X
    Kategoriler: FEEL UP

Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu ve Obsesif Kompulsif Bozukluk arasındaki fark nedir?

İsimleri aynı gibi olsa da içeriğinde farklı özellikler taşıyan ve çok karıştırılan iki kavramdan bahsetmek istiyorum: Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB) ve Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB).

OKKB, adından da anlaşılacağı üzere endişe grubu da dediğimiz C grubu kişilik bozukluklarındadır. OKB ise anksiyete bozuklukları grubunda yer alan bir davranış bozukluğudur. Bir kişide aynı anda hem OKKB hem de OKB gözlenebilir ancak çok sık karşılaşılan bir durum değildir.

Kişilik bozukluğu ve kişilik özelliği olarak da görülen obsesif yapı egosintonik, yani kişilikle uyumlanmış, kişilikle bütünleşmiş bir kavramdır. OKKB olan kişilerde görülen en belirgin özellikler mükemmeliyetçi, detaycı, kuralcı ve kontrolcü olmalarıdır. Bu kişilik yapısı/bozukluğu olan kişiler hem kendilerini, hem çevresindekileri, hem de duygularını kontrol ederler. Kontrollerinin dışında gelişen bir olay çok çabuk sinirlendirir, çünkü müdahale edememiştir. Bu kişiler aşk dahil olumlu, olumsuz tüm duyguları kontrollü yaşarlar. Bu sebeple bu tarz kişilerin ne hissettiklerini tam olarak anlayabilmek pek mümkün değildir. Çok keskin ahlaki kuralları vardır. Tüm kurallara harfiyen uymak onların olmazsa olmazıdır.

OKKB olan kişiler her şeyin mükemmel olmasını istedikleri için iş hayatında da başka insanlara pek güvenmez ve iş bölümü yapamazlar. Onlar için başkalarının yaptığı hiçbir şey yeterli değildir. Her zaman ve her şekilde en iyisini o yapabilir ve yapmalıdır. Ancak bu kadar mükemmeliyetçilik hem emek, hem de çok fazla zaman harcamalarına neden olur.

Bu kişiler kendilerinde olan rahatsızlığın farkında olmadıkları, hatta tam tersine kişilik özelliklerinin ve davranışlarının normal olduğunu düşündükleri için bir uzman yardımını kesinlikle kabul etmezler. Destek almak demek onlar için mükemmelliğin bozulduğu, başarısız oldukları anlamına gelir.

OKB ise davranışa yönelik bir bozukluktur ve tamamen tedavi edilemese bile büyük bir kısmı kontrol altına alınabilir. Obsesyon kelime anlamı olarak hoşa gitmeyen, yineleyen düşünce; kompulsiyon ise bu düşünceyi bertaraf etmek için tekrarlanan davranış demektir. OKB’ye en belirgin örnek olarak dışarı çıkarken kapının kilitli olup olmadığını defalarca kez kontrol etmek verilebilir. Kapının kilitlenip kilitlenmediği düşüncesi obsesyon, gidip kontrol etmek ise kompulsiyondur. OKB, OKKB aksine egodistoniktir. Yani kişi bu rahatsızlığının farkındadır ama farkında olduğu ve yapmak istemediği halde istemsizce yapmaya devam etmektedir. Bu bağlamda OKB tanısı almış kişiler tedavi için iş birliğine daha yatkın ve isteklidirler.

İlginizi çekebilir: Imposter Sendromu nedir: Imposter Sendromu’nun nedenleri, belirtileri ve tedavisi

Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu: İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Lisans ve Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Bristol Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Programı’nı tamamlamıştır. 2010 yılında başladığı Bilişsel ve Davranışçı Terapi eğitimini 2013 yılında bitirerek psikoterapist ünvanını almıştır. Eş zamanlı olarak Pozitif Psikoterapi Enstitüsü’nden onaylı Pozitif Psikoterapi eğitimi ve Pozitif Aile Terapisi eğitimi almıştır. 2012 yılında Avrupa Psikodrama Organizasyonu onaylı psikodrama eğitimini tamamlamıştır. Yüksek lisans ve doktora eğitimi sürecinde, davranış bozukluklarında gevşeme teknikleri konusunda eğitim ve süpervizyonlar almıştır. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezinde psikoterapist olarak görev yapmıştır. Halen yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamaları esnasında Bilişsel-Davranışçı Terapi, Pozitif Psikoterapi, Çözüm Odaklı Terapi ve Motivasyonel Görüşme Tekniklerinden yararlanmaktadır. Kendi oluşturduğu ‘’Ofiste Gevşeme’’ programıyla kurumsal şirketlere iletişim ve gevşeme teknikleri eğitimleri vermektedir.
İlgili Makale