X

Orgazmik yaşam rehberi 3: Etkili sabah rutini oluşturma

“Orgazmik yaşam rehberi” yazı dizisinin bir önceki yazısında sabah rutini oluşturmanın faydalarından bahsetmiştik. Bu yazıda ise etkili bir sabah rutininin nasıl oluşturulacağı ile ilgili bazı pratik fikirler paylaşıyorum sizinle. Bunların hepsi başlangıç için bir fikir, siz kendinize göre uyarlayabilir, çoğaltabilirsiniz. Devam ettikçe sabahları nasıl biri olduğunuz ve nelerden hoşlandığınızla ilgili yepyeni keşifler edinebilirsiniz. Kendinizi tanıdıkça, rutininiz çok daha keyifli hale gelecek.

Önce biraz gözlem

Öncelikle, hemen bir rutin oluşturup kendinizi ona uyumlamaya çalışmadan, sabahları nasıl bir hal içinde olduğunuzu ve nasıl bir enerjide olduğunuzu gözlemlemenizi öneririm. Böylece, daha gerçekçi, uygulanabilir ve şefkatli bir rutin oluşturabilirsiniz. Bu özelliklerde bir rutin, kolaylıkla sürdürülebilir bir alışkanlığa dönüşebilir.  

Sabahları nasıl biriyim?

En azından ilk birkaç gün yeni biriyle tanışıyormuş gibi merakla sabahki halinizi gözlemlemek ister misiniz? Nasıl uyanıyorsunuz? Bedeniniz nasıl, dinlenmiş ve zinde mi, yoksa kasılmış mı? Ne hissediyorsunuz? Uyandığınızda çoğunlukla neşeli misiniz, yoksa öfkeli mi?

Sabah nasıl bir enerjidir? Sabahları gün nasıl olur?

Her şey gibi sabahların da kendine has bir enerjisi vardır. Sabahları gün nasıl olur? Enerjisi neye benziyor? Bir rengi var mı? Gökyüzü nasıl olur? Hava nasıl kokar? Sabah, günün diğer zaman dilimlerinden farklı mıdır? Dışarıda hangi sesler var? Sabahın başladığını nasıl anlarsın? Peki ya bittiğini?

Uyanmak için iyi bir fikir   

Sabah uyanır uyanmaz ilk ne yapıyor olsaydınız sabah uyanmak için can atardınız? Bu belki ilk etapta yatağın yanına bırakacağınız bir parça çikolata gibi basit ve eğlenceli bir fikirle başlar ve daha sonra yazı yazmak gibi katma değeri yüksek bir aktiviteye dönüşür. Ben, okumak ve yazmak için uyanmayı seviyorum ve yanında buharı üstünde en sevdiğim bardakta tazecik bir bardak kahve

Uyanmak beyinde başlar

Sabah yataktan kalkmış olmanız, uyandığınız anlamına gelmez. Hatta ayakkabılarınızı giyip evden çıkmış, arabalarla dolu bir yoldan karşıya geçmiş olsanız da hala bir parça uyuyor olabilirsiniz. Uyanmak için beyninizin uyanmış olması gerekir. Sabah rutininize beyninizi uyandırmak için 5 duyu organınızla iletişim kuracağınız fikirler eklemenizi öneririm.

Mindfulness tekniklerinden ilhamla birkaç fikir

Duymayı uyandırmak: Benim en hassas olduğum iletişim kanallarımdan biri duymadır. Bu nedenle bazı sabahlar sese ekstra hassas uyanırım. Eğer, böyle çok özel bir gündeysem sessizliği veya balkonumdan gelen kuş seslerini dinlemeyi seçerim. Bazı günler ise enerjik olurum ve sabahı müzikle karşılamak gibisi yoktur. Böyle zamanlar için Spotify’da oluşturacağınız bir Sabah Rutini müzik listesi faydalı olacaktır. Müzik dinlemeyi seviyorsanız ama bir listeniz yoksa, oluşturulmuş müzik listelerine göz atabilirsiniz.  

Görmeyi uyandırmak: Yatağınızın bir kenarına veya tam karşınıza sabah uyandığınızda görmekten keyif alacağınız, size enerji veren bir resim/fotoğraf veya bir obje yerleştirebilirsiniz. Sabah uyandığınızda ilk onu görmek hem size güzel bir enerji verecek, hem de görme duyunuzu uyandırmaya yardımcı olacaktır.

Gözlerinizi odanızın içinde gezdirmek de çok faydalı bir fikir. Selin Ilgaz ile halen devam etmekte olduğum Mindfulness eğitiminde bu neredeyse her buluşmada yaptığımız bir pratik oldu. Görmek için bakmak gerçekten çok güçlü bir uyanma hali. Deneyin lütfen.

Biraz daha derin bir deneyim yaşamak isterseniz, seçeceğiniz bir objenin karşısına geçip 5-10 dakika kadar sadece ona bakmayı pratik edebilirsiniz. Tek bir objeye odaklanmak meditatif olduğu için bir noktadan sonra aklınıza düşünceler gelmeye başlayabilir. Düşüncelerde kaybolup giderseniz odağınızı yeniden objeye getirin. Sürekli baştan başlamanıza gerek yok, bu 5-10 dakika içinde ne kadar odaklı kalabilirseniz o sizin kazancınızdır. Zamanla kalitesinin arttığını gözlemleyeceksiniz.

Tat almayı uyandırmak: Hafif, lezzetli ve özenle hazırlanmış bir kahvaltı bence muhteşem bir sabah rutininin en güzide elemanı. Kahvaltınızı yavaş yavaş ve tane tane yemek ise tat almanın belki de daha önce ziyaret etmediğiniz katmanlarına bir yolculuk olacak. Koklayarak, dokunarak ve dikkatlice tüm detaylarına bakarak diğer duyularınızı da yeme eylemine dahil etmek ise tat almayı bambaşka bir boyuta taşır.

Dokunmayı uyandırmak: Kendinize sarılabilir, aynada ellerinizi yüzünüzde gezdirebilirsiniz.

Oldukça basit, kısa ve etkili hareketler dizisinden oluşan Tibet 5lisini yapabilir veya internetten seçeceğiniz, beğendiğiniz bir sabah yogası rutinini uygulayabilirsiniz. Bu çok basit birkaç hareket, bedeninizi uyandıracak ve sizi rahatlatacaktır. Uyanmış bir beden, kendinizi ifadenizde çok güçlü bir fark yaratır.

Koklamayı uyandırmak: Evinizde yetiştirdiğiniz çiçekleriniz varsa kokularını içinize çekerek güne merhaba demek muhteşem olmaz mı? (Bir çiçek yoksa edinmenizi öneririm, bence insanların en can dostlarından biri de çiçeklerdir.) Ya da belki buram buram taze kahve kokusu size daha keyifli gelebilir. Koklamaktan hoşlanacağınız her ne ise onu bulun ve bir şarap uzmanının kadehini koklama merakı ile koklayın. Koklamak, beraberinde bolca oksijeni de hücrelerinize göndereceği için oldukça etkili olacaktır.

Sabah rutini için ideal süre  

Güne saat kaçta başlayabileceğinize göre süresi değişecek olmakla birlikte benim önerim sabah 06:30’da kalkmanız bile gerekse 1 saatlik bir rutin oluşturmanız olur. Bu, şu an için mümkün olamıyorsa, biraz daha kısa tutabilirsiniz.

Sizin de bir sabah rutininiz var mı, varsa siz neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz? Yorumlarınızı ve yazı ile ilgili fikirlerinizi aşağıdaki yorum alanında paylaşabilirsiniz.

Dizinin bir sonraki yazısı akşam rutini ile ilgili. Lütfen takipte kalın. Sevgiler.

İlginizi çekebilir: Orgazmik yaşam rehberi 2: Sabah rutininin faydaları

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale