X

Orgazmı yaşamak neden ihtiyaçtır?

Orgazmı yaşamak ihtiyaç mıdır?

Orgazm… Belirli bir süre cinsel uyarıcıya maruz kalan vücudun gösterdiği tepki; kişiye zevk veren fizyolojik ve psikolojik durum. Ya da daha kısa tanımıyla: Cinsel deneyimin en üst noktası. Az konuşulan ama çok düşünülen bu konuya ışık tutmak istedik ve klinik psikoloji alanında UC Berkeley’de doktora yapmış, yazar, konuşmacı ve ‘ilişki koçu’ Deborah Anapol’un Psychology Today’de kaleme aldığı makaleyi sizler için derledik.

Seks sırasında anın içinde olmak her zaman çok kolay olmayabilir; özellikle de geçmişte problemli ilişkileriniz ve seksle ilgili travmatik anılarınız olmuşsa… Bazen kendimizi kolayca ‘akışına bırakırız’, bazen de bu durum bir türlü mümkün olmaz. Bizi bu rahatlamadan alıkoyan şey her neyse onu anlayabilmek ve ifade edebilmek isteriz. Birlikte olduğumuz özel kişiyi de böylesi hassas bir konuya dâhil etmek isteyebiliriz. Özellikle de geçmişimizle tek başımıza baş edemiyorsak.

Gerçek şu ki, kendinize bu duyguları yaşamak ve ifade etmek için yeterli zamanı ve izni vermezseniz, bedeninizin dokunsal farkındalığını kaybedebilirsiniz. Sevişirken hissizleşir, vücudunuzun size ait olmadığı hissine bile kapılabilirsiniz.  Bununla ilgili partnerinize hiçbir şey söylemezseniz o da kendini -öyle olmadığı halde- suçlu, yetersiz ve hatta bu durumdan sorumlu bile hissedebilir.

Seks sırasında hem bedenen hem zihnen orada olabilmek, sonuç ne olursa olsun, bütün senaryolara istekli olmayı gerektirir. Bazen kendimizi aşırı derecede kaptırmaktan ve kontrolü kaybetmekten de korkarız. Elbette bu tedirginlik de potansiyelinize ulaşmanızı engeller.

Ayrıca bütün hayatınız boyunca cinsel isteklerinizi baskılamayı ya da yok saymayı öğrendiyseniz, cinselliği yaşamanız için şartlar uygun olduğunda, hatta şartlar bunu gerektirdiğinde, yılların öğrenilmişliğini tersine çevirmek çok da kolay değildir. Tamamen doğal olan cinsel istekleri son derece sert bir şekilde baskılayıp susturan bir kültürde yaşıyoruz ve bu durum genç insanların cinselliği keşfetmesini engelliyor.

Gençlerin yaşları gereği doğal olarak duyduğu merak ve isteği güvenli sınırlar dâhilinde desteklemek, paylaşmak istediklerinde iletişime açık olmak ve anlayıp yardımcı olmaya çalışmak yerine; onlara sadece ‘hayır’ diyoruz ve kendi hallerine bırakıyoruz. Bu cinsel tabularla son derece kritik olan gelişim süreci baltalanıyor ve ileride kaçınılmaz olarak buna bağlı problemler yaşanıyor.

Bütün bu baskının sonunda birçok genç insan seksi keşfetmek çabasıyla gerçeklikten son derece uzak olan pornografiye yöneliyor ya da çok az bir cinsel tecrübe ve farkındalık ile, muhtemelen uyum sağlayamayacakları biriyle evleniyor. Ardından da cinsel partnerlerini kendilerine ait görüyorlar, çünkü toplum bunu öğretiyor.

Yürüttüğüm ‘Pelvic Health Integration’ workshoplarımda sık sık gördüğüm bir diğer durum hem kadınların hem de erkeklerin, hayatları boyunca anne-babaları arasında hiçbir cinsellik emaresi görmemiş olmaları. Bunun genellikle iki sebebi oluyor: Ya anne babalar bunu çocuklarına zarar verir düşüncesiyle gizliyor; ya da çocuk sahibi olduktan sonra eşler arasındaki tutku bitiyor. Belki aralarında hala aşk ve sevgi oluyor, ama nadiren açıkça ifade ediliyor ve çoğu zaman tutkudan eser olmuyor.

Sıklıkla gördüğüm bir başka dinamik kadınların anne rolündeyken çocuklarının cinsel gelişimlerine dair herhangi bir şey yapmaktan kaçınması. Belki çocuklarını korumaya çalışıyorlar, ya da sadece kendi gençliklerinde gördükleri normları bize aktarıyorlar. Özellikle bir kadın için babasının sevgisi ve ilgisi uğruna annesiyle mücadele etmek zorunda olduğu durumlar vardır. Babanın kızına gösterdiği ilgi ve şefkat -ahlaki değerlere tamamen uygunken bile- anne tarafından alıngan ve kıskanç bir tepkiyle karşılanabilir. Anne içten içe kızının gençliğine ve masumiyetine güceniyor olabilir. Bunun sonucunda bu kritik süreçleri annenin desteğinden mahrum geçiren genç kadınlar, yetişkin bir kadın olma yolunda zorlanabilir ve kendilerine olan güvenlerini yitirebilirler.

Genç bir kızın babasının desteğine de ihtiyacı vardır. Babasından gelecek saygılı, şefkatli, sevgi dolu enerji; kafasında erkek enerjisinin nasıl olması gerektiğini şekillendirir. Bunun yerine babası onun düşüncelerini reddeder ya da suçlarsa genç kadın bunun acısını ve öfkesini bir şekilde çıkarma ihtiyacı duyar. Bunun sonucunda da kendine zarar verecek davranışlara yönelebilir.

Diğer bir deyişle genç kadın anne babasından koşulsuz sevgi görmezse, ileriki yıllarda bu dinamiklerin farkına varana kadar cinsellikle bağlantılı problemlerle yüzleşmesi son derece olası. Tabi ki aynısını erkekler için de söyleyebiliriz.  Peki kaçımız gerçekten koşulsuz olarak sevgi ve destek gördük?

Anne babalarımız yapabileceklerinin en iyisini yaptılar ve bunun için onlara minnettarız. Ama onlar da koşulsuz sevgi ve destek görmedilerse, onlar da aynı suçlamalardan ve tabulardan geçtilerse bunu onlardan nasıl bekleyebiliriz?

Bu bizim çok sık karşılaştığımız bir sorun: Seks sırasında suçluluk ya da başka herhangi bir negatif duygu hissetmeden, anın içinde olamamak.  Seks bizi en derin duygularımızla ve arzularımızla yüzleştiriyor. Seks duygularımızı ve enerjimizi sıfırlamak için harika bir yol; tıpkı uykunun ve rüyaların zihinsel etkinliklerimizi sıfırlaması gibi. Ama uykunun aksine, derin seksüel rahatlama tam bir bütünlük halinde olmayı ve bütün benliğinizle anı yaşıyor olmanızı gerektiriyor.

Erkekler için, anın içinde olmalarını engelleyen unsurlardan biri de kadınlara duydukları korku. Birçok erkek kadınların cinselliğinden, duygularından, öfkesinden, isteklerinden veya kuvvetinden korkuyor. Pek çok erkeğin içinde annesinden azar yemiş, cezalandırılmış, utandırılmış veya reddedilmiş küçük bir çocuk yaşıyor.

Kültürel öğretilere göre tek eşlilik kadınların istediği bir durum; çünkü kadın erkeğini paylaşmak istemez. Tek bir özel erkeğinin olmasını ister. Erkeklerin de birlikte olabileceği kadar kadınla olmak istediği düşünülür.  Kadınlar bu yaygın kanıyı aşabilirse, pek çok erkekten daha fazla cinsel isteğe sahip olduklarını görebilirler. Tantral seks veya başka bir cinsel öğretiye vakıf olan bir partnere sahip olan şanslı kadınların dışında, çoğu kadın cinselliğinin derinliklerine inme fırsatına sahip değil.

Kültürümüz maalesef erkekleri iyi bir aşık olması için teşvik etmiyor. Genelde kadın ilişkiye tam ısınırken, erkek çoktan bitirmiş oluyor. Bu durumda duygusal ve cinsel ihtiyaçları karşılanmayan kadın, birden fazla partnere sahip olmayı seçebiliyor. Ama erkek bunu hissediyor ve kadının -sözde- doyumsuzluğu karşısında gözü korkuyor. Duyduğu kıskançlığın etkisiyle de kadını yatakta tepkisiz olmakla, orgazm olamamakla, veya çok uzun sürmesiyle suçlayabiliyor. Çünkü erkeklere, erkeklerin her yönden kadınlardan üstün olduğu öğretilmiştir. Karşılaştırılmak gözlerini korkutur.

Sonuç olarak, daha iyi bir seks deneyimi için ilk adımı atma sorumluluğu kadına düşüyor. Peki nasıl? Bazı kadınlar, onları yeni deneyimlere yönlendirecek ve buna istekli, hassas bir eş bulabilir. Bazıları ise kendi kendilerine aldıkları hazzı arttıracak öğretileri deneyebilirler. Daha yoğun ve derin temaslar sağlayan yoga, Chi Kung, dans veya masaj; ruh ve beden arasında daha güçlü bir bağlantı kurmayı sağlayan birçok nefes egzersizi var.

Bu konu sadece orgazm ve haz için değil, aynı zamanda sağlık için de önemli. Çünkü vücutları tam bir orgazma izin vermeyecek kadar ‘silahlandırılmış’ olan insanlar, aslında pek çok hastalığa zemin hazırlıyor. Araştırmalar düzenli olarak tam bir orgazm yaşamanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve yaşlanma belirtilerini geciktirdiğini kanıtlıyor.

 

Kaynak: Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale