‘Overstimulation’: Çocuğunuzun huzursuzluğunun altında aşırı uyarılma yatıyor olabilir
Günümüzün hızlı temposu ve teknolojinin her alanda giderek artan varlığı, özellikle çocuklar üzerinde derin etkiler bırakıyor. Bazen yetişkinler ve ebeveynler olarak farkında olduğumuz, bazense hiç fark edemediğimiz şekillerde, çocukları sonsuz sayıda uyarana maruz bırakabiliyoruz. Kimi zaman elimizde olmadan, kimi zamansa bizim ön ayak olduğumuz bu uyaranlar, ne yazık ki çocukların gelişimini ve zihinsel-duygusal sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Hangi uyaranlar ve nasıl olumsuz etkiliyor?
Hemen küçük bir örnek üzerinden ilerleyelim… Ebeveynlerin çocuklarına zengin deneyimler sunma arzusuyla çırpındığı gerçeğine hepimiz aşinayızdır. Ama bu çaba bazen aşırıya kaçabiliyor. Sabahtan akşama kadar çocukların bir dakikasını bile boş bırakmamak, her anı planlamaya çalışmak, yabancı dilde şarkılar dinletmek, videolar izletmek, ilk boşlukta kitap okumak/okutmak veya aklımıza gelen pek çok eylem, normal şartlar altında eğlenceli ve faydalı olsa da aşırıya kaçtığında sorunlara neden olabiliyor. Çünkü ‘overstimulation’ dediğimiz ‘aşırı uyarılma’ durumu açığa çıkıyor. Bu da çeşitli sıkıntılar doğurabiliyor.
Çocuklarda aşırı uyarılmanın belirtileri ve nedenleri
Çocuklarda aşırı uyarılmanın belirtileri elbette ki çeşitlidir ve her çocuk farklı şekillerde tepki verebilir. Ancak genel olarak bazı yaygın belirtiler arasında:
- Huzursuzluk ve rahatsızlık
- Kolayca ağlama veya sinirlenme
- Kaygılı ruh hali
- Yüksek stres seviyesi
- Öfke nöbetleri
- Dikkat dağınıklığı
- Öğrenme/anlama güçlüğü
- Uykusuzluk veya uyku sorunları
- Aşırı yorgunluk
- Sosyal geri çekilme
- Yoğun duygusal tepkiler yer alabilir.
Bu belirtiler, çocuğunuzun günlük deneyimlerinden daha fazlasını işlemekte güçlük çektiğini gösterebilir. Ve bu durum çeşitli değişkenlerden kaynaklanıyor olabilir:
- Sürekli ekrana maruz kalma
- Aşırı teknolojik alet kullanımı
- Yoğun bir günlük program
- Aşırı gürültülü ortamlar
- Çok kalabalık yerlerde zaman geçirmek
- Duyusal hassasiyetler; belirli seslere, ışığa, doku ve kokulara karşı duyarlılık yaygın faktörler olabilir.
Öte yandan, çocuklarınızın çevresini ve günlük rutinlerini gözden geçirerek de aşırı uyarılmanın potansiyel kaynaklarını belirleyebilirsiniz.
Aşırı uyarılmayı önlemek ve yönetmek için ipuçları
Çocukların sağlıklı gelişimi için onlara zengin deneyimler sunmayı istiyor olsak da bazen her şey küçük bedenlerine, zihinlerine, gözlerine, kulaklarına ‘fazla’ gelebilir. Ve bu fazlalıklar, onların duyusal sistemlerinde aşırı yüklemelere dönüşerek huzurlarını kaçırabilir, kafalarını karıştırabilir. Aşırı uyarılmanın üstesinden gelmek, çocukların daha mutlu ve dengeli bir yaşam sürdürmesine, daha sakin davranışlar sergilemesine yardımcı olabilir.
O an yapabilecekleriniz:
Çocuğunuzu daha sakin bir ortama götürün: Gürültülü, kalabalık veya hareketli bir ortamdan çocuğunuzu daha sessiz, huzurlu bir yere alın. Çocuğunuzun rahatladığını hissedeceği bir alan yaratın. Mümkünse ve varsa sesleri kapatın, odanın ışıklarını kısabiliyorsanız kısın, insanları, uyaranları uzaklaştırın. Çocuğunuzun hem güvende hem de rahat ve konforlu hissedeceği bir atmosfer oluşturmaya çalışın.
Düşük uyarıcı aktiviteler önerin: Kitap okuma, resim boyama veya yavaş tempolu müzik dinleme gibi sakinleştirici aktiviteler, çocuğunuzun aşırı uyarılmış duyularını yatıştırmaya yardımcı olabilir. Bu tür aynı zamanda çocukların sakinleşmelerini de sağlayabilir.
Duyusal oyunlarla duyusal dengeyi sağlayın: Kum, oyun hamuru veya su ile oynama gibi duyusal oyunlar, çocukların fazla enerjilerini pozitif bir şekilde kullanmalarını sağlayarak duyusal dengeyi yeniden kurmalarına yardımcı olabilir.
İlginizi çekebilir: Çocukların çok sevdiği duyusal oyunlar nelerdir, neden önemlidir?
Uzun vadede yapabilecekleriniz:
Günlük rutinler oluşturun: Düzenli günlük rutinler çocukların neyi bekleyeceğini bilmesini sağlayarak onlara bir duygu güveni ve istikrar sağlar. Bu, onların daha sakin ve toparlanmış hissetmelerine yardımcı olabilir.
İlginizi çekebilir: Çocuk yetiştirmede rutinler neden önemlidir, nasıl inşa edilir?
Düzenli uyku saatleri sağlayın: Çocukların fiziksel ve duygusal sağlığı üzerinde uyku düzeninin önemi yadsınamaz. İyi bir gece uykusu, çocukların zihinsel, duygusal ve fiziksel iyileşme süreçlerini destekler, böylece ertesi gün için yeniden enerji toplamalarını sağlar. Çocukların sakinleşmesi ve duyusal dengesini yeniden kazanması için düzenli uyku saatleri çok önemli.
Ekran süresini sınırlandırın: Ekran süresini belirli saatlerle sınırlamak ve teknoloji dışında çeşitli etkinlikler teklif etmek, çocukların duyusal deneyimlerini çeşitlendirmelerine yardımcı olur. Doğada zaman geçirmek, sanat ve el işi projeleri ve spor gibi fiziksel aktiviteler, ekran karşısında geçirilen zamanın olumsuz etkilerini dengelemeye yardımcı olabilir.
Günü ‘fazla’ planlamayın: Sabah okul, okul sonrası piyano dersi, ondan sonra yüzme dersi, evde İngilizce çalışma… Çocuklarınıza zengin bir ortam sunmak, öğrenmeye, eğlenmeye, deneyimlemeye teşvik etmek isterken aşırıya kaçmadığınızdan emin olun ve ‘overstimulation’ı önlemek için her anı planlamaktan, doldurmaktan kaçının.
Ortamı çocuğunuzun duyusal ihtiyaçlarına göre düzenleyin: Çocuğunuzun duyusal hassasiyetlerini tanıyın ve ortamı bu ihtiyaçlara uygun şekilde ayarlayın. Örneğin, ışık hassasiyeti olan bir çocuk için yumuşak aydınlatma kullanmak veya ses hassasiyeti olan çocuklar için evin en az gürültülü olan, yoldan uzak odasını çocuk odası yapmak daha rahat hissetmelerine yardımcı olabilir.
İlginizi çekebilir: Sakin çocuk yetiştirme rehberi: Ebeveynlere yol gösterecek ipuçları