X

Otizm spektrum bozukluğu ile yeme bozuklukları arasında nasıl bir ilişki var?

Anoreksiya nervoza hastası bir adam arkadaşlık kurmakta güçlük çekiyor, tuhaf davranışlarda bulunuyor, sık sık aynı sözcükleri tekrarlıyor ve aşırı öfke patlamaları yaşıyor. Kısıtlayıcı yeme düzeni yüzünden ciddi kilo kaybı var.

Anoreksiya nervoza hastası zeki bir kız çocuğu insanlara güvenmiyor, öte yandan atlarla vakit geçirmeye bayılıyor. Yeme alışkanlıkları son derece düzensiz ve çoğu gün aynı giysileri giyiyor. İnsanlarla ilişkilerinden ölçüsüz beklentileri var, hem kendisi hem etrafındakiler için ulaşılması neredeyse imkânsız standartlar belirliyor. Esnekliğe izin vermeyen rutini yüzünden her gün koşuya çıkıyor ve yaşının gerektirdiği kadar beslenmiyor.

Tıkanırcasına yeme bozukluğu olan transseksüel bir yetişkin sık sık tıkanırcasına yeme nöbetleri yaşıyor, çeşitlilik açısından son derece kısıtlı bir beslenme düzeni var ve neredeyse hep yalnızca tatlı şeyler yiyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, obezite, bağırsak hastalıkları, depresyon, zayıf sosyal ilişkiler ve ani öfke patlamalarıyla mücadele ediyor.

Psikiyatrist Kim McCallum, yukarıdaki örnekleri sıraladıktan sonra hepsi de yeme bozukluğu olan bu hastaların ne gibi ortak özellikler gösterdiğini soruyor. McCallum’a göre, bu kişiler otizm spektrum bozukluğunun belirtilerini taşıyor.

Ruhsal hastalıklar içinde ölüm oranı en yüksek olan yeme bozuklukları ırk, cinsiyet, cinsel tercih, yaş, sosyal ekonomik durum ve eğitim geçmişi ayırt etmeksizin toplumun hemen her kesiminden insanı etkiliyor. Bununla birlikte, otizm spektrumda yeme ya da beslenme bozuklukları tüm hayatı kıskacına alan ciddi bir sorun olarak daha fazla dikkat çekiyor.

Yeme bozuklukları ile otizm spektrum arasındaki ilişki birçok faktör devreye girdiği için son derece karmaşık. University College London’da (UCL) yürütülen bir çalışmaya göre çocuklukta otistik özelliklerin yeme bozukluklarından daha önce geliştiği, dolayısıyla bu özelliklerin daha sonraki dönemlerde anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza veya tıkanırcasına yeme gibi bozukluklara zemin hazırlayabileceği yönünde bulgular mevcut. Araştırmacılar, otizmli çocukların, sosyal ilişkiler kurmada yaşadığı zorluklar nedeniyle genç yaşlarda depresyon ve kaygı bozukluklarına karşı daha riskli bir grup oluşturduğunu düşünüyor ve bu tür duygusal güçlüklerin bir tür kontrol mekanizması olarak görülen yeme bozukluklarına neden olabileceğine inanıyor.

Yeme bozuklukları ve otizm spektrum arasındaki bağlantının nedenleri

Psikoloji alanında akademik çalışmalar yürüten Rachel Moseley ve Laura Renshaw-Vuillier’in The Conversation’da yayımladıkları makalede özellikle iki ana neden ele alınıyor: Diyetler ve aleksitimi.

Diyetler

Bilindiği üzere, yeme bozukluklarına yol açan en genel ve büyük faktör diyet yapmak ya da kısıtlayıcı beslenmektir. Elbette her diyet yapan insanda yeme bozukluğu görülmüyor, fakat yapılan son araştırmalar yeme bozukluklarının genlerle ilişkisi olabileceğini iddia ediyor ve buna göre kısıtlayıcı beslenmeye başlayan kişide söz konusu genetik miras mevcutsa bu durum yeme bozukluklarının tetikleyicisi olabiliyor.

Moseley ve Renshaw-Vuillier, otistik bireylerin diyet yapma olasılıklarının daha yüksek olduğunu iddia etmiyor ama ayrıntılara düşkünlük, kararlılık ve sabit düşünce kalıpları gibi otizmin bazı özellikleri diyetler süresince benimsenen kısıtlayıcı ve yetersiz beslenme düzenini sürdürmelerinde bu kişilere yatkınlık kazandırabilir.

Otistik bireylerdeki esnekliğe izin vermeyen bilişsel ve kontrolcü yapı tek tip beslenmeyi kolaylaştırırken, açlığa karşı duyarsızlık, bağırsak problemleri ve duyusal hassasiyet de yemeyi zorlaştırabilmektedir.

Aleksitimi (Duygudurum bozukluğu)

Aleksitimi ya da duygudurum bozukluğu, kişinin duygularını fark edemediği ve dile getiremediği bir kişilik özelliği olarak tanımlanıyor.

Yeme bozukluklarında sıklıkla karşılaşılan bu durum kişilerin duygularını tanımlamasını zorlaştırdığı gibi duygularıyla yeterince etkili bir şekilde baş edememesine de neden oluyor. Otizmde de duygularla benzer şekilde mücadele edildiği gerçeğinden yola çıkan bir grup bilim insanı, 421 kişi üzerinde iki ayrı araştırma gerçekleştirdi. Araştırma grubunun elde ettiği bulgular otistik özelliklerin baskın olması ile yeme bozukluğu belirtileri arasında bir ilişki saptadı. Ayrıca, bireyin otizmden kaynaklı sorunlar kadar duygularını ifade etmede ve fark etmede çektiği zorluklar nedeniyle de yeme bozukluklarına karşı daha savunmasız durumda kalabileceği düşünülüyor.

Otizm ve yeme bozukluklarında görülen ortak bilişsel ve sosyal güçlükler

  • Ayrıntılara gereğinden fazla dikkat edildiği için resmin tamamını görememe
  • Değişikliklere direnç gösterme ya da kolay uyum sağlayamama
  • Diğer insanların kendilerine özgü inançları, istek ve umutları, niyetleri olduğunu kavramada güçlük yaşama
  • Yüksek düzeylerde hassasiyet ve empati
  • Sosyal çevreden kabul görmek için güçlü bir istek duyma.

Yukarıdaki güçlükler, her ne kadar bilişsel ve sosyal kapsam içinde değerlendirilse de terazinin diğer ucunda görebileceğimiz yeme bozuklukları ya da bozuk beslenme alışkanlıklarıyla ilintisiz değiller. Yani, sosyal ve bilişsel zorluklardan bunalan bireyler bir tür baş etme yolu olarak yeme düzenlerine yönelebiliyor. Beslenme alışkanlıklarını ve vücutlarını kontrol ettikleri algısıyla bilişsel ve sosyal zorlukların yarattığı kaygıları bastırmaya çalışıyorlar. Öte yandan, beslenmedeki zorluklar da özellikle kişinin sosyal çevresinde ve ilişki kurmasında kısıtlayıcı bir faktör olarak rol oynayabilir.

Otizm ve yeme bozukluklarında görülen benzer yeme sorunları

  • Yiyecek seçimi söz konusu olduğunda sabit ya da hemen hiç değişikliğe yer açmayan bir tutum benimseme
  • Yalnızca belli başlı yiyeceklerin yenmesi ya da arzu edilmesi
  • Yemeyi reddetme
  • Kısıtlayıcı ve sınırlı beslenme (yalnızca belli yiyecekleri yemeyi kabul etme)
  • Yeme güçlüklerine neden olan duyusal (koku, tat vb.) sorunlar
  • Sık sık öğün atlama, ruminasyon (geri çıkarma bozukluğu) ve Pika (kil, toprak vb. yiyecek dışı maddelerin iki aydan fazla tüketilmesi) gibi sağlık üzerinde ciddi etkileri olan davranış bozuklukları
  • Hızlı yeme

Bekir Fatih Meral’in belirttiğine göre, göre otizm spektrumun temel tanı bileşeni olan sınırlı ilgi ve tekrarlayıcı davranışlar, özellikle “yiyecek seçiciliği” davranışına kaynak teşkil edebiliyor. Yiyecek seçiciliği ise “yiyecek reddetme” davranışına neden olmakta.

Otizm tedavisinde güncel beslenme tedavisi yaklaşımları ne diyor?

Beslenme ve Diyetetik Bölümü akademisyenleri Kübra Uçar ve Gülhan Samur, ‘Otizmin Tedavisinde Güncel Beslenme Tedavisi Yaklaşımları’ adlı makalelerinde beslenme tedavisinin genellikle yetersizliği görülebilecek besin ögelerinin yerine konulması ve eşlik eden hastalıkların tedavisine yönelik olduğunu ifade ediyor. Fakat önemli bir noktayı gözden kaçırmamak gerek: Uygulanan beslenme tedavisi yaklaşımları her otizmli kişide aynı etkiyi göstermediği için beslenme tedavisi bireysel olarak değerlendirilip özel beslenme planı ve stratejisi geliştirilmelidir. Besin öğesi yetersizlikleri, eşlik eden hastalıklar ve besinlere olan yaklaşımın incelenerek uygun beslenme stratejileri ve uygulamalarıyla yaşam kalitesinin arttırılması amaçlanmalıdır.

Kaynakça:
https://www.edcatalogue.com/autism-spectrum-traits-complicate-eating-disorders-treatment/
https://www.eveningexpress.co.uk/news/risk-of-eating-disorders-higher-in-children-with-autism-study-suggests/
https://theconversation.com/link-between-autism-and-eating-disorders-may-be-due-to-an-inability-to-identify-emotions-new-research-143022
https://www.bodywhys.ie/understanding-eating-disorders/key-issues/autism-eating-disorders/
http://www.ilootizm.com/makale/15/otizm-nedir.html
https://sascentre.com/bulletin/319-duyusal-islemleme-sas-metodu
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/374309
https://beslenmevediyetdergisi.org/index.php/bdd/article/download/11/8

İlginizi çekebilir: Yeme bozuklukları ve genler 1: Yeme bozukluklarını genlerimiz tetikliyor olabilir mi?

Burcu Uluçay: Sözcüklerle, cümlelerle dahası dille uğraşmayı hep sevdim. Bunun üniversitede mütercim tercümanlık okumamda önemli bir payı oldu. 2012’de Marmara Üniversitesi’nden mezun olduğumda bir sene kadar çeşitli alanlarda çevirmenlik yaptım. “Şirket-bazlı” çevirmenliğin pek bana göre olmadığını anlayınca daha “naif” bir yönü olan yayıncılık dünyasına yöneldim. Fakat The University of Westminster’da Cultural and Critical Studies (Kültürel Çalışmalar) yüksek lisans programını burslu okuma şansı kapımı çalınca –pırrr– Londra’ya uçtum. 2014’te elimde afili diplomamla yurda döndüm. Ama yalnız değildim: Ben ve anoreksiya nervoza birlikte gelmiştik! Londra’ya gitmeden de ufak ufak “yoldayım” dese de pek aldırış etmediğim bu yeme bozukluğu artık sağlığım başta olmak üzere tüm hayatımı etkiliyordu ve kendisini yenmek için halen mücadele veriyorum. Bir taraftan asıl mesleğimi yani çevirmenlik ve editörlük çalışmalarımı sürdürsem de altı aydan uzun bir zamandır tam zamanlı işim buymuş gibi anoreksiya nervozadan iyileşmeye çalışıyorum. Yeme bozukluklarının nedenlerini, tedavi yollarını, iyileşen hastaların öykülerini ve güncel araştırmaları didik didik edip okumaya başladığımda tüm isteğim kendimi bu azaptan kurtarmaktı. Fakat zamanla yeme bozuklukları hakkında Türkçe yazılmış kaynakların İngilizcedekilere göre yetersiz kaldığını gördüm. Üzücü değil mi sizce de? Hele de yeme bozuklukları dünyanın hemen her yerinde bütün yaş grupları için gittikçe tehlikeli bir hal alırken. Tabii bir de yeme bozukluğu yaşayan kişilerin ailelerini, yakınlarını, arkadaşlarını düşünmek lazım. Sevdiklerine yardımcı olmak için daha güvenilir ve güncel içeriklere ulaşsalar ne güzel olur! Böylece önce kendi ailem ve yakınlarım için okuduklarıma dayanarak çeviriler ve derlemeler yapmaya başladım. TEDTalks’ta yeme bozuklukları, kaygı bozukluğu, yoga ve meditasyon gibi konularda ilham verici konuşmalar olduğunu biliyordum çünkü hemen hepsini izlemiş/dinlemiştim. Aralarında Türkçe altyazı çevirisi olmayanlar vardı. TEDTalks’un gönüllü çevirmenler projesine dâhil olup çeviriler yaptım. Sonra blog açma fikri geldi. Blogumda hem yabancı kaynaklardan edindiğim bilgileri hem de kendi deneyimlerimden yola çıkarak yazdığım içerikleri paylaşmaya başladım. Yazdıkça yazdıkça anladım ki paylaşmak ihtiyacım varmış. İtiraf etmek. Yeme bozukluklarının ciddi bir zihinsel rahatsızlık olduğunu, dahası bunu bizim “seçmediğimizi” bilin demek. Böyle böyle Uplifers’la yollarımız keşişti. Yeme bozuklukları hakkında yerleşmiş yanlış düşünceleri değiştirmek için buradaki birlikteliğimizden aldığımız güç önemli bir adım olsun. Yeme bozukluklarının zihnimize işkence eden kötücül sesine birlikte “dur” diyebileceğimize inanıyorum! Bana buradan ulaşabilirsiniz: burcu.ulucay@yahoo.com Bloguma göz atmak isterseniz: https://sahteseslereelveda.wordpress.com/

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale