X

Olduğun gibi olabilmenin gücü: Gerçek “sen” nerede?

Bazen kusurlu görünürüz, sadece olduğumuz gibi olduğumuzda. Sadece kendimiz olduğumuzda, “diğerlerinden farklı” diye nitelendiriliveririz. Kim belirler “normal” olanı veya “olması gereken” durumu? “Kime göre iyi, kime göre kötü?” diye sormamız gerekir, gerçekten “beklentiyi” karşılamıyoruz diye, örneğin belirli bir yaşta evlenmiyoruz diye, çocuk sahibi olmuyoruz diye, belki yüksek bir kariyeri bırakarak dünyayı geziyoruz diye, büyük bir şehirden her şeyi bırakıp daha küçük bir yere ve hatta bir köye taşınıyoruz diye, “kendimiz” gibi oluyoruz diye, yani sadece içimizden geleni yapıyoruz diye başarısız mı oluruz?

Kendimiz gibi olmak muhteşem bir özgürlüktür, yaradılışımız itibarıyla sadece “olduğumuz” gibi geliriz bu hayata “başkası” bizi beğensin başkası bizi sevsin veya amaç yaptığımız şeyin bir başkasının hoşuna gitmesi değildir. Yol sadece bizim için atanmış bir yoldur, fakat bizler bu “saf” gerçeği büyüdükçe daha çok unutmaya başlarız… Çocukluğumuzu hatırlayalım, hiçbir çocuğun “beni beğensinler” diye yürümeye çalıştığını gördünüz mü? Bu çalışmalarında düştüğü zaman “aman ne düşünürler” diye üzüldüğünü gördünüz mü? Yeniden ayağa kalktığında ve yeniden denemek gücünü bulduğunda “benimle arkadaş olsunlar” diye yeniden düşeceğini bilse de adım atmaktan korktuğunu gördünüz mü?

İşte bizler sadece çocuk olduğumuz zamanlarda, yani toplumun “ne düşünürler, nasıl görürler” kaygıları olmadan, olağan  dışı olan henüz bize dayatılmamışken bu derece sınırsız düşünürüz. “Diğeri” ile ilişkili kaygılar gütmeyiz, fakat sonrasında “kendimiz” olmak yerine “beğenilen” olmak her daim ön plana geçmeye başlar…

İlk ergenlik dönemimizde beğenilmek isteriz, sonra anne ve babamızın beklentilerini karşılamak isteriz, daha sonra büyüdükçe yine tüm toplumun beklentilerini karşılamak isteriz. Ve bu kadar çok beklenti arasında dönüp sormayı unuturuz o sihirli soruyu, “ben ne istiyorum”? “Bugün, tam şu anda herkesten ve her şeyden bağımsız olarak ben ne istiyorum, ben kim olmak istiyorum, ben nasıl bir hayat yaşamak istiyorum, ben bu hayata ne kazandırmak istiyorum, etrafımda tek bir insan kalmasa da o sayıca yüksek arkadaşlarım yarın yanımda olmasa da ve hatta anne ve babam bana tamamen arkalarını dönseler ve hiç kimsenin onayına sahip olmasam da ben ne olmak, ne yapmak ve nasıl yaşamak istiyorum?”

Bu noktada gerçek “ben” başlar; bu soruları bir kere kendimize yönlendirdiğimizde kendimizle baş başa kalıp da olası cevaplarını düşündüğümüzde artık hayatımız tamamıyla evrilmiş olur. Artık o “eski” versiyonumuza dönemeyiz, çoktan yepyeni bir bahçeye ulaşmak gibi yepyeni bir kıtaya adım atmak gibi yepyeni bir “farkındalık” seviyesine adım atmış oluruz.

Kendimden basit bir örnekle açıklamak istiyorum, evliliğimin henüz resmi olarak bitmediği fakat ayrılmak sürecimin gerçekleştiği dönemde çokça düşüncem vardı; “diğerleri” ne diyecekler, toplum ne diyecek, annem ve babam ne diyecek, arkadaşlarımı kaybedeceğim ve en önemlisi çok sevdiğim bir adamı nasıl kaybedebileceğim? İşte bu soruların hiçbiri aslında ego kaynağından kurtulup her şeyden ve herkesten bağımsız olarak kendime soramadığım o soruya beni götürmüyordu. Dünyayı ve hayatı suçluyordum, haksızlığa uğradığımı ve hayatımın bittiğini düşünüyordum…

Sonra bir gün sadece şu soruyla yüz yüze geldim “ben ne istiyorum”? Gerçek Pınar kim ve bu dünyaya neden geldi? Sadece bir evliliğin bitmesi ile hayatı bu kadar “anlamsız” olabilir mi? Veya bir adamın aldatmak eylemi ile karşılaşmış olmak “Pınar’ın kim olduğu” gerçeğini ve en önemlisi bu can-ım dünyanın bir parçası olduğu gerçeğini değiştirebilir mi?

Bunları düşündüğümde sonsuz bir huzur beni karşıladı, o an bildim ki yaşananlar sadece çok uzun bir yolun parçası ve önemli olan ise her ne olursa olsun her ne kaybedilirse edilsin veya yolda ne değişirse değişsin yine “kendi” gibi olabilmek. Ne istediğini, hayattan ne beklediğini ve kim olduğunu yine değiştirmeden (veya değişiyor ise de gerektiği değişiklikler ile örneğin asabi bir insandan sakin bir insan olabilmeye geçiş) hayata yansıtabilmekti… Ve her ne koşulda olursam olayım, toplum “iyi” derse de, annem üzülse de babam istemese de ve hatta tüm arkadaşlarımı kaybetsem de kendim olabildiğim şekilde davranabilmek ve hayatı kendim gibi “gerçek ben” olarak, önce kendime sonra etrafımdaki herkese son derece dürüst olarak yaşayabilmek…

Gün gelip de hepimiz bir vicdan muhasebesi ile baş başa kalacağız. Bu bazılarımız için beş yıl alacak, bazıları için iki yıl veya bazılarımız içinse bir saatte gerçekleşecek belki… Ama bugün bu yazımı okuyorsanız kendinize sormanızı diliyorum, bugün verdiğiniz kararlarda, yaşadığınız kişi olarak günlük seçimlerinizde ve hayata kattığınız her anda “gerçek” kişiliğinizi dışarı çıkartabiliyor musunuz? Kendinize son noktasına kadar dürüst müsünüz? Her ne olursa olsun örneğin kendinize yapılmasından hoşlanmayacağınız bir şeyi başkasına yapmamak pahasına (benim gibi) çok fazla sevdiğiniz birinden vazgeçip “kendime dürüst” olamayacaksam bu “güzel” değildir diyebiliyor musunuz?

Siz hayatınızda “gerçek” bir “ben” yansıması görebiliyor musunuz? Bunun için sadece bir sihirli soru yeterli; eğer cesaretiniz var ise “ben kimim, ne istiyorum, hayatımı nasıl yaşamak istiyorum ve neden buradayım”?… Bu sadece bir tesadüf olamaz!

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale