X

Öfkeye kulak vermek: Öfke size dair çok şey anlatır

Öfkeyle kalkan zararla oturur.
Keskin sirke küpüne zarar.
Öfkede akıl olmaz.
Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır.

Ne çok atasözümüz var öfkeyi anlatan. Alt mesaj, “Aman dikkat et, kaçın, zarar verir, aklını alır, utandırır, pişman olursun.” Peki, gerçekten kaçmalı mıyız öfkeden, bizi öfkelendirebileceklerden?

Öfke ne güçlü bir his!
İliklerine kadar hissettirir geldiğinde…
Dumanlar çıkar burun deliklerinden.
Ateş toplarına dönüşür gözler.
Ağızdan yakan, kavuran alevler fışkırır.
Eller ve ayaklar sivri ve keskin pençelerdir artık.
Önüne çıkanı yakar yıkar.

Gözünde nasıl bir varlık oluştu bilmiyorum… Benimki güçlü, dikenli, kıpkırmızı ve hatta yer yer kapkara, kocaman bir canavar. Alâeddin’in lambasından çıkan cin gibi dev ama korkunç. Hiç sempatik değil. Ve dileklerimi oluşturmaktansa yok ediyor!

Ya sen öfkeni düşündüğünde ne geliyor aklına? Nasıl bir şeyler oluşuyor zihninde?
Herkesin öfkesi başka renk, başka doku.
Tanıman gerek öfkeni, ağzında bıraktığı tadı bilmen,
Gelmekte olduğunu fark edebilmen gerek.
Çünkü dost olman gerek öfkenle.

Ah Allahım… Ne dostluğu!
“Kaçıp kurtulmam lazım bu his beni yiyip, bitirip bir canavara dönüşmeden” ya da “Ne yapalım, ben böyleyim, saman alevi gibi öfkelenirim ve sonra dinerim” diyenlerdensen seni öfkenle tanışmaya davet ediyorum.

Öfke bana beni anlatır

İş hayatım, okul hayatım, sosyal hayatım, kendimle ilişkim, bir de dünyada olup bitenler beni sürükleyip oradan oraya savurabilir.

Ekonominin gidişatı, istismar haberleri, market kasasında sıra beklerken aceleni hiçe sayan kasiyer, trafikte sinyal vermeden önünüze kıran minibüs şöförü, iş yerinde günaydın demeye zorlanan ekip arkadaşın, ne yapsan eleştirecek bir şey bulan annen/baban, tam oturup dinlenecekken yapılacaklar listesiyle başında beliren eşin, arkadaşını değil ama seni her seferinde uyaran öğretmenin, mesajlarına yanıt vermeyen sevgilin, sana haber vermeden buluşan arkadaşların, kirli çoraplarını koltuğa sıkıştıran çocukların, eve girmek üzere kapıyı açarken kırılan kilit, koca pizzayı gluten, laktoz takmadan mideye indiren sen…

Bir nefeste aklıma gelen senaryolar, ki eminim daha ‘renkli’leri de vardır, bir anda öfke bulutunun içine sokuyor bizi; üstüne düşünmeye devam ettikçe derinlere ulaşıyor ve o ‘sevmediğimiz’ canavarı ortaya çıkarıyor…
Halbuki ne olurdu her şey istediğim gibi gitse?
Bu kadar zor mu günaydın demek ya da bana haber vermek ya da kurallara uyarak araba kullanmak?

Zor değil elbet!

Resme baktığımız yerde sıkıntı var. Merkeze kendini koymak ve herkesin bize karşı davrandığını varsaymak sıkıntı! Şu koca dünyada zannettiğimiz kadar da önemli değiliz! Ve bunu sık sık unutuyoruz. Her olan bitene kendimizi merkeze koyarak baktığımızda yaralı tarafımız sahneyi ele geçiriyor ve o ana uygun bir senaryo yazıyor; ya kurban oluyoruz ya değersiz. Bizim senaryomuz gerçekmiş gibi etkiliyor bizi, ruh halimizi, bedenimizi. Belki çok klasik gelecek ama herkes kendi dünyasında, kendi mücadelesini veriyor ve çoğu zaman senin farkında bile değil! Bunu kabul etmek ve sık sık hatırlatmak gerekiyor kendine.

Her his geçer… Geçmediği olmadı!

Öfke de diğer hislerimiz gibi bedende karşılığı olan bir his. Ve izin versek şiddeti de kendisi de azalarak gider; her şey gibi. Ama çoğu zaman biz o hissi düşüncelerimizle besliyoruz. Haklı olduğumuzu tekrar tekrar kendimize anlatarak öfkeyi canlı tutuyoruz. Öfkelenmeyeceğim dediğimizde bile öfke canlı.

Tanıdığın öfkeli birini düşün şimdi. O kişi öfkeli mi yoksa belli durumlarda öfkeleniyor mu? Öfkeli etiketi tehlikeli çünkü genelleme yapıyor ve sanki kişi sürekli öfke hissediyormuş algısı yaratıyor. Durum ile kişiyi ayırmak gerektiğini unutmayalım.

Öfke maskedir.
Dedim ya öfke bize bizi anlatır çünkü güçlü bir maskedir aynı zamanda. Zayıflıklarımızı, kırılganlığımızı, hüznümüzü, hayal kırıklıklarımızı maskeler. Görünmez sanırız o kırılgan tarafımız, dünyaya öfkemizi püskürttüğümüzde.
Her ne zaman öfkeleniyorsan sor kendine:
Bana ne oluyor?
Neden korkuyorum?
Gerçekten ne hissediyorum?
Altta yatan ne var?
Ona temas edebilirsem, onu kabul edebilirim. Ve sonra diner öfkem, sakinleşirim.

Öfke, Ateşi Söndürmek için Bilgelik adlı kitabında Thich Nhat Hanh öfke hissettiğimizde her seferinde kendimize dönmemiz gerektiğini söylüyor: “Evini biri ateşe verdiğinde ilk işin ateşi söndürmek olur, o kişiye haddini bildirmek için peşinden koşmak değil” diyor.

Peki nasıl söner bu yangın?

Bilinçli nefes pratikleri her zaman işe yarar. Nefesin hareketini takip etmek, bedeninde gerginlik hissettiğin yerlere farkındalığını getirerek oralara nefes yollamak gevşemeyi destekleyecektir.

O kadar olumsuz atasözüne ek olarak karşıma çıkan tek olumlu atasözü “Öfke baldan tatlıdır” ile bitiriyorum. Baldan tatlı olabilir doğru bir araç olarak kullanırsam, bir bebek gibi onu kucaklarsam, dinlersem, yargılamazsam, gelmekte olduğunda onu bastırmaz, susturmaz ve neye ihtiyacı olduğuna bakabilirsem…

İlginizi çekebilir: Sizi sabote eden iç seslerinizle tanışmak ister misiniz?

Aylin Geron: Ben Kimim? Yaşam boyu öğrenci, öğretmen, eğitmen, koç, danışman, mentör, yazar FMV Özel Işık Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Mezunuyum. Lisans eğitiminden sonra Sabancı, Harvard, Universiteit Leiden gibi seçkin kurumlardan eğitimler aldım. Detayları https://aylingeron.com/hakkimda/ bulabilirsiniz. Hayatıma yön veren en önemli değerlerden biri fayda sağlamak. Öğrenciyken arkadaşlarıma, çevremdeki çocuklara öğrendiklerimi paylaşarak başladım. Mezunu olduğum okula İngilizce öğretmeni olarak geri döndüğümde de çocuklarla ve gençlerle birlikte bu değerimi yaşatmaya çalışıyorum. Onlara fayda sağlarken ben de onlardan çok şey öğreniyorum. Her zaman öğrenmeye, değişime, yeniliğe meraklı ve hevesli oldum. Kendimi tanıma yolculuğuna çıkışım özgürlüğe verdiğim önemi ve yaşam tutkumu fark ettirdi: Öğrenme aşkı. Gençlerle öğretmenlikten öte bir yerlerde buluşma arzum ile önce 201eğitim ve öğrenci koçluğuna yöneldim. Ebeveyn koçluğu, DEHB koçluğu, mindfulness derken bilinçdışı ve Jung koçluğu ile tanıştım. Halen çocuklarla, gençlerle, ebeveynlerle ve hayatına değişim getirmek isteyen insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum. Ben büyürken çevremi de büyütmek.. İşte mottom! İletişim: aygeron@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale