksu yapmak
  • Kitap okumak
  • Olumlamaları kullanmak

Ayrıca, kendinize bazı sorular sorarak zihinsel sağlığınızın mevcut durumunu da değerlendirebilirsiniz:

  • Şu anda aklımdan ne tür düşünceler geçiyor?
  • Bu düşünceler önemli veya alakalı mı?
  • Eğer değilse, bunun yerine ne hakkında düşünmeyi tercih edebilirim?

3. Duygusal öz bakım

Duygusal öz bakım, duygularınızı işlemenize, onlarla başa çıkmanıza veya tüm bunlar üzerine düşünmenize yardımcı olan her şey anlamına gelir. Duygularınızla ilgilenmek, hayatta huzur ve denge bulmanın harika bir yoludur. Duygusal öz bakım için şunları deneyebilirsiniz:

  • Bir psikoloji profesyonelinden destek almak
  • Sevdiğiniz biriyle duygularınız hakkında konuşmak
  • Duygularınız hakkında günlük tutmak
  • Duygularınızı sanata yönlendirmek (ister resim yapmak, ister dans etmek olabilir)
  • Meditasyon yapmak
  • Şükretmek
  • Mantralardan destek almak
  • Sizi mutlu eden bir şeyler yapmak
  • İçinizdeki çocukla sohbet etmek
  • Kendinizi ve başkalarını affetmek
  • Ağlamak

Duygusal sağlığınızın nasıl olduğunu fark etmek için ise şu soruları sorabilirsiniz:

  • Şu anda hangi duyguları hissediyorum?
  • Bunun yerine ne tür duygular hissetmek isterdim?
  • İstenmeyen duygularımı nasıl serbest bırakabilirim, onlardan nasıl özgürleşebilirim?

4. Çevresel öz bakım

Hiç şüphesiz ki herkes güvenli, emniyetli, rahat ve huzurlu bir ev yaşantısını hak eder. Çevresel öz bakım, yaşam alanınıza dair size iyi hissettirecek herhangi bir şeyi içerebilir:

  • Sabah yatağınızı toplamak
  • Evinizi sizi mutlu edecek şekilde dekore etmek
  • Yaşam alanlarınızı düzenlemek ve temizlemek
  • Evde adaçayı yakarak negatif enerjiyi arındırmak
  • Bazen evden çalışmak
  • Evde dinlendirici müzikler dinlemek
  • Mum yakmak
  • Evde bitki bakmak
  • Hayatınızı kolaylaştıran işlevsel eşyalar satın almak (kahve makinesi, düzenleyici, klima vb.)
  • Ortamınızı sağlıklı alışkanlıklar için hazırlamak (meyve kasesini mutfak masasına koymak veya yastıklarla rahat bir meditasyon alanı yaratmak gibi)

Yaşam alanlarınızın mevcut halini ve size hissettirdiklerini değerlendirmek için kendinize şu soruları sorabilirsiniz:

  • Günlük kullandığım alanlar bana nasıl hissettiriyor? İşlevsel mi? İhtiyaçlarıma hizmet ediyor mu?
  • Hayalimdeki ev ortamı nasıl görünüyor? Evimi dönüştürebileceğim pratik yollar var mı?

5. Sosyal öz bakım

‘Sosyal bir kelebek’ olmadığınızı düşünseniz ya da içine kapanık bir yapınız olduğunu bilseniz bile unutmamalısınız ki; insan sosyal bir varlıktır, bu yüzden diğer insanlara ihtiyaç duyar ve sosyal öz bakım oldukça önemlidir. Peki, bu konuda neler yapabilirsiniz:

  • Sevdiklerinizle düzenli telefon görüşmeleri planlamak
  • Sevgilinizle randevuya çıkmak
  • Arkadaşlarınızla bir oyun gecesi geçirmek
  • Evcil hayvanınızla kucaklaşmak
  • En yakın arkadaşınıza mektup göndermek
  • Gönüllü projelere katılmak
  • Bir takıma veya kulübe girmek
  • Sağlıklı sınırlar belirlemek ve bu sınırlara sadık kalmak
  • Sosyal medya kullanımını sınırlamak
  • Yalnız kalmaya ihtiyacınız olduğunda sosyal etkinliklere ‘hayır’ demek
  • Bir arkadaşınızdan yardım istemek

Sosyal refahınızı değerlendirmek için kendinize şunları sorabilirsiniz:

  • Yardıma ihtiyacım olduğunda kime başvurabilirim?
  • Hangi ilişkilerimi beslemek istiyorum?
  • Hayatımda hangi ilişkiler bana hizmet etmiyor olabilir?

6. Ruhsal öz bakım

Ruhsal öz bakım, ruhunuzu besleyen herhangi bir aktiviteyi kapsayabilir. İllaki dini bir uygulamayla ya da bir dini inanca sahip olmakla ilgili değildir; ruha iyi gelen her şey ruhsal öz bakım pratiklerinde yer alabilir. Örneğin:

  • Meditasyon yapmak
  • Doğada zaman geçirerek doğayla içsel bir bağ kurmak
  • Ruhsal gelişim kitapları okumak
  • Bir günlük tutmak
  • Dua etmek
  • İbadet yerlerinde zaman geçirmek

Ruhsal durumunuzu değerlendirmek için kendinize şu soruları sormayı deneyebilirsiniz:

  • Ruhumu yeterince besliyor muyum?
  • Bana gerçekten ne iyi hissettirir?
  • Manevi olarak kendimi nasıl güçlendirebilirim?

7. Finansal öz bakım

Maddi açıdan iyi bir konumda olmak, hem ihtiyaçları rahatça giderebilmek hem de daha konforlu bir yaşam sürmekle yakından ilişkili. Finansal stres, hayatın pek çok alanını olumsuz etkileyebilir. Finansal öz bakım, para yönetimi ile sağlıklı bir ilişki kurmayı içerir. Aşağıdaki pratikler size yardımcı olabilir:

  • Bütçe oluşturmak ve düzenli olarak gözden geçirmek
  • Bir finans danışmanı ile görüşmek
  • Eğlence veya keyif harcamaları için bir miktar para ayırmak
  • Tasarruf ve yatırım için çeşitli araçlar kullanmak
  • Gelir ve giderlerinizi izlemek için bir sistem geliştirmek

Finansal öz bakım pratikleri geliştirmek için para ile olan ilişkinizi ve maddi durumunuzu değerlendirmek adına kendinize şu soruları yöneltebilirsiniz:

  • Para ile olan ilişkim şu anda nasıl?
  • Hangi finansal alışkanlıklarımı iyileştirebilirim?
  • Maddi hedeflerime ulaşmak için bugün hangi adımları atabilirim?

8. Kişisel öz bakım

Kişisel öz bakım, kendinizi biraz daha iyi tanımayı içeren her şeydir. Bu, yeni müzikler dinlemek ve bundan ne kadar hoşlandığınızı görmek, neyi sevdiğinizi ve neden sevdiğinizi listelemek anlamına gelebilir. Bunların yanı sıra kişisel öz bakım pratikleri şunları da içerebilir:

  • Kişisel ilgi alanlarınızı geliştirmek için bir günlük tutmak
  • Kendinizle baş başa bir randevuya çıkmak
  • İlginizi çeken konular hakkında araştırma yapmak
  • Kendinizi şımartmak için küçük ödüller vermek

Ayrıca su sorular üzerine de düşünebilirsiniz:

  • Bana mutluluk veren aktiviteleri nasıl daha sık gerçekleştirebilirim?
  • İlgi alanlarımı yakından keşfetmek için hangi aktiviteleri deneyebilirim?

Tüm bu öz bakım türleri, hem kendinize daha iyi bakmanızı hem de hayattan daha fazla keyif ve tatmin almanızı sağlayabilir. Her birini değerlendirmek için sorduğunuz sorularla, yaşamınızda hangi alanlara odaklanmanız gerektiğini daha iyi anlayabilirsiniz. Unutmayın; kendinize gerçekten iyi bakmak istiyorsanız, yalnızca bir iki pratikle ‘ben zamanı’ geçirmeniz yeterli değil. Her bakım türü için en az bir pratik yapmayı alışkanlık haline getirin, böylelikle hem bütüncül sağlığınızı destekleyebilir hem de yaşam doyumunuzu artırabilirsiniz.

Kaynak: greatist.com

İlginizi çekebilir: Gerçekçi bir öz bakım rutini için karşılanmamış ihtiyaçlarınızın farkına varın

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Saç kurutma ve şekillendirmede devrim yaratan bir yenilik: Dyson Supersonic Nural™

Teknolojinin hayatımızın her alanına dokunduğu yadsınamaz bir gerçek. Gelişen teknoloji, varlığını yaşamın her köşesinde hissettirmeye devam ederken gün geçtikçe işlerimizi daha da konforlu hale getiriyor. Anahtarsız çalışan arabalar, uzaktan kontrol edilebilen beyaz eşyalar, kapağını açmadan içini aydınlatan buzdolapları ve daha nicesi ile günlük işlerimizi çok daha hızlı ve pratik şekilde halledebiliyoruz. Peki ya daha fazlası olsa? Bu gelişen teknoloji yaşamlarımızı kolaylaştırmakla kalmayıp bizi daha iyi tanısa, kişisel tercihlerimizi daha iyi yansıtsa? Tıpkı sıkça gittiğimiz restoranda daha sipariş vermeden favori yemeğimizin hazırlanmaya başlaması ya da kuaförümüzün bize en çok yakışan saç kesimini hatırlaması gibi… İşte hem gelişen teknolojiyi kullanan hem de tercihlerimizi çok iyi tanıyan çığır açıcı akıllı bir saç kurutma makinesi artık bizimle: Dyson Supersonic Nural™.



Dyson’ın en akıllı saç kurutma makinesi Dyson Supersonic Nural™, aynı zamanda Dyson’ın en yeni şekillendirme teknolojisine sahip. Akıllı sensörleri sayesinde ısıyı ve hava akımını otomatik ayarlayan, saç derisini koruyan, ısı hasarını önleyen ve saç parlaklığını artıran, tüm bunları aşırı ısı olmadan yapabilen ve hızlı kurutma sağlayan Dyson Supersonic Nural™, saç bakım rutinlerinin yeni vazgeçilmezi olmaya aday. Üstelik uzun-kısa, kıvırcık düz, hiç fark etmez, her saç tipinin favorisi olacak. Bu kişiselleştirilmiş teknolojiyi kullanmanın saçlarınıza ve hayatınıza nasıl katkı sağlayacağını merak ediyorsanız, işte bilmeniz gerekenler:

Akıllı sensörler sayesinde saçınızı ve saç derinizi korur

Günlük saç bakım rutinimizde, en sık kullandığımız yardımcılardan biri şüphesiz ki saç kurutma makineleri. Ancak her gün -hatta bazen günde birkaç kez- yüksek ısıya maruz kalan saçların yıpranması kaçınılmaz. Aşırı ısı, sadece saçlarınıza değil saç derisine de zarar verir, saç tellerini yıpratarak saçın doğal parlaklığını kaybetmesine neden olur. Dyson Supersonic Nural™ akıllı sensörleri sayesinde saç derisine ve saç tellerine zarar vermeyen bir bakım sunuyor.

Kapsül aydınlatması, hava akımının sıcaklığını göstererek; mevcut ısı ayarını fark etmeniz için soğuk maviden canlı kırmızıya renk değiştiriyor. Saç derisi koruma modu aktifleştirildiğinde, Time of Flight sensörünü kullanarak mesafeyi ölçüyor ve ısıyı otomatik olarak ayarlıyor. Yani, saçınıza yaklaştıkça ısıyı düşürüyor. Bu sayede nem dengesini koruyarak saç direncini artırıyor ve saçın doğal parlaklığını ve rengini koruyor. Size de her zaman harika görünen saçlarla hazırlanıp evden çıkmak kalıyor.

Duraklatma algılama özelliği ile siz durduğunuzda makineniz de durur

Şüphesiz ki çoğumuzun günlük rutininde pek çok duraklama anı var. Sabah evden çıkmak için hazırlanırken birden çalan bir telefon, yemek yaparken diğer odadan seslenen çocuklar, dizinin en heyecanlı yerinde kesilen elektrik… Hayatın içinden daha pek çok örnek verilebilir. Ve bir şekilde bu anlar hayatın doğal akışında yerini bulur geçer. Peki ya saç kurutma makinemiz de bizimle aynı anda duraklayıp, ritmimizi anlayarak aynı anda hareket etse nasıl olurdu?

İşte Dyson Supersonic Nural™ tam da bunu yapıyor. Duraklatma algılama özelliği sayesinde makineyi kullanmayı bırakıp bir yere koyduğunuzda, hareket algılayıcı ivmeölçer ile durumu fark ediyor. Ve otomatik olarak ısıtıcıyı devre dışı bırakıp, hava akımını ve gürültüyü azaltıyor. Keşke etrafımızdaki herkes ve her şey, Dyson Supersonic Nural™ gibi bizi anlasa ve ayak uydursa… Hayatın ritmini böyle yakalamak çok daha kolay olmaz mıydı?

Kısacası, saçı kurutmak ve şekillendirmek artık çok daha kolay; Dyson Supersonic Nural™ çok hızlı, çok akıllı. Siz de saçlarınıza hak ettiği değeri sunmak istiyorsanız saç bakımını, en akıllı teknoloji ile buluşturan Dyson Supersonic Nural™ ile tanışmak için hemen tıklayın.

*Bu yazı Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.

Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı: #KendineZamanAyır

Meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu biliyor musunuz? Her yıl dünya genelinde milyonlarca kadın, meme kanseri ile mücadele ediyor ve bu mücadeleyi kazanabilmek için erken tanı, en önemli adım olarak karşımıza çıkıyor. Tüm dünyada her sene Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak çeşitli organizasyonlar, eğitimler, etkinlikler çerçevesinde düzenleniyor ve bu sayede başta kadınlarda olmak üzere toplumun her kesiminde meme kanserine dair farkındalık yaratmak amaçlanıyor.



Meme kanserinde erken teşhis, hayat kurtarır

Yüksek oranda kadınlarda görülmesinin yanı sıra erkeklerde de görülebilen meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle ortaya çıkıyor. Erken evre olarak bilinen 1. evreden başlayarak kanser, ileri evreler olan 3. ve 4. evreye kadar ilerleyebiliyor. Son evrelere doğru kanser, memeden hariç vücudun uzaktaki diğer organlarına da yayıldığından bu evrede yapılabilecek olan tek şeyin, kanserin ilerleme hızını yavaşlatmak olduğu biliniyor. Ancak, kanserin ilk evrelerde teşhis edilmesi, tedavinin başarı şansını önemli ölçüde artırıyor; bu nedenle erken tanı hayati öneme sahip.

Araştırmalar, vakalar ve uzman görüşleri gösteriyor ki; meme kanseri, ne kadar erken tespit edilirse, tedaviye yanıt o kadar iyi oluyor. Dolayısıyla Meme Kanseri Farkındalık Ayı, bireyleri meme kanseri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya yönlendirdiği ve erken teşhisin önemini vurguladığı için hem bu mücadeleyi veren kişiler hem de risk grubundaki diğer herkes için hayat kurtarıcı bir role sahip.

Peki, meme kanserinin risk faktörleri neler, fark edilebilir belirtileri var mı, erken tanı ne denli önemli, bireysel olarak birtakım adımlar atılması mümkün mü? Şöyle ki; genetik, yaşam tarzı, yaş, obezite, çeşitli rahatsızlıklar gibi değişkenler, ne yazık ki meme kanseri açısından risk faktörleri olarak değerlendiriliyor, ancak herkes için her bir faktör, risk oluşturmak zorunda değil. Dolayısıyla doğru bir yaklaşım benimsemek açısından uzman kontrollerinin önemi çok büyük.

Özellikle 30’lu yaşlardan itibaren düzenli olarak doktor kontrollerine gitmek, meme muayenesi yaptırmak ve meme ultrasonu çektirmek, meme kanserinin erken teşhis edilmesinde kritik rol sahibi. 40 yaş üstü kadınların mamografi çektirmesi de yine çok önemli. Çünkü, meme kanseri, birtakım ilk belirtilere sahip olsa da her zaman belirtilerle kendini göstermeyebilir. Öte yandan, memede şişlik veya kitle hissetme gibi her belirti de kanserin olduğu anlamına gelmeyebilir. Bu nedenle en doğru tanı ve teşhis için bir uzman kontrolünde ilerlemek her zaman en sağlıklısı.

Meme kanserinin ilk belirtilerini, risk faktörlerini, evrelerini, tanı yöntemlerini ve meme kanserine dair merak ettiğiniz daha pek çok konuyu Amerikan Hastanesi’nin web sitesinden detaylı bir şekilde okuyabilir, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için bu konuda kapsamlı bilgi sahibi olabilirsiniz. Diğer yandan riski en aza düşürmek ve erken tanı ve tedavi şansını artırmak için sağlığınızın kontrolünü hemen elinize alabilir; kendi kendine meme muayenesi yapmayı öğrenebilirsiniz. Bunun için ilk yapmanız gereken; kendinize zaman ayırmak.

Hayat kurtaran bir çağrı: #KendineZamanAyır

Amerikan Hastanesi, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda #KendineZamanAyır diyerek farkındalık yaratan bir çağrıda bulunuyor. Günümüzün yoğun temposunda, çoğu zaman kendimize zaman ayırmayı ihmal ediyoruz; oysa ki sağlığımız söz konusu olduğunda atmamız gereken en önemli adım, kendimizi dinlemek, bedenimizdeki değişiklikleri fark etmek. Kendimize ayırdığımız bu zamanlarda ayda 1 kez yapacağımız kendi kendine meme muayenesi ve yılda 1 kez düzenli doktor kontrolü ile sağlığımız için büyük bir fark yaratabiliriz.

Siz de sağlığınızı korumak için sadece Ekim ayında değil, her ay düzenli olarak kendinize ayırdığınız zamanda meme muayenenizi yapabilir, yılda 1 kez doktor kontrolüne giderek ileride karşılaşabileceğiniz olası sağlık sorunlarını önleyebilirsiniz. Kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır, öğrenmek içinse yine Amerikan Hastanesi’nin web sitesini ziyaret edebilir veya aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.

Unutmayın; erken teşhis hayat kurtarır. Kendinize değer verin, kendinize zaman ayırın.

*Bu yazı Amerikan Hastanesi katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale