X

Öfkene kulak ver, senden yardım istiyor olabilir!

“Ekita, eski teknesini balık sezonuna hazırlamak için, bütün bir ay boyunca çok çalışıp, çok yorulmuştu, işini bitirdiğinde tekne öyle güzel olmuştu ki bakmaya doyamıyordu.

Nihayet tekneyi suya indirme zamanı gelmişti. Tekneyi suya indirdi. Nehir boyunca yavaş yavaş seyrediyordu ki sislerin arasında tam da kendine doğru gelen, ışıklarını yakmamış başka bir tekne gördü. Ekita bağırmaya başladı: ‘Hey oradaki! Teknenin yönünü değiştir. Üzerime doğru geldiğini görmüyor musun?’ Ama cevap gelmedi. Daha da yaklaşınca teknedeki adamın baygın olduğunu görebildi.

Sarhoşun tekidir diye düşündü ve korkunç bir öfkeye kapıldı. Hep aynıydı! Bazıları çalışıp çabalarken diğerleri sadece eğlenmeye bakıyor, sarhoş oluyor, sızıyor, sebep olabilecekleri kazaları hesaba katmadan hareket ediyor, emeğe saygı göstermiyordu. Ekita bunca zamanı çalışıp çabalayarak geçirmişti ve şimdi bütün emeği bu salak teknesinde sızdı diye heba olacaktı!

Tekne daha da yaklaştı. Sızmış adamın üzerinde kahverengi, kaba kumaştan bir giysi olduğunu görebiliyordu. ‘Biliyordum! Yine o keşişlerden biri!’ Ekita daha da kızmıştı. Hayatlarını Tanrı’ya ve yüksek amaçlara adamış gibi yapıp aslında tüm zamanlarını şarap içerek ve insanların hayatlarını ve teknelerini tehlikeye atarak geçiren bu adamlara sövüp saymaya başladı. Ekita artık öfkeden kendinden geçmişti.

İçinde din adamlarına, yoluna çıkan düşüncesiz insanlara, haksızlığa ve bir dolu başka şeye karşı duyduğu bütün öfke patlamıştı.

Yavaşça ona doğru gelen tekneyi itmek için küreğiyle hazır bekliyordu. Tekne ters dönerse de dönsündü, umurunda değildi. O sarhoşu nehrin dibine göndermeye hazırdı! Bunu hak etmişti! Tekne kürekle vurulacak kadar yaklaştığında Ekita teknede ESKİ BİR TAHIL ÇUVALINDAN başka bir şey olmadığını fark etti.

Ekita küreğini yere bıraktı. O kadar kızmış, kendini o kadar çok öfkeyle doldurmuştu ki kendini bir KURBAN gibi hissetmişti. Ve bütün bu öfke aslında nehrin sürüklediği BİR ÇUVAL TAHILDI.”

Shiatsu’da karaciğer ve safra kesesi meridyeni öfkeyle ilişkilendirilmektedir. İstemediğimiz bir şey olduğunda bacaklarımızı, dişlerimizi sıkarız. Öfke, korku, üzüntü, ifade edilmemiş tüm duygular, bedenimizde kayıtlı olarak kalır.

Karaciğer meridyeni, gövdenin sağ tarafında karaciğer alanında başlar, bacaklara doğru devam ederek bacak iç yanlarından ilerleyip ayak başparmağına gelir.

Bedenimizde karaciğer meridyeni.

Safra kesesi meridyeni, yüzden ve kulaklardan zikzaklar çizerek gövdenin ön bölgesinden geçer, bacak yanlarından devam ederek ayak 4.parmağa gelir.

Bedenimizde safra kesesi meridyeni.

Karaciğer ve safra kesesi meridyenine yönelik yoga duruşları, Shiatsu uygulaması veya kasıldığını hissettiğimiz yerlere kendi kendimize parmakla basınçlar uygulamak sıkışmış duygulardan kurtulmamıza destek olur, öfkemizi yatıştırır.

3 dereceli urdhva mukha svanasana (Yukarı bakan köpek duruşu)

Herbirimizin vücut esnekliği farklı olduğu için kendi esneme sınırlarımızda nefes alıp vermeye devam ederken aşağıdaki hareketleri yapabildiğimiz kadar uygulamak öfkeyi hareketle yatıştırmamıza yardımcı olmaktadır, karaciğer ve safra kesesi meridyeni akışını kolaylaştırmaktadır.

1. derece urdhva mukha svanasana
Birinci derece urdhva mukha svanasana

Yüzükoyun uzanırken, eller gövde yanlarına çekilip, el parmakları açık olacak şekilde, ellerde el bileklerinden değil, el parmakları ve el ayasından destek alınarak gövde yerle yaklaşık 30 derece açılı olarak hafifçe yukarı kaldırılır, kollar dirseklerden hafif bükülü, 4 nefes burada beklenir, yavaş yavaş tekrar yüzükoyun duruşa dönülür.

2. derece urdhva mukha svanasana:
İkinci derece urdhva mukha svanasana

Yüzükoyun uzanırken, eller gövde yanlarına çekilip, el parmakları açık olacak şekilde ellerde el bileklerinden değil, el parmakları ve el ayasından destek alınarak gövde yerle yaklaşık 50 derece açılı olarak hafifçe yukarı kaldırılır, boyun ve kafa yavaşça arkaya doğru esnetilir, 4 nefes burada beklenir, yavaş yavaş tekrar yüzükoyun duruşa dönülür.

3. derece urdhva mukha svanasana:
Üçüncü derece urdhva mukha svanasana

Yüzükoyun uzanırken, eller gövde yanlarına çekilip, el parmakları açık olacak şekilde ellerde el bileklerinden değil, el parmakları ve el ayasından destek alınarak gövde yerle yaklaşık 60 derece açılı olarak hafifçe yukarı kaldırılır, boyun ve kafa yavaşça arkaya doğru tamamen esnetilir, 4 nefes burada beklenir, yavaş yavaş tekrar yüzükoyun duruşa dönülür.

İlginizi çekebilir: Kalbim nerede: Kalp meridyenime nasıl ulaşabilirim?

Kaynaklar:
Masal Terapi. Judith Malika Liberman
chiro.org
sites.google.com

Emsal Salık: Tıp doktoru, Histoloji-Embriyoloji Uzmanı, Klinik Ayak Refleksoloji Uzmanı, Shiatsu Uzmanı, bass gitaristim. Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi mezunuyum. Artı Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Kayropraktik Yüksek Lisans. Çocukluğumdan itibaren günde 20-40 dakika arası spor hayatımın bir parçası. İlgi alanlarım Yoga, Ayak Refleksoloji, Shiatsu, Medikal QiGong, Kayropraktik, Tae-Bo, Şema Terapi, kitap okuma, kendini geliştirme. emsalbass@gmail.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale