X

Ofiste üretkenliğinizi artıracak Feng Shui öğretileri

Ofis için Feng Shui

Feng Shui, insanın özünde bulunan yaşan enerjisi olarak tanımlanan “chi”nin serbestçe dolaşabilmesi için, fiziksel dünyada tüm nesnelerin bir düzene göre yerleştirilmesini ön gören antik bir Çin geleneğidir. Son yıllarda ev dekorasyonunda Feng Shui öğretilerinden yararlanmak son derece popülerdi. Birçok iç mimara ve tasarımcıya da ilham veren bu antik öğretiyi ofis hayatınızdaki üretkenliği artırmak için de pek ala kullanabilirsiniz. İşte iş hayatınızda fark yaratacak ve çalışma alanınızı bambaşka bir enerji akışına kavuşturacak ofis için Feng Shui öğretileri:

Chi, Çin mitolojisinde kaynağı bilinmeyen mutlak gücü ifade eder

Chi nedir?

Öncelikle antik Çin kültüründe “yaşamın özü” olarak kabul edilen Chi enerjisinden bahsedelim. Chi’yi tüm yaratılmışların özünde bulunan ve kaynağı tam olarak açıklanamayan yaşam enerjisi olarak tanımlayabiliriz. Bu kavramı “kozmik soluk” olarak tanımlayanlar da var. Tüm canlıların ve cansız varlıkların içinde yer alan ve evrendeki sonsuz dengenin temelini oluşturan “chi” aynı zamanda evrenin sahip olduğu kusursuz dengenin arkasındaki güç olarak kabul ediliyor. İşte Feng Shui öğretisi de bu kusursuz enerji döngüsünün kusursuz sürekliliğini sağlamaya ve kişinin daha iyi yaşamasına katkıda bulunuyor.

Ofis için Feng Shui’ye başlama rehberi

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Feng Shui’de esas olan, kozmik enerji chi’nin bulunduğunuz mekanda rahatça dolaşıp sizinle bir bütün olabilmesidir. Bu yüzden Feng Shui öğretilerine başlamadan önce çalıştığınız mekanın alabildiğince sade olması ve aşağıdaki kriterleri karşılaması son derece önemli:

Her şeyden önce fazlalıklardan kurtulmalısınız

Değişime soluduğunuz havadan başlayın

Ofislerde yaşanan enerji düşüklüğünün en önemli sebeplerinden biri de solunan havanın kalitesizliğidir. Onlarca kişinin nefes alıp verdiği ofislerde hava inanılmaz bir hızla kirlenir fakat bu havanın tazelenmesi pek de kolay değildir. Genelde yapay iklimlendirme cihazları ile havalandırılan ofislerin havası, dağ, orman, park, bahçe ve sahillerde bol miktarda bulunan negatif iyonlardan mahrum kalır. Bunu sağlamak için ofisinize bir tuz lambası yerleştirebilir ya da klimanızı iyonizerli modellerle değiştirebilirsiniz.

Işıktan beslenin

Kanadalı Feng Shui danışmanı Rodika Tchi’ye göre ışık ruhumuzu besleyen bir gıdadan farksızdır. Ve maalesef kapalı mekanlarda doğal gün ışığından mahrum kaldığımız için bu besini yeterince alamamaktayız. Danışanlarına ofis için Feng Shui önerinde bulunan Tchi, güneş alan saatlerde yapay ışıklandırmaları kapatıp stor ve jaluzileri sonuna kadar açmayı ve florasan lambalar yerine “day light” adıyla satılan güneş ışığı efekti lambaları tercih edilmesini tavsiye ediyor.

Masanızın konumun önemseyin

Ofis için Feng Shui öğretilerinin belki de en önemlisi, durduğunuz yer; yani çalışma masanızın konumudur. Mümkünse yüzünüzü içeriye girip çıkanı göreceğiniz şekilde kapıya dönün. Çünkü insanların size arkanızdan yaklaştığını bilmek, size huzursuzluk aşılayabilir. Eğer açık ofiste çalışıyorsanız veya masanızın yerini değiştirme imkanınız yoksa masanıza küçük bir ayna yerleştirmek de yeterli olacaktır.

Masanızın üzerini organize edin

Her gün kullandığınız eşyalar nedeniyle oldukça kalabalık bir görüntü yaratan ofis masanızın da Feng Shui dokunuşuna ihtiyacı var. Öncelikle masanızın üstündeki alanı 9 adet küçük kareden oluşan bir bütün olarak düşünün ve her kareyi bir Feng Shui bölgesi olarak kabul edin.

Feng Shui’ye göre ideal çalışma masası düzeni

1.Bölge: Bolluk ve refah

Bu bölge yani çalışma masanızın sol arka köşesi refah seviyenizi temsil eder. Bu bölgeye yeşil bir bitki, kristal bir biblo ya da antika bir saat gibi değerli objeler ya da bilgisayarınızı yerleştirebilirsiniz. Renk olarak da, mor tonlarını tercih etmenizde fayda var.

2.Bölge: Ün ve saygınlık

Bu bölge ün ve saygınlığı temsil eder. Toplum içinde tanınmak ve saygın bir yere sahip olmak sizin için önemliyse, masanızın bu bölgesine kartvizitlerinizi ya da aldığınız ödülleri yerleştirebilirsiniz. Diploma, plaket, sertifika ya da madalyalar bu bölgede konumlandırılması gereken objelerden.

3.Bölge: Aşk ve ilişkiler

Çalışma masanızın Feng Shui’ye göre aşkı temsil eden bu bölgesinde romantik çağrışımlar yapacak objeler konumlandırabilirsiniz. Taze çiçekler, romantik bir kar küresi ya da sevgilinize çekildiğiniz bir fotoğraf buraya yerleştirmek için ideal olabilir.

4.Bölge: Aile

Her ne kadar bir klişe gibi algılansa da çalışma masasının bu bölgesinde bir aile fotoğrafı konumlandırmak gün boyu enerjinizi yüksek tutacaktır. Ayrıca fotoğrafı doğal ahşap bir çerçeveye koymak ise enerjiyi hissetmenize yardımcı olur.

5.Bölge: Sağlık

Çalışma masanızın bu bölümünü, size hareketi ve canlılığı çağrıştırması adına boş bırakabilirsiniz. Bu alanda mavi ve yeşil tonları kullanmak size dinamizm katacaktır.

6.Bölge: Yaratıcılık

Daima açık ve bir şeyler karalamaya hazır halde duran bir not defteri ya da çizim defteri masanızın bu bölümü için son derece uygun. Yine estetik algınızı harekete geçirecek metal objeler de 6. bölgenin olmazsa olmazlarından.

7.Bölge: Akıl ve bilgelik

Solunuza baktığınızda göreceğiniz obje size gün boyu aklın ve bilgeliğin gücünü çağrıştırmalı. Yani çalışma masanızın 7. bölgesine, sevdiğiniz bir referans kitabı ya da bilge bir kişiye ait bir sözü yerleştirebilirsiniz.

8.Bölge: Kariyer

Çalışırken tam ellerinizin altında kalacak bu bölgeye, gün boyu sizi kariyer hedefleriniz konusunda motive edecek notların yazılı olduğu post-it’ler yapıştırabilirsiniz.

9.Bölge: Sosyal hayat ve seyahat

Masanızın en sağ ucunda kalan bu kısma ise sosyal hayatınıza dair fotoğrafları ya da hayallerini kurduğunuz bir tatile dair görselleri koyabilirsiniz.

Ofisinizde Feng Shui öğretileri uygulamak gün boyu enerjinizi yüksek tutar

 

Kaynak:

greatist.com

inc.com

businessinsider.com

 

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Verimli bir çalışma performansı için konsantrasyonu güçlendirmenin yolları

Japon ev düzenleme sanatı ve incelikleri

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale