Düşlemeye başlamak, hayalini yaşamak… Söylemesi çok kolay, eyleme dökmesi bir o kadar zor… Küçükken doğal halimizin rahatlıkla izin verdiği, büyüdükçe dünyanın en büyük zorluğu haline gelen ve işimiz gereği belki de birlikte çalışırken yanımızdaki kişilerden çok fazla beklediğimiz bir şey hayal kurmak.
Gelecek yıllarda değerini yitirecek meslekler ve geleceğin parlayan mesleklerini dinlerken yine bu kelimenin sihrini hatırladım. Gelecekte etkinlik koordinatörleri yaratıcı içerikler bularak çalışanların motivasyonunu artıracak, onlara hayaller kurdurup peşinden sürükleyecek kişilere büyük iş fırsatları olmaya devam edecek. Yaratıcılığı destekleyen, alternatif çözümler bulan ve hayaller kuran kişiler sanırım değişen dünyada her zaman kendilerine bir alan bulabilecekler.
Hayal etmek insanın sahip olduğu, kendisi dışında belki de hiçbir koşul ve insan tarafından engel olunamayacak nadir potansiyellerinden biri. Bilgiyle ulaşabileceğimiz kaynaklar çok, yöntemler her yerde, herkes her konuda uzmanlaşabiliyor. İnsanın yatırım yapmazsa zamanla kaybettiği hayal yetisi ise insanın araştırarak bulamadıklarına açılan bir kapı… Bunu sınırlandırarak aslında geleceğini sınırlandırıyorsun.
Zihnini sadece zevk için bir şeylere ayıramayan, sadece bir görevi yerine getirmek için düşünen bireylere dönüşüyoruz belki de yıllar içinde… Çocukken bunu daha fazla yapıyorduk çünkü bizden beklenen zorunlu işler değildi… Büyümek, gelişmek, keşfetmek, öğrenmek gibi çok güzel hedeflerimiz vardı. Üstelik sınırlı kaynaklar, maliyetsiz araçlar (yemek için kullanılan bir tahta kaşık, yerdeki taş, evdeki terlik) bizim için mükemmel bir enstrümana dönebiliyordu. Çocukların dünyasına indikçe hayalin bir insanı nasıl dönüştürebildiğini daha da yakından deneyimlemeye başladım.
Yakın zamanda aldığım eğitim ve süpervizyonlar sonrasında sınavını da tamamlayıp uygulayıcısı olmaya başladığım oyun terapistliğini deneyimlerken gönüllü olarak çalıştığım her çocuk bana çok fazla şey öğretti. Öğrettikleriyle kalmayıp sormaya, daha çok düşünmeye, bir yandan insanlara yardım ederken diğer yandan bundan zevk alıp bir oyunun gerçek bir parçası olmaya beni teşvik ettiler. Bir travmadan geçiyor veya geçmiş dahi olsa çocukların iyileşmeye olan istekleri, bunun için kurdukları hayaller ve hayallerinin sınırsızlığı insanın iyileşebilirliğinin en büyük işareti.
Oyun terapisi konusunda kendimi geliştirirken her çocuğun içindeki iyileşme kapasitesini, daha iyi olma çabasını ve her ne boyutta olursa olsun travmaların iyileşebileceğini gördüm. Özellikle her bir oyunun zihnimizde töropatik bir karşılığının olması ve her hayalin de bu oyunlarla ilişkilendirilmesi, oyun oynamanın ne kadar değerli bir şey olduğunu gösterdi. Oynarken sadece iyi vakit geçirmiyorsun, çocuk için iletişim dili olan araçlar senin için de yeni bir lisan oluyor. Ne kadar çok kendini ana bırakıp içine dahil olursan sen de kaptırıp yeni yolculuklara çıkabiliyorsun.
Beklemeden hayal kurmaya başlamak için bazen bir ortam, bazen bir oyuncak yeter. Sadece görev odağından çıkıp her ne yapıyorsanız zevkle yapmak, zevk için bir şeyler düşünmek farklı keşifler için anahtar. Bugün sadece kendinizle ilgili bir düşü tasarlamak için ayıracağınız 10 dakika, günler içinde her gün bir pratik olarak hayatınıza girerse işinize de özel hayatınıza da katkılarını kısa sürede görebilirsiniz. Bu süreci tasarlarken John Lennon’dan Imagine de kulağınızda size eşlik edebilir…
İlginizi çekebilir: Hedonizme doğru yolculuk: Geleceğin kelimesi hedonizm olabilir mi?