X

Çok yiyen hasta olur, az yiyen sağlıklı kalır

Son yıllarda, özellikle iş ve sosyal hayattaki zorunlu değişimlerin yaşanmasıyla beraber alışkanlıklarımızda da büyük değişimler yaşanmaya başlandı. Geçmişe baktığımızda adeta pandemi öncesi ve pandemi sonrası bir toplumsal yaşam değişikliği sürecinden geçiyoruz. İş hayatında yaşanan çalışma düzeni değişiklikleriyle beraber tüm hayatımızı iş hayatındaki düzene göre şekillendirdiğimizi varsayarsak sosyal yaşantımız, ev yaşantımız, arkadaşlıklarımız, ilişkilerimiz ve hatta kendimizle olan ilişkimiz de biz farkında olarak veya olmayarak değişim sürecinin içerisinde yol almaya devam ediyor.

Tüm bunlarla birlikte, her gün uykudan uyanıp tekrar uyuyana kadar olan süreçte günlük hayatımızda tekrar ettiğimiz alışkanlıklarımız da değişti. Kendi hayatınıza bir göz gezdirin; belki uyanma saatiniz, trafikte kalma saatiniz, beslenme düzeniniz, ev hayatınızdaki değişimler, dünyaya bakış açınız aynı mı?

Nefes aldığımız sürece düşündüğümüz, hissettiğimiz, yaptığımız ve hayal ettiğimiz her şey birbiri ile bağlantılı ve birbirini etkileyen enerjilerden oluşuyor. Bazen mecbur kaldığımız değişim yollarına bazen de gönüllü başlayabiliyoruz. Her ne olursa olsun, değişime uyum sağlayan canlılar hayatta ve ayakta kalıyor. İnsanlar olarak bizler de -çoğunlukla kendimizin tetiklediği– değişimlerin oyuncuları olarak hayat yolculuğumuza devam ediyoruz.

Peki sizi bu hayat yolculuğunda tüm dış etkenlere ve değişimlere karşı güçlü kalmanızı sağlayacak, sizi bu süreçte ayakta tutacak şeyler neler?

Şüphesiz ki en başta temel ihtiyaçlarımıza odaklanmamız gerekiyor. Barınma, güvenlik, yemek, uyku, sağlık gibi.. Temel ihtiyaçların ardından (yaşamsal faaliyetler) biraz daha konfor alanına geçiş yapabiliyoruz. Burada önemli olan, elmalarla armutların birbiriyle karışmaması! Yani konfor alanınıza geçiş yaparken ve orayı koruma çabası içerisinde yolculuğunuza devam ederken temel değerlerinizi zayıflatmamak veya ihmal etmemek.

Temel değerler sarsılmadığı sürece yolculuk sağlıklı ilerleyecektir ancak burada sizi taşıyan ana kolonlar (veya kendi tabirimle ana kaleniz) nedir; işte o kişiden kişiye değişen bir durum. Bunu tespit edebilmek için “Değerler Çalışması” adını verdiğimiz bir uygulama ile yol haritanızı belirleyebilir ve çok uzun yıllar boyunca doğru rotada kalmayı başarabilirsiniz.

Yıllar içinde binlerce danışanımla yaptığım koçluk görüşmeleri ve değerler çalışması sonucuna göre çok büyük ağırlıkta insanların ana değerini “sağlık” oluşturuyor. Sağlık kalesi korunmadan -ikinci sırada yer alan-aile” değerine bile sıra gelemiyor.

Hal böyle büyük bir önem taşıyorken, kaçımız sağlık değerimizi her gün besliyor, ilgileniyor ve onu korumak için ihtimam gösteriyoruz?

Yukarıda iş hayatının, hayatımızdaki diğer tüm düzeni belirleyen etken olduğunu belirttim. İşte tam da bu noktada, sağlığınızı korumak ve her gün daha iyiye doğru yol alması için düzeninizi bozmadan, değiştirmeden (tüm danışanlarımda en önem verdiğim konu, kişilerin hayat düzenlerini bozmadan ve onlara ekstra eylemsel yükler yüklemeden kişisel dönüşümlerini sağlamaktır) yapabileceğiniz bir şeyler var!

Son yıllarda moda olan ve artık isimlerini dahi ezberlemekte zorlandığımız, her gün/hafta popülerliği değişen diyetlerden muhakkak ki siz de denemişsinizdir. Ben bir sağlık koçu olarak diyet yapma taraftarı değilim (30 kiloyu diyetsiz verdim). Hayat boyu diyet yapamayacağınıza göre, hayat boyu sağlıklı, normal kilolu, güçlü ve mutlu bir birey olabilmenin basit iki yolunu bu yazımda sizlerle paylaşıyorum.

(Bu yazıda kaleme alınan konular, teşhis ve tavsiye değildir; bilgi amaçlıdır. Uygulamaya başlamadan önce mutlaka doktorunuza/diyetisyeninize danışınız.)

OMAD ve otofaji beslenme tipi

One Meal A Day kelimelerini ifade eden OMAD, gün içinde tek sefer beslenmeyle yapılan bir diyet programıdır. 24 saatlik bir yaşam diliminde uyku ve aktif hareketlilik saatlerini çıkardığınızda ortalama 1 saat yemek için ayrılır. Günde tek öğün olması oruca da benzetiliyor ancak OMAD beslenme tipinde günde tek öğün yemeğin dışında çay, kahve, su gibi sıvılar tüketebiliyorsunuz.

Bu manada dini bir kavram olarak “oruç” ile bilimsel bir kavram olarak “Otofaji”nin burada kastedileni anlama noktasında benzerlikleri içinde barındırdığı görülüyor. Oruca çok benzeyen bu beslenme tipinin sağlığa faydaları bilimsel olarak 2016 yılında kanıtlandı. Açlığın tetiklemesiyle hücrelerin kendini sindirerek yenilemesini sağladığı teziyle Nobel Ödülü kazanan Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi, orucun insan sağlığına etkisini bilimsel olarak ispat etti.

Yunancada auto (kendisi) ve phagein (yemek) anlamına gelen iki kelimeden türeyen ‘autopagy’, hücrelerin kendini sindirmesi, temel olarak vücut hücrelerinin eskiyen mekanizmalarının (proteinler, hücre zarları vs.) canlılığını sürdürecek yeterlikte enerjisi kalmadığı zaman vücudun bu hücreleri geri dönüşüme gönderme süreci anlamına geliyor. Bu durum, daha çok hücrenin programlı ölümü olarak biliniyor. Hücreler belli sayıda bölündükten sonra ölmeye programlanıyor. Bu olay önce ölümle eşdeğer gibi görünse de sağlık için gerekli bir durum. Eskiyen hücrelere proteinleri parçalayacak enzimler gönderilerek, eski hücre zarları ve hücrenin içindeki diğer parçacıklar proteinlere dönüşüyor.

Hücrelerin aç bırakılması autophagy’i tetikliyor. Gıda aldığımız zaman kan şekeri yükselirken, enerjinin hücrelerde depolanmasını sağlıyor. Aç kaldığımız zaman ise yaşlı hücrelerdeki enerjinin dışarı çıkması gerekiyor. Bu durumda yaşlı hücrelerdeki glucagon artıyor ve hücrenin içindeki parçacıklar çözülerek enerjiye dönüşüyor. Bunu da uzun süre aç kalmak yani oruç tetikliyor. Uzun süre aç kalınca hücreler çözülüyor, aynı anda büyüme hormonu salgılanarak yeni hücrelerin yapımı harekete geçiriliyor. Özellikle kanser hastaları üzerinde yapılan araştırmalarda, bu beslenme tipinin kanser hücre oluşumunun önüne geçtiği, bir çok bağırsak ve mide sorunu yaşayan hastalarda da şikayetlerinde gerilemeler olduğu bulgularla kanıtlandı.

Hepimizin bildiği gibi, uzun ve sağlıklı yaşam konusunda nam salmış Japonlar da oldukça hafif besleniyor. Tarihe baktığımızda; Budizmde, tasavvufla ilgilenen bilge insanların da tek öğün veya çok hafif beslendiğini biliyoruz.

Aslında bu tip beslenme şekli, kişinin hem fiziken sağlıklı, fit, güçlü kalmasında, hem mental sağlığının güçlü olmasında hem de ruhsal olarak -dünyevi zevkleri azaltıp iradeyi/nefsi güçlendireceği için- derinleşmesine büyük katkı sağlayabiliyor.

Peki neden özellikle bu konuyu sizlerle paylaşmak istedim; iş hayatınızı ve hayat düzeninizi bozmadan rahatlıkla hayata geçirebileceğiniz bir beslenme şekli olduğu için. Örneğin, sabah kahvaltı yapmadan öğlen yemeğine kadar olan vakitte bitki çayları ve belki kahve/sütlü kahve tüketebilirsiniz. Protein sizi tok tutacağından sütlü kahve veya çay iyi bir seçenek olabilir. Öğlen yemeğinde de bir saatlik süreniz içerisinde istediğinizi tüketebilirsiniz ancak OMAD beslenme şeklinde yine de karbonhidrat ve şeker tüketiminden uzak durmak gerektiği belirtiliyor. Zaten normalde şeker ve karbonhidrat tüketimimizin minimumda olması en sağlıklısı. Akşam bir şey yemeyeceğiniz için uyku saatinize doğru sizi zorlayan mide gurultuları yaşayabilirsiniz ancak bunun maksimum size vereceği stres süresi 48 saat olacak. Ardından vücut bu beslenme şeklini öğrenmeye başlayacağından size stres yüklememeye başlayacak ve kendi döngü sistemine odaklanacaktır.

OMAD veya otofaji beslenme şeklinden, günün belli saatlerinde ilaç kullananlar, kalp/tansiyon hastaları, hamileler ve 25 yaşın altındaki kişiler kaçınmalı. Tabii ki her şeyden önce, beslenme biçimi kişinin metabolizmasına özel çok hassas bir konu olduğu için doktorunuz veya diyetisyeninizin onayı ile (tüm sağlık tetkiklerinize bakılarak) bir yol haritası çizilmesi en sağlıklısı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Sizin sevgi diliniz hangisi: 5 farklı sevgi dili ile iletişiminizi iyileştirin

Görkem Bakkaloğlu: Yüksek lisans eğitimi İnsan Kaynakları Yönetimi olup, 10 yıllık kurumsal iş hayatında uluslararası şirketlerde eğitim ve gelişim, strateji ve performans yönetimi, yetenek ve kariyer yönetimi konularında uzmanlaşarak, takımlara liderlik etti. Uluslararası Koçluk Federasyonu’nun Yetkilendirilmiş Koç Eğitim Programı mezunu profesyonel koçtur. 1000 saati aşkın koçluk seansı tecrübesi vardır. Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki ilk eğitimlerini tasarlayan eğitmenlerindendir. Türkiye’de sağlık ve futbol sektöründe motivasyon ve performans koçluğunu başlatan ve sistemler kuran ilk profesyonel koçtur. Motivasyon, performans ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam temelli eğitim ve koçluk programları ile insanların hayatlarını dönüştürmelerine yardımcı olmaktadır.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale