Sonbaharın biz daha denize girip, güneşlenirken, ne olduğumuzu anlamadan gelmesi ile birlikte gardıroplar savaş alanına döndü, çiçekli uçuş uçuş elbiselerden, eteklerden bir anda kalın trikolara, pantolonlara geçtik.
Elbiselerin bacaklarımıza verdiği, bacaklarımızdan da ruhumuza yayılan o anlatılmaz özgürlük, pantolonlar içindeki sıkışmışlık hissine bıraktı yerini. Evet, hepsi harika görünüyor; sonbahar renkleri kadife pantolonlar, kumaşlar… Peki üzerine giydiğinde de sana gördüğünde verdiği o güzellik hissini veriyor mu? Yoksa “moda” olduğu, öyle giyilmesi gerektiği için mi giyiyorsun?
Siz de aynı şeyi hissediyor musunuz bilmiyorum: Kıyafetlerimiz, üzerimizde taşıdığımız aksesuarlar, küpeler, kolyeler, saçımızın o gün aldığı şekil tüm günümüzü, tüm ruh halimizi etkiliyor aslında. O gün giydiklerimiz ile birlikte kalıplara giriyoruz ya da özgürleşip kendimiz oluyoruz.
İnsan, içinde kendini rahat hissettiği şeyi giymeli. Evet, eşyalar, kıyafetler, ayakkabılar bize kendimizi daha iyi hissettirmek için var. Gün içinde sekiz bin düşünce geçerken beynimizden, bir de pantolonun belimizi acıtması ya da ayakkabılarımızın verdiği acı takılmamalı aklımıza. Günlerimizi sadece “güzellik standartlarına” uymak için, içinde huzursuz olduğumuz, mutsuz hissettiğimiz, kendimiz olamadığımız eşyalarla geçirmemeliyiz. Sadece bize öğretilmiş, sorgulamadan doğru olduğunu kabul ettiğimiz kalıpların içinde kalmamalıyız.
Evet, bugün İnsan Kaynakları mesleğinin de bana verdiği farklı bakış açısı ile beynimizdeki o kimin oluşturduğunu hatırlamadığımız kalıpları kıralım, mesajları değiştirelim istiyorum.
Ofiste tayt giyebilirsin: Doğru kombin için 5 öneri
Önemli olan kombin. Doğru parçalarla kombinlendiğinde tayt, hayat kurtarıcı. Öncelikle evdeki taytlarınızı bir gözden geçirin ve ofiste kullanabileceklerinizi ayırın.
- İpek bir bluz, kısa botlar ve siyah bir tayt ile şahane bir kombin yaratabilirsin.
- Bir tişört ve blazer ceket ile resmi, rahat ve şıksın.
- Sezonun trendi uzun hırkalar kendini daha konforlu hissetmen için yanında.
- Uzun, salaş trikolar ile hem şık, hemde rahatsın.
- Üçüncü kez giymeyeceğin parçalara dünyanın parasını harcamana gerek yok, bedenini tanıyıp doğru taytı bulduğunda işin çok kolay.
Bu duyguyu yakaladığında çok daha verimli çalıştığını, etrafına yaydığın enerjinin değiştiğini ve çevrendeki olumlu etkiyi mutlaka fark edeceksin. Vücudun konforlu hissettikçe, yaratıcılığın ve hayal gücün de artacak.
Toplantılara ve iş görüşmelerine tayt ile gidebilirsin
Evet, artık bilinenin aksine iş görüşmelerinde, kritik toplantılarda önemli olan senin kendini olduğun gibi ifade etmen, anlatman. Donanımlı olmak demek döpiyes takımlar, resmi kıyafetler, üzerinde eğreti duran parçalar demek değil.
İçinde kendini rahat hissetmediğin, konforlu olmadığın bir kıyafetle görüşmeye geldiğinde inan bunu hemen hissediyoruz. Ve “neden” diye soruyoruz? Neden kalıplara takılıp kalmış? Neden sorgulamamış/değiştirmemiş?
Sen çok güzelsin
Başkalarının ne dediğinin, ne düşündüğünün bir önemi yok. “Ben tayt giyemem, 1-2 kilo daha vermem lazım,” “İyi hoş söylüyorsun da bende güzel durmaz ki” deme.
Ayna karşısında sen kendini beğendiysen, durma doğru kombin o işte.
Sen kendini güzel hissettiğinde başlıyor her şey. Herkes seni kendinin gördüğü gibi görüyor aslında. Sen bana yakışmadı, kötü oldu diyorsan evet çevrendekiler de beğenmiyor.
Ama sen beğendiysen, mutluysan, etrafındakiler, “Aa süper olmuş, nereden aldın, ben de alayım” demeye başlıyor. Dene göreceksin.
Hepsinden öte, unutma: Önemli olan içinde kendini ne kadar sen, ne kadar özgür hissettiğin!
Belki tayt sadece gününü özgürleştirecek bir araç, eğer “Ben sevmiyorum, giymem” diyorsan, sen onun yerine kendi aracını bul. Çünkü senin günlerin özgürleştikçe çevren, çevren özgürleştikçe dünya değişir.
İlginizi çekebilir: Doğru işte mi çalışıyorsunuz: 7 soruda keşfedin