Duygusal yeme, olumsuz duygularla baş etme stratejisi olarak tanımlanan bir yeme davranışıdır. Öyledir ancak aynı zamanda çok mutlusunuzdur ve sadece zevk almak için yersiniz ya da çok öfkelisinizdir ne yediğinizin farkında olmadan kendinizi sakinleştirmek için yiyorsunuzdur. İşte böyle bir şey.
Macht’ın araştırma sonuçlarına göre çoğunlukla öfke, korku, üzüntü ve mutluluk gibi duygusal durumlarımızı düzenlemek için yeme davranışı gösteririz. Buradaki davranışın amacı ruh halimizdeki duygusal değişimleri kontrol etmek içindir (Kottinen). Konu ile ilgili birçok teori ve araştırmadan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizler de içinde bulunduğunuz duygu duruma göre nasıl bir yeme davranışı sergilediğinizi görebilir ve desteğe ihtiyacınızın olup olmadığının kararını verebilirsiniz.
Bunlardan birisi; kişilerin gergin ve kaygılı olduklarında bu kaygıyı azaltmak için aşırı yemeleridir (Kaplan ve Kaplan); işte bu psikosomatik olarak açıklanmaktadır. Buradaki mantık protein ve karbonhidrat alımının beyinde serotonin düzeyi üzerinde etkili olduğu ve bunun da kişide sakinlik halini sağladığı görüşüdür. Ve hatta yiyerek sakinleşme halinin sağlandığı davranışın erken yaşlarda öğrenildiği savunulmaktadır.
Bir diğeri kaçış teorisidir. Buna göre kendilikle ilgili olumsuz bir farkındalık yaratacak bilgiler, benlik için bir tehdit unsurudur. Ve böylece benlik, bu farkındalığın olumsuz etkilerinden kaçmak için kişiyi yemeye yöneltmektedir (Spoor).
Tüm bunlarla birlikte yeni doğan bebeklerle yapılan çalışmalar şekerli tatların duygusal olarak olumlu tepkiler ortaya çıkardığını göstermektedir. Durum yetişkinlerde de şöyle bir deneyle açıklanmıştır: Hüzünlü bir film izledikten sonra yetişkinlerin çoğu su içmek yerine çikolata yemeyi tercih etmişlerdir.
Bir de Macht’ın bir modeli vardır ki yeme davranışlarını sınıflandırarak genel görünümünü açıklamıştır. İlk basamakta kişi kendini neşelendirmek ve duygu durumunu yükseltmek için atıştırmalık olarak tabir edilen yüksek enerjili ve lezzetli besinlerden (çikolata, şeker gibi) yer. Bu aşamada hedonik (anlık/haz) mekanizma etkili etkilidir. Araştırmalara göre beş gram gibi az miktarda bir çikolatanın kişilerin olumsuz duygu durumlarını değiştirmede etkili olduğu ortaya konmuştur. İkinci aşamada, kişiler yemek yemeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu aşamada hedonik yeme mekanizmasının yanı sıra fizyolojik mekanizmalar da etkili olmaya başlamaktadır. Yenilen yemeğin ardından enerji düzeyi artar ve gerginlik azalır. Son olarak üçüncü aşamada, kişiler dürtüsel bir yeme davranışı (emotional binge eating) geliştirirler. Bu aşamada sakinleşmek için yüksek miktarda besin tüketilir.
Haydi şimdi tüm bu araştırma ve bulgular ışığında yeme davranışınızı bir daha gözden geçirin ve duygu durumunuzu fark edin.
İlginizi çekebilir: Önemli olan çatışmalar değil çatışmalara nasıl atıfta bulunduğunuzdur