X

Ölü popo sendromu nedir, nasıl önlenir?

Evet, doğru okudunuz: Ölü popo sendromu. Eğer gününüzün büyük bir çoğunluğunu oturarak geçiriyorsanız bu yazımız, tam size göre olabilir. Özellikle pandemiden sonra hareketlerimizin kısıtlandığı, evden çalışma sistemine geçtiğimiz, masa başında oturarak zaman geçirdiğimiz uzun saatleri düşünecek olursak, ölü popo sendromunun hepimiz için olası bir tehlike olduğundan söz edebiliriz. Literatürde ‘Dead Butt Syndrome’ olarak yer bulan bu terim, aynı zamanda gluteal amnesia olarak da adlandırılıyor. Gluteal kasların (popo kaslarının) asıl amaçlarını yani pelvisi desteklemeyi ve vücudu doğru duruşta tutmayı unutmasından kaynaklanan bu sendrom, ciddiye alınmadığında zorlayıcı sonuçlara neden olabiliyor.

Tüm gün oturmanın, hareketsiz kalmanın sağlığımıza olumsuz etkilerini çoğumuz deneyimlesek ya da tahmin etsek de, araştırmalar sandığımızdan daha ciddi bir durum olduğuna dikkat çekiyor. Araştırmalar, kilo alımının yanı sıra, diyabet, kalp hastalıkları, hatta ve hatta erken ölüm riskinin ölü popo sendromu yani gluteal amnesia ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.

Ölü popo sendromu nasıl anlaşılır?

Ölü popo sendromunda, uzun süre oturduktan sonra kalçanızın uyuştuğunu ya da ağrımaya başladığını hissedebilirsiniz. Benzer şekilde bu ağrı, vücudunuzun farklı yerlerine de yayılabilir. Bacaklarınızda, dizlerinizde ya da sırtınızda da acıyı hissedebilir, denge ya da yürüme sorunları yaşayabilirsiniz. Hareketlerinizde zorlanabilir, egzersizlerinizi gerçekleştiremeyebilir, güç kaybı yaşayabilirsiniz. Kendini fiziksel ağrılar ve günlük yaşamdaki çeşitli zorlanmalar ile kendini belli eden ya da uzmanlar tarafından fiziksel muayene ile teşhis edilebilen ölü popo sendromunu önlemek için yapabileceğiniz birkaç basit egzersizle ve çeşitli düzenlemelerle bütüncül sağlığınızı destekleyebilirsiniz.

Ölü popo sendromu nasıl engellenir?

Ölü popo sendromundan kaçınmak için eğer, masa başı bir işiniz varsa ya da günün çoğunu oturarak geçiriyorsanız sık sık mola vermeyi ve yerinizden kalkmayı alışkanlık haline getirmeniz şart. İşe güce dalmışken mola vermeyi unutuyorsanız telefonunuza saat başı hatırlatmalar kurarak kalkmak için harekete geçebilirsiniz. Evin ya da ofisin içinde kısa bir tur atabilir, basit birkaç esneme hareketi ile kaslarınızı rahatlatabilirsiniz. Öte yandan, masa başında kısır ‘hareketsizlik’ döngüsünden kurtulmak için alışkanlıklarınızı değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Örneğin, sandalye yerine pilates topunun üzerinde oturabilir, zaman zaman ayakta çalışabilir, pozisyonunuzu değiştirebilirsiniz. Bu değişikliklerin yanı sıra düzenli olarak yapacağınız kalça kaslarını çalıştırıcı egzersizler ile de ölü popo sendromunu önleyebilirsiniz:

1. Kalça köprüsü (The glute bridge)

Kalça kaslarınızı harekete geçirmek için kalça köprüsü hareketini deneyebilirsiniz. Dizleriniz bükülü, ayaklarınız yerde düz olarak sırt üstü yatarken pelvisi yerden kaldırmak için hareket ettirebilirsiniz. Önemli olan sırtınızı değil; kalça kaslarınızı kaldırmak. Kalçanızı sıkarak havaya kaldırmayı ve sanki topuklarınızdan aşağı doğru itiyormuş gibi düşünmeyi unutmayın.

2. Yengeç yürüyüşü (Crab walk)

Yengeç yürüyüşü dendiğinde aklınıza ünlü futbolcuların kutlamaları geliyor olabilir, ancak bu seferki amaç başka. 😊 Yarım squat pozisyonunda, ayaklarınız kalça genişliğinde açık olacak şekilde ayakta durun. Ayaklarınız kalçalarınızdan daha geniş açılacak şekilde sağa doğru adım atarken sol ayağınızla takip edin. Aynı hareketi ters yön içinde yapın. Kalçalarınızı sıktığınızı hissedin. Dilerseniz bu hareketi direnç bandı kullanarak da yapabilirsiniz.

3. Eşek tekmesi (Donkey kick)

Ellerinizin ve ayaklarınızın üzerinde yüzünüz yere bakacak, dizleriniz bükülü şekilde durun. Tavanı kendinize hedef alın. Sağ ayağınızı uyluğunuz zemine paralel olacak şekilde yukarı doğru kaldırın. Kalça kaslarınızı sıkıştırmaya odaklanın. Aynı hareketi diğer bacağınızla da tekrarlayın. 10 kez bu seti uygulayabilirsiniz.

4. Midye kabuğu (Clamshell)

Kaynak: coachmag

Yan yatarak dizlerinizi 90 derecelik bir açıyla bükün ve ayaklarınızı bir arada tutarak üst dizinizi kaldırın. Daha iyi sonuç almak için hareketi yaparken sırtınızı duvara yaslayabilirsiniz, bu sayede kalçanızın dönmesini önleyebilirsiniz. Bacağınızı her kaldırışınızda kalça kaslarınızın harekete geçtiğini hissedebilirsiniz. Dilerseniz midye kabuğu hareketi direnç bandı kullanarak da gerçekleştirebilirsiniz.

5. Pilates topu ile egzersizler

Kaynak: shape

Son yılların en popüler egzersiz ekipmanlarından biri olan pilates topu ile kalça kaslarınızı rahatlatacak birçok egzersiz yapabilirsiniz. Pilates topunun üzerine yüz üstü uzanarak ellerinizi öne değecek şekilde ayaklarınızı yukarıya doğru kaldırabilirsiniz. Sırtınızı bükmemeye dikkat ederek ayaklarınızı aşağı yukarı hareket ettirdiğinizde kaslarınızın harekete geçtiğini hissedebilirsiniz.

Kaynak: shape

Benzer bir şekilde yine pilates topunu kullanarak farklı bir kalça çalıştırıcı hareket yapabilirsiniz. Bu kez, topu arkanıza alın ve başınızı, boynunuzu, omuzlarınızı topun üzerine dizlerinizi 90 derecelik bir açıyla bükerek koyun. Kalçanızı ayaklarınızı yere sağlam bir şekilde basarken yukarı kaldırıp indirin. Dilerseniz ağırlık kullanarak da bu hareketi geliştirerek kalça kaslarınızın daha fazla çalışmasını sağlayabilirsiniz.

Egzersizlerin yanı sıra uzmanlar tedavi sürecinde mümkün olduğunca dinlenmenin, bacakların yukarıda tutulmasının da önemli olduğuna dikkat çekiyorlar. Ayrıca, soğuk kompres uygulamanın da ağrıları hafifletmek için kullanılabileceğine değiniyorlar. İlerleyen vakalarda fizik tedavi ve özel masajların da doktor kontrolünde uygulanarak iyileşme sürecini hızlandırmak için başvurulacak yöntemler olduğunu belirtiyorlar.

Kaynak: healthline, today, wellandgood

İlginizi çekebilir: Evde uygulayabileceğiniz en etkili egzersiz hareketleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale