Öpmek, kullanıldığı bağlamda, aşk, sevgi, tutku, tebrik, saygı, şans ya da şefkat göstergesi olabilirken; verilmek istenen mesaja göre, kişiler birbirlerini yanak, dudak, el, ayak, kafa ya da alınlarından öpebilir. Benzer şekilde, salyangozlar birbirlerini antenlerini dokundurarak severken, kuşlar gagalarını kullanır.
Uplifers olarak daha önce tarihçesi ve anlamlarından bahsettiğimiz “öpüşmek” konusunun devamında, öpüşmenin anatomisini, fiziksel ve duygusal etkilerini, ve sinemadaki kullanımını bir araya getirdik.
Öpüşmenin etkileri
İnsanların öpüşmeye nasıl ve neden başladıkları kesin olarak bilinmiyor olsa da; Kinsey Institute, kişilerin öpücüğe gösterdikleri tepkileri, fiziksel, sosyal ve fizyolojik olarak sınıflandırmış.
Verilen tepkiler; öpülen kişi, toplumun bakış açısı ve kişinin yetiştirildiği kültüre bağlı olarak değişebilir. Öpmek istediğiniz biri tarafından öpülmek, ona karşı ilginizi ve bağlılığınızı arttırırken; birinin sizi zorla öpmesi durumunda vereceğiniz duygusal ve fiziksel tepki çok farklı olacaktır.
Öpücüğün anatomisi
Tüm öpücükler, kimi ne için öptüğünüzden bağımsız olarak, ağzınızın etrafında bulunan ve konuşmamıza da yardımcı olan tüm kasları çalıştırır. Ayrıca, insanların 3’te 2’si öpüşürken başlarını sağa doğru yatırır ve bu hareket kafa, boyun ve omuz kaslarını da çalıştırır.
Öpüşmek, 34’ü yüz kası olmak üzere toplamda 112 kasın birlikte çalışmasını gerektiren, karmaşık bir davranıştır. Öpüşürken kullanılan en önemli kaslardan biri, dudakları büzmek için kullanılan orbikularis oris, bilinen adıyla “öpücük kası” dır.
Öpüşmek üzerinde yapılan kontrollü deneylerde, çiftlerin öpüşmesi sıklaştıkça, stresin azaldığı, çiftlerin ilişkilerinden daha memnun olduğu ve kolesterol seviyesinin düştüğü gözlenmiş.
Öpüşme sırasında salgılanan hormonlar ise şöyle;
- Oksitosin; bağlılık ve adanma hisleriyle bağlantılı olmasının yanı sıra, anne şefkatiyle de bağlantılı
- Dopamin; beynin duyguları, zevki ve acıyı algılama sürecinde rol oynayan hormon
- Serotonin; modunuzu yükseltip, hislerinizi arttırır
- Adrenalin; heyecanla bağlantılı olup, kalp atışını hızlandırır
Öpüşürken hissedilen heyecan, kalbin daha hızlı kan pompalamasına neden olduğundan; öpüşmenin kardiyovasküler sistem üzerinde de olumlu etkileri vardır. Ayrıca, tutkulu bir öpüşmenin, dakikada 2-3 kalori yaktırdığı biliniyor.
Öpüşmek, eğer salyada belirli virüsler bulunuyorsa, enfeksiyoz mononükleoz ve uçuk olarak bilinen herpes simpleksin bulaşmasına neden olabilir. Araştırmalar HIV’nin öpüşmekle bulaşmadığını göstermiş olsa da, 1997’de bununla ilgili bir durum rapor edilmiş. Sonradan HIV’yi bulaştıran ve bulaşan kişilerin ikisinde de diş eti çekilmesi olduğu ve virüsün tükürük değil kan yoluyla bulaştığı açıklığa kavuşturulmuş.
En uzun öpüşme
14 Şubat 2013’te, Taylandlı Ekkachai ve Laksana Tiranarat çifti, 58 saat 35 dakika ve 58 saniye boyunca öpüşerek, Sevgililer Günü Öpüşme Maratonunu bir dünya rekoruyla tamamlamışlar.
Filmlerde öpüşme
Ekranlardaki ilk öpüşme, 1896’da yayınlanan sessiz film olan “The Kiss”de görülmüş. 30 saniye süren öpüşme, genel ahlaka aykırı bulunduğu için, özellikle New York’ta büyük tepki uyandımış.
Sonraları, filmlerdeki öpüşme sahnelerinin artmasıyla, aktör Rudolph Valentino, sinema izleyicileri tarafından uzun ve tutkulu öpücükleriyle tanınan bir isim olurken; kadınları ellerinden başlayarak boyunlarına kadar öpmesi hafızalara kazınmış. Aynı dönemde, kadın aktörlerin yıldızının parlamasını sağlayan şey de, tutkulu sahnelerde yer almaları olmuş. Greta Garbo, Pola Negri ve Nazimova gibi isimler, tutkulu sahneleriyle idolleştirilmiş.
Romantik öpüşmeler, sinemadaki altın çağını, 1930’lu ve 40’lı yıllar arasında yaşamış. Romantik sahnelere beden dili ve bakışların doğru kullanımının katkısı, Greta Garbo gibi starların ününü arttırmış. Reytinlere göre, en romantik öpüşme sahneleri ise, Gone with the Wind, From Here to Eternity ve Casablanca filmerinden.
Sosyolog Eva Illouz’a göre, 1935 yılında yapılan araştırmalara göre, “aşk” filmlerde en yaygın kullanılan, en önemli tema. O yıllarda yapılan diğer araştırmalara göre ise, filmlerin %95’i, senaryolarının bir bölümünde romantizm ve öpüşme sahneleri içeriyor.