X

Öz bakım kabusunuz olmasın: 4 adımda kendinizi şefkatle sarmalayın

Danışanlarımdan hayatlarına öz bakımı entegre etmeye çalıştıklarında, bunun onları daha da strese soktuğunu duyuyorum. Benliğe değer vermenin genellikle iyi bir şey olduğu varsayımıyla öz bakıma başlıyoruz, ancak sorun şu ki, süper motivasyonlu beyinlerimiz öz bakımı hayatımızdaki diğer her şeyle aynı kovaya koyduğunda işler sarpa sarıyor.

Süper motive olmuş beyninizin bir panoya sahip bir yönetici gibi çalışarak işleri planladığını, işleri sıkıştırdığını ve istediği şeye ulaşamadığında buna sinirlendiğini hayal edin. Pek çok insanın beyinlerinin “yönetici” bölümleri vardır ve gerçekten bu bölüm olmasaydı muhtemelen yoğun hayatlarımıza ayak uyduramazdık. Ancak beynimizin yönetici kısmı öz bakımımızın sorumluluğunu üstlendiğinde, bunu “doğru yapmaları gereken” bir görev haline getirebilir ve böylelikle bizi iyi hissettirmesi gereken öz bakım rutinleri bize strese sokabilir.

Şimdi ise beynimizde farklı bir karakter, belki de daha çok bir şefkatli anne figürü hayal edelim. Bu figür sevgi dolu, şefkatli ve elimizden gelenin en iyisini hissetmemizi istiyor. Bu ışıkta öz bakımı hayatımıza nasıl entegre edeceğimizi düşünelim.

1- Başkalarına iyi gelen şey, size iyi gelmiyor olabilir.

Yönetici beyniniz çoğu insanın kendi kendine bakımını belirli bir şekilde yaptığını fark eder: Köpük banyosu, günlük meditasyon, masajlar, günlük tutmak vb. Bu maddeler bir yana, sizi en rahat, mutlu veya canlı hissettiren şeyler nelerdir? Bu bir başkası için bir yoga dersi olabilir, ancak Netflix’te bir komedi dizisi izlemek sizi daha iyi hissettirebilir. Şefkat dolu yönünü ortaya çıkaran beyniniz, başkalarının ne yaptığına bakılmaksızın, sonrasında kendinizi bütün ve rahat hissetmenizi sağlayan aktiviteleri bulmanız için sizi teşvik edecektir.

2- Kendinize en çok ne yapmak istediğinizi sorun.

Dikkate alınması gereken bir başka husus, ne yapmak için daha fazla zaman harcamak istediğinizdir. Yönetici beyniniz, karşılığında bir şeyler elde etmek için belirli kişisel bakım aktiviteleri yapmanız gerektiğini söyleyebilir (örneğin, araştırmalar kaygıyı azalttığını gösterdiğinden meditasyon yapmak). Ancak öz bakım “şu anda” keyifli olmalı. Belki yeni bir Spotify listesini keşfe çıkmak veya Fransızca öğrenmek gibi, tamamen kendi uzmanlık alanınızın dışında bir şeyi nasıl yapacağınızı öğrenmek istersiniz. İçten gelen bu dilekler, kulağa ne kadar rastlantısal ya da “ben-olmayan” geldiklerine bakılmaksızın yakından dinlenmelidir.

3- Kendinizi bunu her gün yapmaya zorlamayın.

İnsanların karşılaştığı en büyük engel, öz bakımı günlük ritüellere çevirmeye çalışmaktır. Bu kulağa başta harika geliyor, ama rutini bozduğunuz her gün için kendinizi suçlu hissedecekseniz, öyleyse bu kuralı gevşetin. Yönetici beyniniz katı olabilir ve öz bakımınızı yeterince yapamazsanız, kendinizi suçlu hissetmeniz gerektiğini söyleyebilir. Ancak haftada bir veya ayda bir, bir şey yapmak bile faydalı olacaktır. Şefkatli beyninizin bu alemde kendinize kolay davranmanıza izin verdiğini hayal edin.

4- Öz bakım pahalı olmak zorunda değil.

Masajlar ve güzellik ürünleri gibi birçok geleneksel kişisel bakım etkinliği çok pahalı. Bazı markalar öz bakım fikrini, ekonomik durumu müsait olmayanlar için imkansız gibi gösterebilirler. Ancak gerçek kişisel bakımın çok pahalıya mal olması gerekmez. Meditasyon elbette ücretsizdir. Ancak yürüyüşe çıkmak, en sevdiğiniz şarkıyla dans etmek, en sevdiğiniz çayı yapmak veya kestirmek gibi ücretsiz veya düşük maliyetli başka verimli öz bakım etkinlikleri de vardır. Yönetici modundaki beyniniz bu faaliyetlerin çok basit olduğunu veya yeterince etkili olmayacağını düşünüyor olabilir. Ancak beyninizin şefkat dolu yönünün ortaya atabileceği tüm fikirlere açık olun. Aynı şekilde, daha önce yazdığım eğlenceli aktiviteler de düşük maliyetli olabilir. Yazmak sadece bir kalem ve defter gerektirebilir. Fransızca öğrenmek, akıllı telefonunuz varsa birkaç Youtube videosu izlemeye başlamak anlamına gelebilir.

Daha fazla paylaşım için Instagram hesabımı takip edebilirsiniz.

Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/my-pleasure/202008/does-self-care-stress-you-out

İlginizi çekebilir: Çoğu zaman unuttuğumuz önemli bir beceri: Öz bakım

Cansu Varol: Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji Programı’nda yüksek lisansını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezinde psikoterapist olarak görev yapmıştır. Halen yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamalarında Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Şema Terapi ekollerini kullanmaktadır. Ağırlıklı olarak travma, stres, depresyon, panik bozukluk, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve ergenlik dönemi sorunları üzerinde çalışmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale