X

Olumsuz düşünmek psikolojik sorunları beraberinde getiriyor

Her anımızın neredeyse stresle harmanlanmış olduğu günümüzde kabul edelim ki olumsuz düşünceler peşimizi bırakmıyor. İşleri yetiştirme telaşından zaman sıkıntısına, sonu gelmeyen sorumluluklardan kronik yorgunluğa kendimizi tükenmiş hissedebiliyor, kaygılı düşüncelerle zihnimizi meşgul edebiliyoruz. Ancak, bilimsel araştırmalar gösteriyor ki alışkanlık haline gelme riskine sahip olan olumsuz düşünceler, ruh sağlığımıza zarar veriyor.

Son yıllarda yapılan araştırmalar sürekli olumsuz düşünmenin kronik ve yoğun stres, kaygı artışı ve depresyonu beraberinde getirdiğini, aynı zamanda ileri yaşlarda bilişsel zayıflamaya ve Alzheimer hastalığına neden olabileceğini gösteriyor. Yani sürekli olumsuz düşünmek kişilerin beyninde hem yapısal hem de işlevsel açıdan negatif etkiler bırakıyor. Moodist Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, sürekli olumsuz düşüncelerin kişide alışkanlık haline gelebileceğine dikkat çekiyor.

Hayatımızın birçok alanında kimi zaman olumlu, kimi zaman ise olumsuz düşüncelere sahip olabiliyoruz. Fakat bazı kişiler için olumsuz düşünceler bir alışkanlık ve bu düşüncelerden kopamıyor. Kişi sürekli mutsuz ve olumsuz düşüncelere sahipse, buna müdahale edilmediği takdirde bu düşüncelerin devam ettiğini ve bunun da kişilerin beyinlerinde hem yapısal hem de işlevsel açıdan negatif etkiler bıraktığını belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, “Sürekli olarak olumsuz düşünmek kişiyi kaygı ve depresyona daha duyarlı hale getirir. Yani aşırı düşünmek zaman içerisinde daha farklı psikolojik sorunlara yol açabilir. 55 yaş üstü 350’den fazla kişi ile yapılan çalışmanın sonuçları gösteriyor ki geçmişe dair düşünme ve gelecek konusunda endişe duyma gibi olumsuz düşünme davranışları geliştiren kişilerin yaklaşık üçte birinin beyinlerinde, demansın en yaygın tiplerinden biri olan Alzheimer hastalığına neden olan protein (tau ve beta amiloid) birikimlerinin görülme oranı artıyor” diyor.

“Olumsuz düşünceler alışkanlık haline gelebilir”

Sürekli olumsuz düşünme tarzının kişide bir süre sonra alışkanlık haline geleceğini belirten Aydın şöyle devam ediyor: “Beynimiz genelleme ve kategorize etme yetileriyle çalışır. Olumsuz düşüncelerin beynimizde sürekli tekrar etmesiyle birlikte iletişim ve etkileşim çarpık algılanmaya başlar. Kişi genellikle bu durumun farkında olmaz ve bu düşünce tarzını devam ettirir. Çünkü beynimiz doğruyu değil, alıştığını yapar. Bu olumsuz düşünce döngüsünden kurtulmak zordur. Beyin hücreleri arasındaki bağlantı noktaları olan sinapslar, bir şeyler düşünmekle hareketlenir ve diğer sinapslara mesaj iletir. Bu şekilde bir bilgi akış yolu oluşur. Her düşüncede bu yol daha belirginleşir. Sinapsların birbirine yaklaşması, uygun bağlantıları paylaşması, birlikte harekete geçme olasılığını artırır. Bunun sonucunda da söz konusu düşüncenin tetiklenmesi kolaylaşır. Yani başlangıçtaki olumsuz düşüncemizi, tekrar tekrar aynı şekilde düşünmemize neden olur. Bu tekrarlayan negatif düşünceler ise yeni ve sağlıklı bakış açılarının gelişmesine izin vermez. Ayrıca bu düşünce tarzı, duygusal sıkıntılar ve sağlıksız başa çıkma mekanizmaları geliştirme olasılığını da attırır.”

Sürekli olumsuz düşünceler yerine, olumlu düşünceler ile beyni beslemenin, kişiyi zihinsel olarak daha sağlıklı ve mutlu hale dönüştüreceğini belirten Dr. Meliha Aydın, “Olumlu düşünmeye geçiş başlangıçta zor gelebilir. Ancak olumlu zihin yönünde ne kadar çaba harcanırsa, bu kişinin dış dünyasına yansır ve beyin mutlu olur. Öncelikle kendinizi olumsuz şeyler düşünürken yakaladığınızda, düşüncenizi ve davranışınızı dikkat dağıtıcı başka aktivitelere doğru yönlendirin. Tekrarlayan olumsuz düşüncelere saplandığınızı fark ettiğinizde, düşünmeyi erteleme yoluna gidin. Örneğin, “Şu an kaygılıyım, düşünmek için doğru bir zaman değil, yarın daha sakin bir şekilde düşünürüm” gibi düşünceyi erteleme yöntemlerini uygulayabilirsiniz. Kendinizi çaresiz ve çıkmazda hissettiğiniz durumlarda mevcut duruma olumlu yönden bakmaya çalışın, sorunun üzerindeki gücünüzü sürdürün. Olumsuz düşüncelerle mücadelede, kendinizi tüm yönlerinizle tanımamız çok önemlidir. Bilişsel çarpıtmalarınızı fark edip bunlarla baş edebilmelisiniz. Aksi halde bilişsel çarpıtmalar belli bir sıklığın, şiddetin üzerinde olmaya başlarsa yavaş yavaş depresyon, panik atak vb. birtakım psikiyatrik problemlere yol açabilir” diyor.

Olumsuz düşüncelerle baş etme yolları

Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın olumsuz düşüncelerle baş edebilme yollarını şöyle belirtiyor:

  • Dikkat dağıtacak olumlu aktiviteler bulun. Zevk aldığınız herhangi bir aktivite ile fazla düşünmeyi bırakabilirsiniz. Bazen bir şeyi düşünmemeye çalışmak, onu daha da fazla düşünmenize yol açabilir. Bunu durdurmak için vücudunuzu harekete geçirin.
  • Tekrarlayan düşünce döngülerine saplandığınızı fark edin. Mevcut olumsuz düşüncelerinizin artık üretken olmadığını kabul ederek, ilişkili olumsuz duyguları da durdurmaya adım atarsınız. Dikkatinizi başka yöne yönlendirin.
  • Sorun çözmeye odaklanıp, olumlu duygular yaratın. Yaşadığınız sorunlara kafa yormak yerine çözümlere odaklanmaya çalışın. Gelecekte aynı sorunların tekrarlamaması için bir hatadan neler öğrenebileceğinizi keşfedin. Bir şeyin neden olduğunu sormak yerine, bu konuda gerçekte neler yapabileceğinize odaklanın.
  • Gerektiğinde düşünceyi erteleyin. İstenmeyen olumsuz bir düşünce hakkında düşünmeyi ertelemek genellikle yararlıdır.
  • Olumsuz düşüncelere yeni bir bakış açısı geliştirin. Günlük hayatınızda birtakım önemli kararları vermeden önce bunları düşünmek doğaldır. Fakat alacağınız kararları takıntılı hale getirmeye başladığınızda, olumsuz ve sağlıksız hale gelir. Bakış açınızı değiştirerek, koşullarınız üzerinde kontrol sahibi olduğunuzu kabul edin.
  • Beyninizi olumlu düşünme şekline daha yatkın hale getirin. Beyin en fazla tanıdık olduğu düşüncelere daha kolay ve hızlı erişir. Bu nedenle olumlu kavramlara olan aşinalık artarsa olumsuzluğu bırakmak da kolaylaşır.
  • Olumsuz düşüncelerinizi tanımlayın, korkularınızı kabullenin. Bu düşüncelerin kaynağını ve neden kötü hissettirdiğini düşünün. Neden sürekli zihninizi meşgul ediyor bunlar? Bazı şeyler kontrolünüz dışında olacaktır. Bunu kabullenmeyi öğrenmek, negatif düşünmeyi engellemede bir yol kat edebilmenizi sağlar.
  • Bilişsel çarpıtmalarınızı fark edin. Sahip olduğunuz olumsuz düşüncelerin ne kadar objektif, ne kadar gerçeği yansıtıyor oluşunu sorgulayın. Bunları analiz edebilmek, fark edebilmek ve düzenlemek gerekir.
  • Rahatlama yöntemleri (meditasyon, yoga vb.) bulun. Şimdiki anda yaşamaya odaklanma yoluyla, düne ait olaylar hakkında endişelenerek zaman harcamanın veya yarının programı hakkında endişeli hissetmenin önüne geçebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: 10 adımda pozitif düşünme alışkanlığı edinmenin yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale