Hepimiz bunu yaşamışızdır: Bazen öfkeye yenik düşersin ve ondan hızlıca kurtulamazsın. Zihindeki bu duygusal dalgalanmaları yönetmek ve nedenlerini keşfetmek, insanlar arasında merak konusu. İşte yoganın temel ilkelerini uygulamakla ilgilenen meraklı yogiler de, bu varoluşsal soruyla yakından ilgileniyorlar. Çünkü yoganın, öfke gibi yüksek yoğunluklu duygular arasında gezinmeye ve dengeyi korumaya yardımcı olabilecek bir felsefesi var.
Yoga felsefesi ve öfke
Yoga felsefesine göre (Hint felsefesi) yaşamın, doğanın içerisinde “tamas, rajas ve satva” olmak üzere üç nitelik vardır. Bunlara “guna” adı verilir. Gunaların her biri, aşağıdaki kısa özetlerinden çok daha fazlasını kapsar, ancak bu kavramları kısaca şöyle açıklayabiliriz:
- Rajas: Enerji, aktivite, tutku, ajitasyon ve hareketi kapsar.
- Tamas: Karanlığı, ağırlığı, tembelliği, istikrarı ve önemliliği sembolize eder.
- Sattva: Işığı, dengeyi, uyumu, farkındalığı ve sağlığı temsil eder.
Öfke, yoga teorisine göre, güçlü rajasik enerjinin baskınlığından kaynaklanır. Rajasik enerji önemlidir, çünkü onsuz hiçbir eylem olmaz ve çok az şey başarılabilir. Bununla birlikte, çok fazla rajasik enerji saldırgan davranışa, eleştiriye, düşmanlığa, nefrete, sabırsızlığa, öfkeye, dargınlığa, şiddete ve öfkenin diğer birçok olumsuz dışavurumlarına yol açabilir.
Öfke, uygun şekilde ifade edildiğinde ve ele alındığında faydalı olabilirken, kontrol edilemediğinde sadece zihni değil, fiziksel bedeni ve ilişkileri de olumsuz etkiler. Vücudu stres hormonlarıyla dolduran “savaş ya da kaç” tepkisini tetikler ve kontrolsüz öfkenin uzun vadeli fiziksel etkileri arasında kaygı, depresyon, yüksek tansiyon, baş ağrısı, kalp krizi ve azalmış bağışıklık tepkisi bulunur.
Yoga öğretisi, yukarıda da kısaca değindiğimiz gibi, öfkenin ana nedenini “engellenmiş veya yerine getirilmemiş arzular”a bağlar. Gerçekleştiremediğimiz arzular engellendiğinde öfkeleniriz. Veya biri bizi çok kızdırdığında, başka kimsenin bu kadar kızdıramayacağını düşünürüz. Ama bu, mümkün değildir. Çünkü öfke, her zaman içeriden yükselir. Öfkeyi kontrol etmenin en yaygın yogik yöntemi ise öfkenin tersi duyguların üzerine meditasyon yapmaktır. Peki öfkenin zıttı olan duygular nelerdir? Neşe, sabır, sevgi, şefkat ve barış… Yogaya göre, öfkeyi yenmenin yolu onu bastırmak değil, karşıtına dönüştürmektir. Bunun üzerine tekrar tekrar çalışarak giderek daha iyi hale gelinebilir. Yani yoga, “Öfkeni bastır” demez; “Öfkeni karşıtına dönüştür ve onu yücelt” der. Hatta öfkemizi yönelttiğimiz kişiye karşı, yapmak istediğimizin tam tersini yapmamızı söyler. Sadece öfkenin tersi duyguları düşünmemizi değil, zıt eylemi de yapmamızı önerir. Bunu tekrar tekrar yapmak, öfkenin enerjisini tersine çevirir. Başlangıçta yıkıcı olan duygu, sonunda yapıcı ve olumlu hale gelir.
Öfkeyi yönetmek için yoga felsefesi nasıl kullanılır?
Öfke evrensel bir duygudur ve yukarıda tanımladığımız rajasik enerji de doğuştan gelir. Bu nedenle, kontrolden çıkmadan önce öfkeyle baş etmenin ve onu yönetmenin sağlıklı yollarını geliştirmek önemlidir. Sizin için hangisinin işe yaradığını keşfetmek için aşağıdaki yogadan ilham alan stratejileri deneyebilirsiniz.
1. Svadhyaya: Öfkeli hissettiğinizde kendi üzerinize çalışın
Öfkeyi yönetmenin ilk adımı, ne zaman öfkeli hissettiğinizi fark etmek için kendi kendine çalışma yapmaktır. Önce bu duyguya tanıklık edin, ardından ayrıntılara dikkat etmeye başlayın. Öfkeyi neyin tetiklediğini ve neyin değiştirebileceğini düşünün. Eğer mümkünse, öfkenin size hissettirdiklerini ve tepkilerinizi not etmek üzere bu deneyimle ilgili bir günlük tutun. Bunu yapmak kendinizin daha fazla farkında olmanıza ve duygularınızın nedenlerini anlamanıza yardımcı olur. Öfkenizin kaynağını veya nedenini belirledikten sonra, duygularınızı yönetebilir ve sakinleşmek için farklı stratejiler kullanabilirsiniz.
2. Saucha: Öfkenizi serbest bırakmak ve vücudunuzu içten dışa dengelemek için temiz beslenin
Ayurveda, duyguları yönetmeye yardımcı olacak başka bir yoga uygulamasıdır. Temiz ve sağlıklı beslenme pratiği yaptığınızda, yiyeceklerin vücudunuzu ve duygularınızı nasıl etkilediğini öğreten eski bir yoga felsefesi olan Saucha’yı da uygulamış olursunuz.
Pestisitler, katkı maddeleri ve koruyucularla dolu işlenmiş gıdalar vücudunuza önemli ölçüde zarar verebilir. Vücudunuzdaki zararlı elementleri ve kimyasalları detoksifiye etmek veya ortadan kaldırmak çok önemlidir, çünkü bu maddeler sizi huzursuz ve tedirgin hissettirebilir.
Kızgın yağlar, keskin baharatlar, çikolata, kahve ve et gibi yiyecekler vücudunuzun ısısını ve enerjisini artırır, bu da öfke duygularıyla bağlantılıdır. İşlenmiş gıdaları tüketmek yerine, meyve ve sebzeler gibi ruh halini destekleyen gıdaları tüketmeyi deneyebilirsiniz. 2012 yılında yapılan bir araştırma, meyve ve sebzelerin öfke yönetimine yardımcı olabileceğini göstermektedir.
3. Isvara Pranidhana: Kendinizden daha büyük bir şeye inanın
Öfke, iyi bir öğrenme kaynağı olabilir ve bize gölge taraflarımıza dair farkındalık getirebilir. Dalai Lama, şöyle diyor: “Bilinçaltındaki öfkeyi, farkındalığın olmaması ve gerçekliğin aktif bir şekilde yanlış yorumlanması olarak tanımlayabiliriz.”
Dolayısıyla, öfkeye derin bir farkındalıkla yaklaşıldığında, ruhumuzun derinliklerini keşfetmemize ve zihnimizin “gerçeklik” olarak inşa edebileceğinden daha büyük bir şeyle ilişki kurmamıza yardımcı olacak bir sıçrama tahtası görevi görebilir. Isvara Pranidhana‘yı uygulayarak, daha yüksek bir varlığa teslim olabilir veya daha yüksek bir gücü tefekkür ederek, öfkeyi bir öğrenme yeri haline getirebiliriz.
4. Asana: Durumu tersine çevirin ve öfkeyi yeni bir açıdan ele alın
Vücudumuz, aynı anda hem gevşeyip hem de gergin olamaz. Yani öfkeli olduğunuzda rahatlamak için bağırmanız, nadiren bu duyguyla mücadelede işe yarar. Bu noktada, en sevdiğiniz ve biraz zorlayıcı olan yoga asananızı uygulamak, öfkenizi serbest bırakmanın en hızlı yollarından biri olabilir. Örneğin “Bakasana” (Karga Duruşu) veya “Sirsasana” (Ayak Duruşu)‘da, denge sağlamaya çalışırken sinirlenmek zordur. Öfkeli hissettiğinizde 30 saniye ile 1 dakika arasında bu yoga pozlarından birini deneyin ve dünyanın farklı görünmeye başladığını fark edin.
5. Pranayama: Bedeni dengelemek ve gerginliği serbest bırakmak için nefes alma teknikleri uygulayın
Asana pratiği belirli durumlarda yardımcı olabilirken, sadece amuda kalkmanın işe yaramayacağı zamanlar da vardır. Böyle anlarda, sinir sistemini sakinleştirmek ve öfke kaynaklı gerginliği serbest bırakmak için farklı nefes pratiklerinden oluşan pranayama teknikleri uygulayabilirsiniz. Ancak deneyeceğiniz pranayamanızı akıllıca seçin. Örneğin, Kapalbhati Pranayama daha fazla ateşi ve rajasik enerjiyi teşvik eder. İşte sakinleşmek için kullanabileceğiniz Pranayama tekniklerinden birkaçı:
- Diyafram nefesi: Bu, uygulaması en kolay nefes egzersizlerinden biridir. Diyafram nefesi için derin nefes alırken, göğüs bölgesi hareketsiz kalmalı ve karın bölgesi yükselip alçalmalıdır. Stresi azaltır, gevşemeyi destekler.
- Alternatif burun deliği solunumu: Nadi Sodhana Pranayama yani alternatif burun deliği nefesi, bir burun deliğini kapatmak ve diğerinden nefes vermek için parmakları kullanmakla ilgilidir. Bu da yine sakinleştirici ve dengeleyici bir nefes egzersizidir.
- Arı nefesi: Bhramari Pranayama olarak bilinen arı nefesi, nefes verirken uğultulu bir ses çıkarmakla ilgilidir. Bu tarzda, her iki burun deliğinden yavaşça derin bir nefes alınır, nefesi alırken boğaz kullanılarak arı vızıltısına benzer bir “mmm” sesi çıkartılır; aynı şekilde iki burun deliğinden nefes verilir. Bu nefes egzersizinin genelde 5-10 kez yapılması önerilir.
Yoga öfkeye iyi gelir mi? Evet; yukarıdaki tüm bu yoga uygulamaları, öfkeyi yönetmenin ve onunla başa çıkmanın etkili yolları olabilir. Bunlarla birlikte düzenli bir uyku rutini oluşturmak da duygularınızı yönetmenize ve dengelemenize katkı sağlayacaktır…
İlginizi çekebilir: Regl sancılarınızın hafiflemesine yardımcı olacak yoga pozları
Kaynaklar: doyou, yogapose