dummy

Otomatik pilotumuz soruyor: “Anne ben niye minimalist olamıyorum?”

Minimalizm deyince aklınıza ilk ne geliyor? Vallaha ne yalan söyleyeyim, benim de düz bir fonda sade bir duvar masası canlanıyor gözümde…

dummydummy

Aslında ta 1960’larda çıkan bir akım… Şimdi ise 2020 senesine ramak kalmışken dönüp bir bakalım kendimize, minimalizm hayatımızın ne kadarında var?

Bu “olması gerekeni sorgulayan” bir soru değil. Kulaklarda bir kez daha yankılanması için aynı soruyu farklı bir şekilde tekrar etmekte fayda var: “Minimalizm hayatınızda hiç var mı?

“‘Yarından itibaren karar veriyorum, bundan sonra dışarıda kahve içmeyeceğim, evde yapıp termosla taşıyacağım’ kararından sonraki ilk buluşmada otomatik bir şekilde kahve siparişi vermek” kadar mı var sizce? Yoksa “şu şu şekilde olacak, öyle olmazsa böyle olur ama öyle olursa bi de böyle olur peki ya şöyle olursa…”lar listesi artarak devam mı ediyor hayatınızda? Ya da sizde nasıl tezahür ediyor bu eylem? 

Düşünsenize bir kaosun içinde minimalizm arıyoruz. Çok acınası bir tablo değil mi sizce de? Vazgeçemediğimiz eşyalarımız var bir kere, düşünsenize ne kadar çılgınca! Ne yapacaksın ki sanki on yıl sonra aldığın o orta sehpayı? “Minimalizm diye bir şey duydum hadi deneyelim!” der gibi Nasreddin Hoca’nın Ya Tutarsa Fıkrası gibi bunu deneyip olma ihtimaline kalmak mıdır gerçekten minimalizm? Bana buymuş gibi de gelmiyor artık mesela… Bir zamanlar öyle düşünmüş olabilirim…

Yani aslında minimalizm, alıştığımız her şeye varolan o sıkı bağımızı sorgulamakla başlıyor. “Gerçekten ihtiyacın olan”ı tanımakla yani… O nesne mi, yoksa o nesnenin ne hissettirdiği mi? O hisle bağını kesmen gerekiyorsa mesela, bundan kurtulduktan sonra o nesnenin artık bir anlamı kalmıyor. Atıyorsan hele, kırıntısı bile kalmamış…

Akım tam olarak ne der, ne anlatır, bakıp buluruz, ancak sene gelmiş 2020’ye… Madem öyle biraz daha başka yönlere doğru bakalım mı minimalizmle?

Yukarıda bahsettiğim kaosu hatırlayalım. Kaosun içindeyiz. Peki ya üzerimizdeki etiketler? Olması gerekenler? Falanca istedi diye olan şeyler? Hayır derken zorlanmak? Her sabah yapılması gerekenler? Her akşam yapılması kesin olanlar? İşte bu esnada olan yine o zavallı duygularımıza oluyor. O kadar çok yoğun duygu var ki maruz kalma olasılığımız olan, her an… İşte bir minimalizm akımı gelecekse bu duygulara da gelmeli diyorum!  

Sabah güne başladığımızdan gün sonunda uykuya dalana kadar o kadar çok otomatik eylemde bulunuyoruz ki, duygularımız da bunlara paralel olarak otomatikleşiyor! Yaptığımız eylemin duygusunu anlayamadan başka bir eylemi anlamak zorunda kalıyoruz ve duygu filan kalmıyor aslında! Yetişemiyoruz hislerimize, o güzel, küçücük anlara… Zaman geçiyor…

Yeni sene kendimizi bir sene daha tanıyacağımız bir sene olsun!

İlginizi çekebilir: Tüketim toplumunda para birimi zaman: Duygularımızı nasıl tüketiyoruz?

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp