Orada bir gün burada bir yıl: Doğal hayata yolculuk
Ben bir gezginim. İstanbul’daki işimi bıraktım ve aracım olmadan iki yılda Türkiye’deki yirmiyi aşkın çiftliği dolaştım. Altmış litre sırt çantam ile tüketimi sınırlamanın ve tek başına dolaşmanın güzelliğini gördüm. Yolculuğum üzerine yaptığım bazı çıkarımlar var. Yolculuk sırasında:
1.Düşündüğünüzden daha cesur olduğunuzun farkına varırsınız. ‘Köy evinde yalnız kalmak mı, nasıl yani?’ , ‘Gerçekten arıların yanında başlık takmadan mı durdun?’ gibi sorulara güler geçersiniz. İçinize gelen güven duygusuna siz de şaşırırsınız, doğanın içinde olmak sizi şehir hayatının sorularından ve sorunlarından uzaklaştırmıştır.
2.Tahmin ettiğinizden daha az para harcarsınız. Büyük şehirlerdeki iş yaşamına ayak uydurmak için sürekli kıyafet alma alışkanlığından, kafelerde oturma lüksünden kurtulmuşsunuzdur. Çiftliklerde gönüllü olarak çalışırsanız, gideriniz olmaz, aynı zamanda zeytin toplama, inek sağma vb. yeni beceriler kazanabilirsiniz.
3. Çiftliklerdeki üretim sürecini gözlemleme ve öğrenme fırsatınız olur. Dışarıya bağlı olmadan kendi ürünlerinizi üretebilirsiniz: Mevsim meyve ve sebzeleri, ekmek, peynir, krem, diş macunu ve daha pek çok şey. Üretim sürecini görmeye başladığınızda yıllardır topraktan üretim yapanlara içinizden bir minnet duygusu yükselir.
4. Yanınızda sohbet edecek başka bir arkadaşınız olmayıp yalnız gittiğiniz için yerel halk ile bağ kurmanız daha hızlı olur. Onların hikayelerini dinlersiniz. Sizin de anlatacak pek çok hikayeniz olur, gerçek bir hikaye anlatıcısına dönüşürsünüz.
5. Ağaç dallarından bulaşıklık tasarlarsınız, sınırsız bir yaratıcılığa sahip olduğunuzu görürsünüz. Semaver için kuru dalları toplamanız gerekir, ateş yakma beceriniz gelişir. Kendinizi, kendi mutfak rafınızı yaparken bulursunuz, doğada olmanın güç verdiğini görürsünüz.
İlgili yazı: Doğayla içi içe olduğunuzda başınıza gelecek 6 güzel şey
6. Kedi köpek fobiniz varsa, doğada zaman geçirmek bu fobiyi yenmek için birebirdir. Minicik bir kedi yavrusu uykunuzun arasında yanınıza yaklaşır da, bütün buzları çözüverir. Arıların kovanına, ineklerin merasına, kuşların olduğu dallara yaklaşırsınız, daha doğrusu onlar size yaklaşır.
7. Sadece ağaçlara değil, diğer bitkilere de sarılırsınız. Doğadaki binbir çeşit bitki karşısında, hepsinin adını öğrenmek istersiniz. Isırgan otları, yaban çilekleri, kopar yaprakları yoldaşınız olur. Doğanın ne kadar canlı olduğunu görüp, döngüler karşısında hayranlık duyarsınız.
8. Toprağın gücünü görürsünüz. Sadece verdiği yiyeceklerle aş sunan değil, aynı zamanda sıva olan, yuva olan yönünü de. Topraktan evlerde uyursunuz, ahşaplarını yağlarsınız, beton evlerden çıkmanın mutluluğunu yaşarsınız.
9. Tatuta, Work Away gibi ağlar sayesinde; hiç köy geçmişiniz olmasa da, çiftliklere ulaşabileceğinizi fark edersiniz. Yalnızsınızdır, aracınız yoktur ama yine de köylerde dolaşmak konforludur. Gönüllü çalışma sistemleri başlangıç için iyi bir yoldur.
10. Muhteşem insanlarla tanışırsınız, hikayenizi duyunca sizden ücret almayan kafe sahibi, yeni tanışmanıza rağmen sizi evlerinde misafir edenler… Otostop yaptığınız araçta unuttuğunuz laptopunuza aynı gün içinde ulaşınca, yol meleklerine inanmaya başlarsınız.
11. Açılmayan kapıları açarsınız. Her yolculuk bir keşif ve kişinin kendine verdiği bir armağandır aslında. Her seferinde yeni bir şey öğrenirsiniz. Orada bir gün burada bir yıl gibidir. Yol zamanı ile ev zamanı hiçbir zaman birbirini tutmaz.