X

Oturma eyleminden Nobel Barış Ödülü Adaylığına uzanan hikayesiyle 16 yaşında bir aktivist: Greta Thunberg

İklim değişikliği, çevre kirliliğinin en tehlikeli sonuçlarından biri. Gezegendeki sıcaklık dengesinin bozulması, yaşam dengesini de sarsıyor ve bu tehlikenin boyutu her geçen gün katlanarak artıyor. Bilim insanları, atmosferdeki karbon miktarının tarihte hiç olmadığı kadar arttığını söyleyerek, geri dönüşü olmayan bir iklim değişikliği sürecine girdiğimizi belirtmişti. 10 yıldan uzun süredir uzmanlar dünyayı bunun olabileceği konusunda uyarıyorlardı, yine de engel olmak için yeterince çalışma yapılmadı. En büyük ve en etkili adımların büyük şirketler ve hükümetlerden gelmesi gerekiyordu ancak çoğunluk ilkim değişikliği sorununa yeterince önem vermiyor, hatta görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.

İşte Greta Thunberg, bu vaziyeti görüp bir şeyler yapmak isteyen ve başlattığı eylem ile tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başaran, cesur bir genç kız. Tek başına büyük bir farkındalık ve protestonun öncüsü oldu ve bu sebeple de Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Eğer kazanırsa, bu ödülü almış en genç kişi olacak.

Her şeyin başladığı eylem

Her şey, 2018 Ağustos ayında başladı. Sekiz yaşından beri iklim sorunlarına duyarlı olan Greta, oy kullanarak değişime katkı sağlayamayacak kadar küçüktü. Bu nedenle tepkisini pasif bir eylemle göstermeye karar verdi. 15 yaşındaki Greta, bir Cuma günü okula gitmedi ve Meclis Binası’nın önünde tüm gün sessizce oturdu. Yanından geçenlere dağıtmak için üzerinde “Bunu yapıyorum, çünkü siz yetişkinler benim geleceğimi mahvediyorsunuz” yazan broşürler hazırladı. Sonrasında başka öğrenciler de ona katıldı ve her cuma okula gitmeden grupça oturma eylemi yaptılar.

Greta Thunberg: “Bunu yapıyorum, çünkü siz yetişkinler benim geleceğimi mahvediyorsunuz”

Twitter’da #fridaysforfuture ve #ClimateStrike etiketleri ile sesini daha çok insana duyuran Greta, herkesin ilgisini çekmeyi başardı. Destekleyenler kadar okulda olması gerektiğini, yanlış yaptığını, bunu okula gitmemek için bahane olarak kullandığını söyleyenler de oldu. O da onlara yanındaki okul çantasını göstererek “Kitaplarım burada. Ama şunu da düşünüyorum: Neyi kaçırıyorum? Okulda ne öğreneceğim? Gerçeklerin bir anlamı yok artık. Politikacılar bilim insanlarını dinlemiyor. O zaman neden öğreneyim? Eğer bir geleceğim olmayacaksa neden geleceğim için çalışmaya devam edeyim?” cevabını verdi. Destek verenler arasında Leonardo DiCaprio, Angela Merkel, İrlanda Başbakanı Leo de Varad ve pek çok ülkeden pek çok belediye başkanı gibi büyük isimler de vardı.

Greta’nın Meclis Binası önünde başlattığı eylem tüm dikkatleri bu küçük kıza ve iklim sorununa çekti. İnsanların farkındalığı arttı, eyleme her gün daha çok insan katılır oldu. Bu olayları takiben Greta, TED konuşmaları ve BM İklim Zirvesi gibi pek çok büyük etkinlikte sesini duyurma şansı buldu. Gittiği konferanslardan birinde şu ifadeleri kullandı:

Şu an burada, liderlerin geleceğimizi düşünmesi için bulunmuyoruz. Bizi her zaman görmezden geldiler ve bunu yapmaya devam ediyorlar. Politikacılar çocuk gibi davranıyorlar, bu yüzden çok uzun zaman önce olması gereken şeyi yapıp bir adım öne çıkarak bu sorumluluğu alma zamanı. Yetişkinler, genç insanlara umut vermemiz gerektiğini söylüyorlar. Ama ben umut istemiyorum; ben panik olmanızı istiyorum.”

BM İklim Zirvesi Konuşması

Dünyadan Greta’ya destek

Olaylar sadece bu eylem ile sınırlı kalmadı. Greta’nın başarısı, başka protestoların başlamasına da vesile oldu. İlk destek Avustralya’dan geldi; 15 bin öğrenci ülkelerinde toplanarak eylem yaptılar ve büyük ses getirdiler. Belçika’da ise binlerce öğrenci başlattıkları eylemi saatlerce sürdürdü. Eylemde en akılda kalan manzara, açtıkları “Sen ödevini yaparsan ben de yaparım” pankartı oldu. Bunun ardından yine Belçika’da 3000 bilim insanı iklim adına önemli adımlar attı. İsviçre’de 23 bin kişiyle başlatılan başka bir eylem, ertesi gün 63 bin kişiye ulaşılarak devam etti. Almanya da 30 bin kişi ile iklim değişikliği için yapılan bu mücadelede tepkisini ve desteğini gösterdi.

Tüm bunların yanı sıra Greta, Asperger Sendromu adında, sosyal etkileşimde sorunlara sebep olan bir çeşit otistik spektrum bozukluğundan (OSB) muzdarip. Ancak bu, tüm dünyaya sesini duyurmasına engel olmamış. Yaptığı TED konuşmasında hastalığı ile ilgili şunları söylüyor:

“11 yaşındaydım, hasta oldum. Depresyona girdim, konuşmayı kestim ve yemeyi bıraktım. İki ay içinde yaklaşık 10 kilo verdim. Daha sonra, Asperger sendromu, OKB ve seçici mutizm teşhisi kondu. Bu temelde sadece gerekli olduğunu düşündüğümde konuşacağım anlamına geliyor – şimdi o anlardan biri. Spektrumda olan bizler için hemen hemen her şey siyah veya beyaz. Yalan söylemekte pek iyi değiliz ve genellikle geri kalanınızın çok sevdiği bu sosyal oyuna katılmaktan hoşlanmıyoruz. Biz otistiklerin birçok yönden normal olduğumuzu düşünüyorum ve bence insanların geri kalanı oldukça garip, özellikle de herkesin iklim değişikliğinin varoluşsal bir tehdit olduğunu ve hepsinin en önemli meselesi olduğunu söylediği sürdürülebilirlik krizi söz konusu olduğunda; buna rağmen daha önce işler nasıl yürüyorsa olduğu gibi devam ediyorlar.”

 TEDXStockholm Konuşması (Türkçe Altyazılı)

Greta’nın bu yaşta bu farkındalığa sahip olması, elbette ki ailesinin de çevre sorunlarına karşı bilinçli ve duyarlı olması sayesinde mümkün olabilmiş. Annesi Malena Ernman, havayolu taşımacılığının iklim üzerindeki negatif etkileri yüzünden uluslararası kariyerine son vermiş ünlü bir opera sanatçısı. Anne ve babası Greta’nın eylemine sonuna kadar saygı gösterdiler, yine de kızlarının protestoya son verip okula geri dönmesi taraftarıydılar. Babası bu durumu şöyle açıklıyor: “Okulda olması gerekiyor. Bu eylemini destekleyemeyiz. Ama direnmeye karar verdiyse buna saygı duyarız.”

Greta Thunberg tek başına büyük bir farkındalık ve protestonun öncüsü oldu ve Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi

Greta, ülkesi İsveç’te başlattığı eylemi 9 Eylül günü ülkesinde yapılacak seçimlere kadar sürdürdü. Sonrasında da okuluna geri döndü. Ancak etkileri dünyada domino taşı etkisi yarattı ve iklim değişikliği tehlikesi konusunda farkındalığı arttırdı. Times tarafından “en etkili gençler” listesine alınarak ve Nobel Barış Ödülü için aday gösterilerek tüm dünyaya sesini duyurmayı başardı. Greta Thunberg, bir kişinin tek başına büyük bir değişim yaratabileceğini hepimize gösterdi. Ödülü alsın ya da almasın, büyük bir değişimin tetikleyicisi oldu. Umuyoruz ki çevre ve iklim konularında artık politikacılar daha büyük adımlar atarlar ve hep birlikte, gezegenimizi kurtarabiliriz.

 

Kaynaklar
TED.com
Standard.co.uk
Cnnturk
The Guardian
Onedio

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale