X

Olumsuz düşünceler sizi ele geçirdiyse: Psikolojik danışmanlık size nasıl yardımcı olur?

Zihnim hiç susmuyor. Aynı şeyleri tekrar tekrar düşünüyorum.
Yaklaşan önemli bir olay varsa bunu o kadar çok düşünüyorum ki sonunda uyuyamıyor, sinirli ve mutsuz oluyorum.
Canımı sıkan bir olayı bir kere düşünmeye başlayınca duramıyorum.
Bu kadar çok düşünmek beni çaresiz ve yalnız hissettiriyor.
Hiç bir şeyi değiştiremediğim için kendime çok kızıyorum.
Başkalarının hayatı gayet iyi ama ben bir türlü mutlu olamıyorum.
Keşke zamanı geri çevirsem ve her şeyi düzeltebilsem.

Olumsuz düşüncelerin zihinde tekrar tekrar dönüp durması. Buna psikolojide ruminasyon deniyor. Bu tür tekrarlayan düşünceler depresyon, sosyal anksiyete, takıntılar, uyku bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu ile ilişkili. Kendiniz, kaygılarınız ve yaşantılarınız hakkında tekrarlayıcı ve süreğen düşüncelere sahip olmak bütün insanlarda görülen zihinsel bir süreç. Tek bir konu ya da düşünce ile sürekli meşguliyet durumu olarak tariflenen bu kavram, özellikle anksiyete ve duygudurum bozuklukları olmak üzere birçok ruhsal sorunun gelişiminde rol alan önemli bir bilişsel süreç olarak değerlendiriliyor. Bu tür düşünceler kontrol edilemiyor, geri dönüşlü ve tekrarlayıcı oluyorlar. Olumsuz anıların daha sık hatırlanmasına, çaresizlik hissi oluşturarak olumsuz düşünce biçiminin devam etmesine, kişinin sorunlarına etkili çözümler üretmesini azaltmasına neden olarak depresyona yatkınlık oluşturuyor.

Tekrarlayan bu düşünceler, varolan sorunu daha kötümser bir tonda değerlendirmeye, sorunun sizinle ilişkili yönlerini yorumlarken kendinize karşı daha eleştirel ve suçlayıcı bir biçimde tutum almanıza yol açıyor. Böylelikle sorunun çözümü konusunda daha karamsar, sorunla başa çıkma konusunda kendinize güvensiz ve çözüme yönelik harekete geçme açısından isteksiz bir hale geliyorsunuz. Bilişsel yaklaşıma göre tüm ruhsal sorunların temelindeki ortak işleyiş, kişinin ruhsal durumunu ve davranışlarını etkileyen çarpıtılmış veya işlevsel olmayan düşünceler. Kısacası insanların duygu ve davranışları olayları nasıl yorumladıklarına bağlı olarak değişiyor. Buna göre kişiler sadece içinde bulundukları durumdan veya geçmişlerinden etkilenmiyorlar; insanlar için asıl önemli olan, durumlar hakkındaki şu andaki düşünceleri.

Kronik bir biçimde tekrarlayan bu düşünce alışkanlığına sahip olmak, kişilerarası ilişkilerde de sorunlara yol açıyor. Örneğin ruminasyona eğilimli olmak anlaşmazlık yaşadığınız kişileri affetmenizi zorlaştırıyor ve öç alma eğilimini artırıyor. Ya da tam aksine başkalarının iyi olması için abartılı bir sorumluluk hissi, aşırı fedakarlık, bağımlılık ve muhtaçlık hissi içinde olmanıza yol açıyor. Sürekli geçmişi analiz etmek ve gelecek hakkında detaylı planlar yapmak ruminasyonla sonuçlanıyor. Ruminasyonun gelişimsel zemini hakkında çok az çalışma olmakla birlikte, aile tutumunun çocuk için tepki modeli olabileceği düşünülüyor; anneleri depresyonda olan ve olmayan 5-7 yaşındaki çocuklarla yapılan bir çalışmada, anneleri depresyonda olan çocukların daha edilgen olduğu, engellenme ya da başarısızlık durumunda daha fazla çaresizlik sergiledikleri görülmüş. Teorisyenlere göre bir sorunla karşılaştıklarında çocukların baş etmelerine izin vermeyen, soruna ilişkin başka bir yaklaşım metodu öğretmeyen, müdahaleci ve yargılayıcı anne tutumları bu sonuçları ortaya çıkarıyor.

Olumsuz düşünme döngüsüne sahip ve tekrarlayıcı depresyonu olan kişilerle yapılan bir çalışmada ise katılımcıların şöyle ortak bir ifadesi olduğu tespit edilmiş: “Geçmişle alakalı ruminasyonlar gelecekte olması muhtemel hatalarımı ve başarısızlıklarımı engellemede yardımcı olur.” Bu çalışma bize neden ruminasyon yapıldığına ilişkin bir fikir de veriyor. Ruminasyon bir yerde kişiye kontrol hissi sağladığı için işlevsel hale geliyor. Haliyle hayatınızda işlevi olan bir şeyi bırakmak da zorlaşıyor. Yetersizlik duygusu ile kendine güvenin ve benlik algısının azalması da ruminasyon sebebi. Kişinin kendisi, diğerleri ve dünya hakkındaki olumsuz düşüncelerinin artması da ruminasyonu başlatıyor.


British Psychotherapy Foundation

Psikolojik danışmanlık size nasıl yardımcı olur?

Amerikan Psikolojik Danışma Derneği (American Counseling Association) tarafından 1997’de kabul edilen profesyonel psikolojik danışmanlık tanımı şöyledir:

“Ruh sağlığı, psikoloji ve gelişim ilkelerinin bilişsel, duyuşsal, davranışsal ve etkileşimsel müdahale stratejileri aracılığıyla, bireyin iyi oluşu, kişisel ve meslek gelişimi ile patoloji konularını ele alacak şekilde uygulaması.”

Hasan Tan, Psikolojik Yardım İlişkileri adlı kitabında psikolojik danışmanlık için şunu söylüyor:

“Psikolojik danışmanlık, meslek elemanı olan psikolojik danışmanın yaptığı bir yardımdır. Bu yardım, psikolojik yöntem ve teknikler yoluyla gerçekleşir.”

Psikolojik danışma ve terapi yetkinliği ile ilgili olarak da Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği şu açıklamayı yapıyor:

Bilindiği üzere psikolojik danışma ve terapi hizmetini verme yetkinliğini lisans eğitiminde yalnızca Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) bölümü sağlamaktadır. Mevzuat açısından psikolojik danışman meslek tanımının ve kapsamının belirlenmiş olmasının yanında akademik açıdan da Türkiye Yeterlilikler Çerçevesince yeterlilikleri belirlenmiştir. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR Der) olarak psikoterapist yetkinlikleri arasında lisans eğitiminin ve diplomanın öneminin farkındayız. Ancak unutulmaması gerekir ki diploma dışında psikolojik danışma yapmak için kurs, sertifika, tezli-tezsiz yüksek lisans vb. faaliyetler psikolojik danışma/psikoterapi yetkinliği kazandıramaz… Yukarıdaki yasal dayanaklar, Psikolojik danışma ve rehberlik lisans programı ders içeriği Yüksek öğretim Kurulu Kararları ve Akademik programı ve literatür. Psikolojik danışma ve rehberlik lisans programı mezunlarının Adalet bakanlığı pedagog kadrosu, Milli Eğitim Bakanlığı 31213 sayılı Rehberlik ve psikolojik Danışma ve rehberlik Yönetmeliği hizmet içeriği, Sağlık bakanlığı ilgili hizmet tanımları, Türk silahlı kuvvetler kapsamında görev tanımlarına bakıldığında Sağlık alanında ruh sağlığı hizmeti verme yetkinliği ile mezun olan ve kamu özel sektörde Ruh sağlığı alanında görev yaptığı yasal hukuki ve bilimsel olarak açık olarak görülmektedir.

Her ne kadar psikolojik danışmanlık sağlık alanında bir ruh sağlığı uzmanlığı olsa da, günlük yaşamda karşılaştığınız durumlarla ilgili uyum sorunlarıyla baş etmenize yardım eden bir süreçtir. Bu sebeple psikolojik danışma alan bireyler “hasta” olarak değil “danışan” olarak nitelendirilir. Yani psikolojik danışma süreci “normal” bireylerin günlük yaşamdaki sorunlarıyla ilgileniyor. Yaşamınızda meydana gelen değişimlerle baş edemeyip uyum sağlayamadığınızda yardım almanız doğal bir durum. Bu bilgilerin ışığında psikolojik danışmanlığın size şu şekilde fayda sağlayacağını söyleyebilirim:

Getirdiğiniz sorun, olumsuz inançlarınız, zihninizde tekrarlayan düşünceler (ruminasyon), gerçekçi olmayan benlik algınız ile bu süreçten beklentileriniz, ihtiyaçlarınız, hayatınızda yolunda gitmeyen şeyler ve hayatınızda daha iyi hale getirmek istediğiniz şeyler tespit edilir. Hedefleriniz belirlenir ve hedeflerinize uygun yöntem ve teknikler kullanılarak zihninizi ve hayatınızı bu doğrultuda yönetebilmeniz sağlanır. Sonuç olarak, bedenen ve zihnen daha dengeli ve huzurlu hale gelirsiniz. Bir psikolojik danışmandan online profesyonel destek almak isterseniz ayselkeskin2004@yahoo.com adresine eposta göndererek süreç hakkında bilgi alabilirsiniz. Sağlık ve sevgiyle kalın.

Kaynaklar:
counseling.org
Gülüm V. & Dağ İ. (2012). Tekrarlayıcı Düşünme Ölçeği ve Bilişsel Esneklik Envanterinin Türkçeye Uyarlanması, Geçerliliği ve Güvenilirliği. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 13:216-223.
Karatepe H.T. (2010). Ruminatif Düşünme Biçimi Ölçeğinin Türkçe Uyarlaması, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Psikiyatri Uzmanlık Tezi. T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul.
pdr.org.tr

İlginizi çekebilir: Herkes biraz takıntılı mıdır: Zihninizde hiç susmayan o sesle nasıl barışabilirsiniz?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale