Ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için algınızı değiştirin – Video
Ölüm deyince aklımıza getirmemiz gereken ilk şey, herkes gibi bir gün öleceğimiz gerçeği. Bazı kişiler ölüm olgusuyla yüzleşmek istemedikleri ya da yüzleşmekte zorlandıkları için ölüm gerçeğini kabul etmek konusunda bir takım zorluklar yaşıyor. Ölümün bir son olduğunu düşünmektense, dünya üzerinde başka bir yerde ya da çok uzaklarda, hiç bilmediğimiz yerlerde yaşamaya devam ettiğimize inanıyorlar.
Ancak tüm bu varsayımlar kişisel olarak değişen ve somut olarak hiç bir dayanağı olmayan şeyler. Yani, zihnimizin ve ruhumuzun vücut fonksiyonlarımız durduğunda yaşamaya devam ettiğine dair hiç bir bilimsel bulgu yok.
Aşk, deneyimler, iletişim, başarılar, güneşin sıcaklığı… Vücudumuz olmasaydı tüm bunlar bize ne anlam ifade ederdi? Yaşam sonsuz olsaydı, ona şeklini, yapısını anlamını ve amacını veren şeyler var olabilir miydi?
Çok iyi bir kitabı okuduğunuzu ya da lezzetli bir pasta yediğinizi düşünün. Bir çoğumuz için muhteşem bir tatmin hissi…Fakat tüm bu zevklerden tatmin olabilmemizi sağlayan şey, hepsinin bir sonu olması. Sonsuza kadar devam eden ve sonu gelmeyen bir kitap ya da hiç bitmeyen bir pasta, eninde sonunda bir gün tüm değerini yitirecektir. Ölüm, hayatın doğal ve olması gereken bir parçasıdır. Mantıklı şekilde düşündüğümüzde korkmamamız ya da üzülmememiz gerektiği sonucuna varabiliriz. Ancak mantıklı düşünebilmek için ilk yapılması gereken, ölüm olgusunu doğru şekilde algılayabilmek ve tanımlayabilmek.
Bu bakış açısıyla yaklaştığımızda, içinde bulunduğumuz anın anlamını ve yaşama amacımızı bulmaya bir adım daha yaklaşmış oluruz. Yaşama bu şekilde bakabildiğimiz sürece, hem kendi bakış açımızı genişletebilir, hem de çevremizdeki diğer bireylerin kendi yaşamlarını keşfetmelerine yardımcı olabiliriz. Başka bir yerde cezalandırılacağımızı ya da ödüllendirileceğimizi düşünmeden, tamamen kendi özgür irademizle iyi tarafta mı kötü tarafta mı olduğumuzu seçebiliriz.
Bu bakış açısını kazandıktan sonra, öldükten sonra kendi yarattığımız dünyamızda yaşamaya devam edebiliriz. Hayatlarının bir parçası olduğumuz kişilerin hatıralarında var olabiliriz.
Vücutlarımız öyle ya da böyle, bir şekilde yok olacak ve doğanın bir parçası olarak yaşam döngüsündeki yerini alacak. Vücudumuzu oluşturan atomlar başka şeylerde hayat bulacak. Ağaçlarda, kuşlarda, çiçeklerde ya da bir kelebeğin kanadında…