İnsan yıllar yılı sadece sol beyniyle yaşayınca, olan biten her şeyde rasyonel bir mana ve altında bilimsel bir dayanak arıyor. Geçen hafta yaptığım İngiltere seyahati de, işte bu arayışa cevap bulmak ve uzun zamandır hayatıma düzenli olarak soktuğum meditasyondan gördüğüm faydanın, bilimsel dayanaklarını keşfetmek için yaptığım bir yolculuk oldu.
Dünyanın önde gelen üniversitelerinden Oxford’da “The Buddha pill: Meditation can change you” yani “Buda ilacı: Meditasyon sizi değiştirebilir” başlıklı bir eğitime katıldım. Eğitmenlerden biri, Oxford’dan psikolog Dr. Miguel Farias’ın spiritüel çalışmaların zihin ve beden üzerindeki etkisi üzerine araştırmaları ve pek çok yayını var. Diğer bir eğitmen Catherine Wikholm, Oxford’da teoloji ve felsefe eğitiminin ardından psikoloji doktorasını tamamlamış. Üçüncü eğitmen Swami Ambikananda ise, meditasyon ve yoga eğitmeni. Son üç yıldır meditasyon üzerine yürüttükleri bilimsel araştırmaların sonuçlarını paylaştıkları eğitimde, farklı tekniklerle meditasyon yapma imkanım da oldu.
Meditasyonla ilgili ilk araştırmalar 1960’lara dayanmakta. Beyin dalgaları EEG ile takip edilen iki Yogi, meditasyon halinde ellerini 50 dakika kadar 4 derecedeki soğuk suyun içinde rahatsızlık hissetmeden tutabilmiş ve beyin dalgalarında hiçbir değişim gözlenmemiş. 1970 ile 1977 arasında meditasyonun hipertansiyon, stres ve uykusuzluğu azalttığı, aynı zamanda zeka ve pozitif kişilik gelişimine etki ettiği üzerine 100’ün üzerinde çalışma yapılmış. Ve bugün, gelişmiş beyin görüntüleme sistemleriyle meditasyonun beyinde bilimsel olarak ölçümlenebilen, başka hiçbir aktiviteyle sağlanamayan eşsiz bir bilinç durumu yarattığı ispatlanmış durumda. Beyin yeni bilgiler öğrendikçe, kapasitesinin yeni bölümlerini kullanıma açan ve biyolojik olarak gelişen bir organ. Yapılan araştırmalar meditasyonun yeni bir lisan öğrenirken veya jonglörlük gibi yeni bir yetenek geliştirirken beynimizde oluşan biyolojik değişimle aynı etkiye sahip olduğunu tespit etmişler. Tüm bu bulgular iyi de, bizim günlük hayatımızı nasıl etkiliyor?
Meditasyon günlük hayatımızı nasıl etkiliyor?
Meditasyonun stres, kaygı ve endişe gibi hayatımızı zorlaştıran, yaşadığımız andan keyif almamıza engel olan, en önemlisi hatalı seçimler yapmamıza sebep olan olumsuz duyguların ve bunları yaratan düşüncelerin azaltılmasında, hatta ortadan kaldırılmasında son derece etkili bir disiplindir. Zihnimiz sürekli geçmişle gelecek arasında gidip gelir ve ne kadar çok düşünürsek, konular o kadar içinden çıkılmaz bir hale gelerek zihni bulanıklaştırır. Zihin bu şekilde bulanık olduğunda ise, bir durum karşısında gerçekten olana göre değil, geçmişten getirdiği tecrübeler ve bunlara dayanarak kurduğu varsayım üzerine karar vererek davranışta bulunur. Meditasyon, işte bu düşünce zincirleri arasına bir ES koymaya yaramakta. Düzenli meditasyon yapıldığında bu ES’ler uzamakta, kişi anda kalabilme ve farkındalığını geliştirerek, seçimlerin dingin bir zihinle ve bilinçli olarak yapmasına olanak vermekte.
Psikolog Dr. Farias ve Wikholm son 3 senedir İngiltere’deki hapishanelerde yürüttükleri çalışmada, yoga ve meditasyonun suçluların kaygı ve stres düzeylerini azalttığını, psikolojik olarak daha iyi hissettiklerini ve çevreleriyle iletişimlerinin olumlu yönde güçlendiğini tespit etmişler. Bir taraftan da meditasyonun bilinçaltında temizlenmesi gereken olumsuz bazı duyguları da ortaya çıkarabileceği, bunlarla baş etme konusunda deneyimle bir eğitmeden yardım alınması gerektiğini belirtmekteler.
Deepak Chopra Center’dan aldığım eğitimin ardından, diş fırçalamak ya da gece uyumak gibi günümün rutin bir aktivitesi haline gelen meditasyonun faydalarını kendi hayatımda yaşıyorum. Stresi gideriyor, kaygı ve endişeyi azaltıyor, çevrenizle olan ilişkileri güçlendiriyor, yaratıcılığı ve sezgileri uyandırıyor. Belli zamanlarda yapmak ilaçla baş ağrısını geçirmek gibi. Ama hayatınızda bir rutin olduğunda dönüşüm başlıyor. Her gün en az 30 dakika meditasyon mutlaka yaparım. Kendimi sağlıklı, yüksek enerjili ve çok iyi hissediyorum.
Sağlıklı bir bedende yer alan dingin bir zihin, tepkisel veya ego tabanlı karar almaktan uzaklaşıp, önce kendinin sonra bütünün hayrına en etkili kararları verebilir. Çok çalışanlı şirketlerdeki yönetici ve patronların sorumluluğu bu noktada çok büyük. Yaptığım tüm çalışmaların faydasını iş hayatımda fazlasıyla görüyorum. Diğer yandan en büyük faydasının, oğlumun özgüvenli, sevgi dolu ve yaratıcı bir birey olarak yetişmesine olduğuna inanıyorum.
Nasıl meditasyon yapılır?
Benim kullandığım 2 farklı teknik var. Yapabiliyorsanız 30 dakika; ama yapamayacaksanız da kendinizi zorlamayın, 10 dakika bile çok değerli. Kendinizi “Yaptım. Yapamadım.” gibi asla eleştirmeyin. Her meditasyon seansınız bile birbirinden farklı ve eşsiz olacaktır. Sessiz bir ortamda rahatça oturun. Vücut yatar vaziyetteyken, beyin uyku zamanı olduğunu algılayacağından oturarak yapmanız daha etkili olur.
1- Burnunuzdan yavaş fakat derin nefesler alıp verin. Nefes alışınız daha kısa, verişiniz daha uzun sürsün. Örneğin 4’e kadar sayarken alıyorsanız, 8’e kadar sayarken verin.
2- Zihninize düşünceler gelecektir. Bu çok normal, amacımız onları komple durdurmak değil ki, bu zaten mümkün de değil. Sadece düşüncelere takılıp kalmayın. Takıldığınızı fark ettiğinizde, zihninizi nefes alış verişinize odaklayın.
Oxford’daki eğitimde Mindfulness (bilinçli farkındalık) meditasyonu ve mantra meditasyonu yaptık. Mindfulness için dışarıdan yönlendiren bir eğitmene ihtiyacınız varken, mantra ile kendi kendinize yapabilirsiniz. Farklı mantralar var, ancak bizim orada kullandığımız A – Ham ( I am) mantrası idi. Sanskritçe BEN demek. Yapacağınız şey; nefes alırken A, nefes verirken Ham hecesini zihninizden söylemeniz.
En güzel haber ne biliyor musunuz? Düzenli meditasyon yapıldığında 8 haftada değişimin gerçekleşmesi. Yani 1 senedir meditasyon yapan ile 8 hafta yapan arasında fark olmaması. Bu yüzden, hemen bugün başlayın!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.