X

Ömrümüz sürdükçe değişen kimliklerimiz ile nasıl yaşanır?

Kimlik oluşumu doğduğumuz andan itibaren inşa edilen ve yıllar içerisinde defalarca değişebilen bir şey. Doğduğun evle başlıyor, bulunduğumuz ortamda bize karşı olan yaklaşımlarla şekilleniyor ve yıllar içinde farklı deneyimlerden defalarca etkileniyor. Çok büyük olaylar ardından bambaşka biri olduğu söylenen kişiler sizlerin çevrenizde de mutlaka olmuştur. İkiz çocuklarla yapılan bir deneyde özellikle aynı giysilerle yıllarca benzer şekilde büyüyen çocukların yıllar içindeki değişimi ve ayrışma isteği ve farklı şekilde yaklaşılmaya duyulan ihtiyacı, kimlik oluşurken gördüğüm en temel ayrışmalardan. Descartes’ın “Düşünüyorum öyleyse varım.” sözünün benlik olarak varlığı ifade eden en önemli sözlerden olduğunu düşünüyorum. Yani aslında sadece eyleme geçerek ya da bir varlığa sahip olarak değil bir beceriyi yerine getirme kapasitemiz de benliğin bir parçası. Benliği içe dönük-dışa dönük, özgüvenli gibi sıfatlar üzerinden tanımlamak yerine daha bütünsel bir yerden bakmak gerektiğini hatırlatıyor.

Ergenlik döneminde daha çok sorulan “ben ne yapabilirim bu sistem içerisinde” sorgusu da özellikle kimliğin arayışına girdiğimiz diğer bir dönem, farklılıkları denemek, bunun için arayışta olmak ve zaman zaman farklı içerikleri deneyimlemek de bu dönemin özellikleri arasında. Erik Erikson’un geliştirdiği psikososyal gelişim kuramında, ergenlik dönemi kimlik bunalımının yaşandığı ve bireyin kendi kimliğini tanımlama sürecinin zirveye ulaştığı bir dönem olarak tanımlıyor. Bu dönemde, bireyler kendi benliklerini keşfetme sürecine girerken aynı zamanda farklı rolleri deneyerek kimliklerini oluşturmaya çalışıyorlar.

Kimliğini yetişkinlik döneminde tekrar inşa etme ihtiyacını için ise Rollo May’in “Kendini Arayan İnsan” kitabında yer alan şu örneğin çok anlamlı olduğunu düşünüyorum: İşinde çok başarılı, entelektüel ama bulunduğu ortamda rahat hissedemeyen, kimseyi sevemeyen, sürekli zihnindeki düşüncelerden odaklı şekilde müzik dinleyemeyen, okuduğunu anlamayan (ki bu günümüzün de maalesef çok odaklı olmaktan hiç odaklı olmanın yarattığı sorun) bir kişi düşünelim. Aslında çok sevgi dolu bir ailede büyümesi, her konuda en başarılı görülen kişinin kendisi olması, hiç eleştiri almaması, ona faydalı olmak yerine engel olmaya başlıyor ve bunu özellikle yetişkinlikte tekrar kimlik oluşturma ihtiyacıyla görüyoruz.

Geçtiğimiz hafta Basel’den trenle klasik Colmar rotasını yaparken, tarih ve kültür arasındaki etkileşimin de kimliğe etkisi beni düşündürdü. Almanya ve Fransa arasında yer alan bu bölge, tarihi olayların ve kültürel farklılıkların bir karışımı gibi. Hem İsviçreli hem de Fransız kişilerin bindiği trende, Fransa ve Almanya arasında karışmış kimlikleri barındıran giyiminden tarzına direkt-dolaylı konuşmalarından hayat önceliklerine kadar farklılıkları konuşmalarına bile yansıyor, diğer yandan geçmiş dönemde Alsace Bölgesi içerisinde Alman hakimiyeti yaşandığı için ortaklaşan yanlar da mevcut. Kimlik oluşumunda geçmiş deneyimler ve çevre eş zamanlı etkili ve bu kültürel farklılık da buna hafızalarda kalıcı bir örnek.

Sonuç olarak, ömrümüz boyunca değişen kimliklerimizle yaşamak, sürekli bir adapte olma ve yenilenme süreci kaçınılmaz. Her yeni deneyim, her yeni ilişki ve her yeni sorumluluk, kimlik algımızı zenginleştiriyor ve geliştiriyor. Bu nedenle, değişen kimliklerimizle barış içinde yaşamak ve sürekli olarak kendimizi keşfetmek, hayatımızı daha anlamlı kılmak için fırsat. Değişen kimliklerimizle mutlu ve barış içinde olmak üzere 🙂

İlginizi çekebilir: Deneyim, etki ve sezgi ile hayatlara dokunmak

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale