X

Öldürmeyen acı güçlendirir mi: Acıdan iyi hissetmeye giden yollar

Hayat, deneyimlerimizden oluşan bir süreç. Bu deneyimler en temelde “acı ve iyi hissetme” gibi iki kutup arasında yaşanıyor. Bu iki kutuptan birincisi, insanlık olarak her zaman korkulu rüyamız olmuştur. Kimi zaman bedensel, kimi zaman duygusal, kimi zaman düşünsel bir deneyim olan acıdan uzak kalabilmek ya da onunla karşılaşmamak için farkında olarak ya da olmayarak türlü tutumlar geliştiriyoruz. Tüm davranışlarımızın, tutumlarımızın derinlerinde bir yerlerde acıdan uzak kalmak, onunla karşılaşmamak var.

Kabul etmekte zorlandığımız bir gerçek var ki, hayatı “ayıklayarak” deneyimleyemiyoruz. Doğası gereği bir çileğin rengi ile tadını birbirinden ayıramadığımız gibi hayatı da ayrıştıramadan, bir bütün olarak deneyimliyoruz. Bu yüzden acıdan kaçmak demek, hayat deneyiminden kaçmak anlamına geliyor. Ölmemek için yaşamamak gibi…

Fiziksel, duygusal ya da düşünsel bir acı yaşadığımız esnada o hissin sona ermesini her şeyden çok istiyoruz. Bu yüzden, kendimizi uyuşturmak ya da acıyı inkar etmek gibi kısa yolları kullanmak kolayımıza geliyor. Kafamızı kuma gömüyoruz ve “iyi hissetmeye” kendimizi ZORLUYORUZ.

Acı anında iyi hissetmenin bir kısa, bir de uzun yolu var.

Kötü alışkanlıklarla kendimizi uyuşturduğumuz, dikkatimizi başka şeylere dağıttığımız ya da “iyi hissetme aktiviteleri” ile kendimizi iyi olduğumuza inandırmaya zorladığımız yollar kısa yollar bizim için. Bu seçenekler haz alma etkisi üzerinden acımızın üzerine perde örten, “beni görmeden geçip gider belki” umuduyla onu kandırmaya çalışırken aslında kendimizi kandırdığımız yollardır. Etkisi çok kısa sürer ve ardından daha derin bir seviyede kötü hissederiz kendimizi. Çünkü haz etkisi sağlayan yöntemler iyileştirmez. Ağrı kesicilerin dişimizdeki iltihabı iyileştirmediği gibi… İltihap arka planda büyümeye devam eder.

Haz etkisinde olmakla iyi hissedebilmenin yolları işte böyle ayrılır. İyi hissetmenin uzun fakat etkili yolu, acının içinden geçerek iyileşme sürecini deneyimlemektir. Kısacası iyileşme sürecinde acı bize eşlik etmeye devam eder, fakat süreç ilerledikçe acı yerini sükunete, dönüşüme ve iyi hissetmeye bırakır.

“Acı”dan “iyi hissetme”ye varan uzun ince bir yoldaysak eğer, oraya nasıl varılır?

Acı, insan oluşumuzla, dokunduğumuz, yarattığımız her şeyle bağlantılı bir kavram. İstesek de istemesek de hayatımız sona erene dek değişen acılar yaşayacağız. Bu yüzden karşılaştığımız acılardan kıvrak fakat sonuç getirmeyen hareketlerle kaçmaya çalışmak ve her seferinde daha çok ortasına saplanmak yerine, acı veren süreçleri nasıl yöneteceğimize dair bir yol haritası oluşturabiliriz.

Acının gözlerine bakmak

İyileşme sürecinde;

  • Acı çektiğimizi kabul etmek, onu yargılamamak
  • Korkularımızı, kaygılarımızı fark etmek ve bunların acımızı büyüttüğünü görebilmek
  • Gerçekçi bir tutum ile iyileşmek için ihtiyacımız olan bedensel, zihinsel ve duygusal araçları belirlemek (bu kısımda uzmanlar eşliğinde çalışmak, kalıcı bir iyileşme için önemlidir)
  • Belirlediğimiz iyileşme protokolümüze uymayı adım adım denerken, her bir günü acı ile birlikte, çektiğimiz acıyı hissederek “ELİMİZDEN GELDİĞİNCE ve KENDİMİZİ ZORLAMADAN” yaşamımıza devam ederek gerçekleştirebiliriz.

Bedensel bir hastalık, ayrılık, kayıp ya da varoluşsal acılarımız… Acının kaynağı ne olursa olsun, en çok zorlandığımız kısım önce acı ile bağlantılı korkularımızla yüzleşmek ve sonra da acıyı hissederken gündelik hayatımıza devam etmektir. Bu “acı ile birlikte devam” hali, acıyı yaşayarak tüketmemizi, içinden geçmemizi, bizi dönüştürmesine izin vermemizi sağlar. Acıdan sebep bir yere saplanıp kalmamızın önüne geçer. Bu yüzden öldürmeyen acı, onun içinden geçerek iyileştiğimizde bizi güçlendirir.

Görüşmek üzere!

Podcast: https://open.spotify.com/show/5XcrUhalwMAtftadMNcOKW?si=a297fe9cc28e41e8

www.iremturan.com

Instagram: https://www.instagram.com/iremturan_com/?hl=tr

İlginizi çekebilir: “Çünkü”lerimizin ardında neler saklıyoruz?

İrem Turan: Sağlıklı yaşam ve motivasyon koçu. Eski bir beyaz yakalı. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenim gördükten sonra İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji alanına yöneldi. İlaç sektöründe vitamin, mineral ve özel takviyeler gibi pek çok ürün ve marka yönetti. Bu süreçte metabolizma, hastalıklar, tedavi protokolleri ve tamamlayıcı tıp alanlarındaki eğitimlerde sağlığa ve insan bedenine bakışı değişti. Fonksiyonel tıp ile birlikte mindfulness, bilişsel davranışçı terapi, nörobilim, sosyoloji, psikoloji ve felsefe alanlarından faydalandığı kendi protokollerini uyguluyor. Zihin-beden-duygu üçgeni çerçevesinde daha iyi bir yaşama ulaşmak isteyen danışanların hayatına dokunuyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale