Omurga duruşundan daha fazlası: Alışkanlıklar ve postür
Postür kelimesi günümüzde sosyal medyanın da etkisiyle giderek sığ bir anlam içeren omurga duruşu şeklinde kullanımı artsa da aslında anlamı çok daha geniştir. Postür kelimesinin kökenine baktığımızda Latince, İtalyanca ve daha sonrasında Fransızca’dan gelmiş, Türkçe’de duruş anlamını ifade etmektedir. İngilizce’de ise postür kelimesi poz, tavır, duruş, hal ve durum gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Dolayısıyla insan için doğru bir postür tanımlaması da kişinin fiziksel ve psikolojik durum ve duruşlarını içermelidir.
Daha önceden sadece insan üzerinde hayali çizilen çizgi ve eksenler ile doğru postür tanımlamaları oluşturulmaktaydı. Gelişen teknoloji ile birlikte yapılan araştırmalar, postür konusunu biraz daha bireysel özellikler ve yaşam şartları açısından da inceleyerek daha geniş açıdan bakılır hale getirdi. Dolayısıyla postür kavramı üzerine konuşurken de, postüral bozukluklar ve postür düzeltici egzersizler gibi kavramları kullanırken de geniş bir perspektiften bakmak, beden bütünlüğü ve işleyişini etkileyen her türlü fiziksel ve psikolojik doneyi bireye özgü şekilde bütünleşik ele almak gerekir.
İnternetin çok yoğun kullanır hale geldiği bir zamanda ne yazık ki artık herkes izlediği videolar ile doktor, psikolog, fizyoterapist veya egzersiz uzmanı olabiliyor. Birçok konuda internet üzerinden ve doğru kaynak kullanımıyla kendimizi bilgilendirmeye çalışabiliriz. Bunu bilinçlenmek adına kullandıktan sonra zarar görmemek ve kendimize özgü süreklilik içeren alışkanlıklar için ihtiyacımız olan konularda uzmanlardan yönlendirmeler almamız faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
Araya ufak bir nottan sonra konumuza devam edecek olursak daha önce adaptasyon üzerine konuşmuştuk ve olumlu ve olumsuz adaptasyondan bahsetmiştik. Bedenimiz ve zihnimiz anne karnındaki oluşumundan itibaren kayıt tutar, sürekli olarak gelişir ve koşullara adapte olur. Sinir sistemimiz ile birlikte öğrenmiş olduğumuz pek çok bilgi ve davranışı da otomatikleştirir. Bunlar da alışkanlıklarımızı ve reflekslerimizi oluşturur. Böylece hayatımızı kolaylaştırır ve hızlandırır. İşte bu süreç içerisinde öğrenmiş olduğumuz her türlü hal, durum ve davranışlar bizim postürümüz üzerinde etkili olacaktır.
Burada sadece yapmış olduğumuz hareket, egzersiz veya spor gibi kavramlardan bahsetmiyorum. Siz bedeninize uzun bir zaman zarfı boyunca belli duygu ve durumlar içerisindeyken sadece belli beden açılarını veya pozisyonlarını kullanmayı öğrettiyseniz, elbette her duruma adapte olan bedenimiz bu açı ve pozisyonları alışkanlık ve refleks haline getirecektir. Basit örnekler verecek olursak; bir şoförün sürekli sağ yöne baskın araba kullanması, bir doktorun uzun saatler öne eğilerek tedavi etmesi veya ameliyata girmesi, bir hamalın sürekli ağır taşıması, bir futbolcunun sürekli sol ayağıyla şut çekmesi, üzgün bir halde hep yere bakarak yürümek, sinirlenince diş sıkmak vb. gibi gündelik hayatta çok fazlaca yaptığımız alışkanlık, postürümüz üzerinde çeşitli değişikliklere yol açacaktır.
Bu değişiklikler bazen olumlu, bazen olumsuz adaptasyonlar olabilir. Bedenimiz bütün bu koşullara adapte olabilme yeteneğine sahiptir. Ancak bedenimizi bir araba gibi düşünürsek, ona sürekli olarak iyi bakmamızı, bakımlarını eksik etmememiz gerekir. Bu noktada beslenmemize, hareket düzeyimize, uykumuza ve mental sağlığımıza dikkat etmemiz gerekir. Uzun süre görmezden gelinen her türlü olumsuz alışkanlıklar ve bedenin bakımına özen göstermeme, postürümüze fizyolojik ve psikolojik olarak negatif geri dönüş yapacaktır.
Eğer postürünüz üzerinde bozulmalar görüyor ve hissediyorsanız bunu aracınızın tek bir bakımıyla değil, tüm bakımlarıyla ilgilenerek yapmanız faydalı olacaktır. Son olarak her beden, bazı benzer özellikler içerse de parmak izimiz gibi birbirinden farklıdır. O yüzden bedeniniz üzerine çalışmalar yaparken size özgü şekilde oluşturulacak, beden farkındalığınızı yükseltecek, çalışmalar içerisinde bulunun lütfen. Herkese genel geçer şekilde yaklaşan programlar ile değil. Hayata karşı güzel bir postürünüz (duruşunuz) olması dileğiyle…
İlginizi çekebilir: “Kesiyorum, kesiyorum, kestik!”