X

“Onay aramanın” pençesinde bir hayat: Aidiyet ihtiyacı ne zaman devreye girer?

Vücudumuzun temel ihtiyacı olan su ve besin gibi, ruhumuzun da sağlıklı olması için temel ihtiyaçları vardır. Bunlar; sevgi, saygı, güven ve sınırlardır. Ruhsal gelişimin olmazsa olmazı olan bu ihtiyaçlar doğumdan ölüme kadar devam eder. Ruhsal sağlık kavramı da burada devreye girer. Kişi eğer fizyolojik ve ruhsal ihtiyaçlarının farkında ise ve bu ihtiyaçları uygun yollar ile talep ediyor ve alabiliyorsa ruhsal olarak sağlıklıdır diyebiliriz. Bu ihtiyaçları doğum ile anneden ya da bakım verenden karşılamaya başlarız.

Bakım verenimiz bize koşullara bağlı olmayan sevgiyi verebiliyorsa sevilen ve sevilmeye layık olduğumuzu bilerek büyürüz. Güven verebiliyor, bakımı güvenli şekilde tamamlıyor ve ihtiyacımız olduğunda yanımızda olabiliyorlarsa; kendimizi güvenli hisseder ve endişeden, evhamdan uzak bir hayat süreriz. Eğer seçimlerimize saygı duyuyorsa, seçebilme şansı tanıyorlarsa, duygularımızı anlıyorlarsa saygıdan ihtiyacımız olanı alarak büyürüz. Eğer sınırları çizebiliyor, ben ve öteki kavramını hissettirebiliyorlarsa sınırlarımızı bilen ve koruyan insanlar oluruz. Bu ihtiyaçları alma ve talep etme biçimimiz yaşla beraber değişim gösterebilir.

Kendimizi fark ettiğimiz andan itibaren aidiyet ihtiyacımız da devreye girer. Takdir görmek de, bir şeylere ait olmak da evrensel ve içgüdüsel bir istektir. Bu sebepten özgür olmak isteği ile yanıp tutuşurken, stabil ilişkiler kurmaya çalışırız. Bağ kurma isteği sonrasında takdir görme isteğini de doğurur. Normal kavramı, etiketleyici olmasına karşın herkesçe idealize edilmiş ve peşine düşülen bir kavramdır. Hemen hemen her birey normali takip etme eğilimindedir. Farklı, aykırı veya anormal olmaktan fobi derecesinde korkar ve toplumca kabul görmek isterler. Sadece var olmaktan çıkıp sahip olmaya yönelme de bu şekilde başlamıştır. Herkesin özünün aynı olduğunu bildiğimiz halde sahip oldukları yetiler sayesinde sıralama yapabiliyoruz. Bu da rekabete yol açıyor.

Tüketim toplumunun besin kaynağıdır rekabet. Okuduğunuz okullar, sahip olduğunuz ev, araba, eşya, giysi markalara düşkünlük veya önemli insanlara olan hayranlık, dereceler ve başarılar hepsi birer onaylanma ürünüdür. “Ben”in ötesinde benim olanlarla var olma eğilimidir. Bu kavramlar tabi ki hayatın parçası, sorun bu kavramlara yüklediğimiz anlam ve önemde. Eğer “değerli” olmak bu materyallere veya bu başarılara bağlıysa muhtemelen bütün hayatınızı yarış atı gibi dereceler almaya, başarılar kazanmaya adayarak geçirir veya bunları yapabilecek ruhsal enerjide değilseniz de maddesel başarılara (en pahalı arabaya sahip olmak, en son teknoloji telefon kullanmak, marka giyinmek, popüler mekanlar tercih etmek vb.) imza atmaya çalışırsınız. Tabi bir de ünlü, statüsü yüksek kişiler ile ilişki kurmak istersiniz. Değer yargınız ne ise o alandaki en üstü hayal eder ve o alanda iyi ve üst seviyede insanlar ile ilişkilerinizin olması size gurur ve mutluluk verir.

Neden bu statü düşkünlüğü?

Onay arama çabası nasıl bu raddeye gelebiliyor? Bu tür tercihler eksik olan özgüveni gururla doldurma çabasıdır. Boşluğu doldurmak için övünmeye tutunmaktır. Kişi ancak sahip oldukları veya başarabildikleri dereceler ile kendini değerli hissediyordur. Peki bu kişiler bu şekilde mutlu oluyorsa sorun nerede? Sorun hayatın değerlendirme ölçütlerinin bu olmaması ve birçok kişinin bu ölçütlerde yaşamamasıdır. Yani siz onay aramanın pençesinde hayatı kovalarken diğerleri sadece oldukları kişiyi yaşamaya devam ediyor ve çevrelerini de oldukları gibi kabul ediyorlar. Bir başarısından dolayı ona özel bir ilgi veya fazladan bir sevgi vermiyorlar. Bu durum, onay arayan kişilerin hayal kırıklığına uğrayıp daha çok kabul görmediklerini hissetmelerine, hayatla ve öteki ile olan ilişkilerine ciddi zarar veriyor. Hayatları “hiç takdir edilmedim, kıymetimi bilemediler” cümleleri ile baltalanıyor. Bir süre sonrada adalet dengeleri bozularak çevrelerine karşı öfke duymaya başlıyorlar. Bu süreğen öfke de kişilerin hayattan zevk almalarını ve “an”da kalmalarını zorlaştırıyor.

İlginizi çekebilir: Övgü alma ve onaylanma isteğinden 5 adımda kurtulmanın yolu

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Nihal Tural: Nihal Tural; Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümünü ve Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji Bölümü yüksek lisans mezunudur. Öğretim hayatının yanı sıra alanında uzman kişilerden terapi eğitimlerini de tamamlayarak Bilişsel Davranıçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi, şema Terapi ve Cinsel Terapi uygulamaya hak kazanmıştır. Mesleğini seven bir terapist olarak kendini geliştirmeye devam etmekle beraber, engelli bireyler ile çalışmalar yapmıştır. İstanbul'da özel danışmanlık merkezinde yetişkin bireyler ile çalıştıktan sonra Ankara'ya taşınarak Özel Arte Cerrahi Hastanesi bünyesinde çocuk, ergen ve yetişkinler ile psikoterapist olarak çalışmaktadır

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale