X

Obsesif – Kompulsif bozukluk

Bana değen kişiden mikrop bulaşmış mıdır?

Ocağı kapatmış mıydım?

Kapıyı kilitledim mi?

Ellerimi iyi yıkadım mı?

Ütüyü fişten çektim mi?

Araba kullanırken kimseye zarar vermedim değil mi?

Çizgilere basarsam annemin veya babamın başına kötü bir şey gelir mi?

Obsesyonlar; bireyin zihninden uzaklaştıramadığı, iradesi ve kontrolü dışında aklına gelen, rahatsız edici, ısrarcı ve tekrarlayıcı düşüncelerdir. Bu düşünceler, çoğu zaman kişiye saçma ve anlamsız gelse de kişi bunları düşünmeyi engelleyemez.

Obsesyonlar kişinin çok fazla zamanını alır ve başka şeylere odaklanmasını zorlaştırır.

Kişi başka şeylere odaklabilse dahi, obsesyonların varlığı kişinin sürekli olarak huzursuz hissetmesine neden olur. Bu da kişinin hayatını oldukça kısıtlayan ve kalitesini düşüren bir durumdur.

En yaygın obsesyon belirtileri:
  • Hastalık veya mikrop bulaşmasından korkma
  • Rezil olmaktan veya sosyal ortam içinde yargılanacak bir davranışta bulunmaktan korkma
  • Hata yapmaktan korkma ve kusursuzluk ihtiyacı
  • Güvende olma ihtiyacı hissetme
  • Aşırı kuşku ve endişe duyma
  • Düzen ve simetri ihtiyacı
  • Çevresindekilere zarar vermekten korkma
  • Dine uygun olmayan bir şey yapmaktan korkma

Kompulsiyonlar; obsesif düşünceleri rahatlatmak için yapılan, tekrarlayıcı davranışlardır. Kompulsiyonların yapılmasının nedeni, obsesyonların yarattığı kaygıyı azaltmak ya da ortadan kaldırmaktır. Bu davranışlar dışarıdan gözlenebileceği gibi, dışarıdan gözlenemeyen zihinsel düşünceler şeklinde de olabilirler. Kompulsif davranışlar da tekrarlayıcıdır ve birey için engellenemez.

Kompulsiyonlar, çok vakit alabilirler ve bu nedenle kişinin diğer fonksiyonlarını engeller hale gelebilirler. Kişiye ve çevresine zarar verebilecek düzeye ulaşabilirler. Örneğin; evden çıkmadan defalarca kez kapıyı pencereyi kontrol ederek işe geç kalmak ya da sık sık yıkanma nedeniyle şampuan ve su israfı şeklindeki maddi zararlar.

Obsesyon genellikle kaygı uyandırıcı bir düşünce, kompulsiyon ise kaygı uyandırıcı düşünceye karşı rahatlamak için yapılan bir tür davranıştır. Kompulsiyonları yapmak, kişiyi anlık olarak rahatlatsa da aslında hastalığı besler ve hastalığın daha şiddetli ve yoğun bir hal almasına neden olur.

Örneğin; mikrop kapma korkusu ile ellerini defalarca kez yıkamak kişinin o anlık temizlenmiş hissetmesini sağlar ve anlık olarak rahatlatır. Ancak bu el yıkayarak temiz olma arzusu her seferinde daha yoğun bir hal alarak el yıkama davranışının saatler sürmesine neden olabilir, hatta daha da ilerleyen boyutlarda kişi için sadece el yıkamak yetmez mikrop bulaştı kaygısı ile banyo yapma ihtiyacı hissedebilir.

Bir başka örnek; kişinin evden çıkmadan kapıları, ocağı, pencereleri birkaç kez kontrol etmesi her geçen gün kontrol sayısının artmasıyla sonuçlanabilir. Kişinin yaptığı kontroller kişiye yetmemeye başlar ve evden çıkmak oldukça zaman alan ve sıkıntılı bir hal alabilir.

Bütün bunlar kişinin hem zamanını alır hem de hayatı büyük bir kaygı içinde yaşamasına neden olarak kişinin yaşam kalitesini düşürür.

Obesesif-kompulsif bir kişinin kaçınamadığı ve tekrarlayıcı davranışları vardır. Kompulsiyonların bazıları dışarıdan gözlenebilir davranışlardan oluşur; el yıkamak, silmek, kontrol etmek, kirlenme korkusuyla belirli yerlere dokunmamak ve oturmamak, çizgilere basmamak gibi. Dışarıdan gözlenemeyen kompulsiyonlar da vardır; kişinin içinden sayı sayması, dua etmesi veya belli bir cümleyi tekrarlaması gibi.

Obsesif- Kompulsif bozukluğun tedavisi

OKB kendi kendine geçmez, bu yüzden tedavi edilmesi önemlidir. Bilimsel araştırmalar bilişsel davranışçı terapinin, obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir.

Obesesif- Kompulsif bozukluğun tedavisinde kişinin kaygı uyandıran tekrarlayıcı düşünceleri ve kaçınma davranışları ve ele alınır. Bilişsel-davranışçı tedavide kişinin kaçındığı durumlar ele alınarak, adım adım o durumlar içinde bulunularak kaygının azaltılması hedeflenir. Kişiyi kaygılandıran düşünceler (oturduğum yerden bana mikrop bulaşır, kapıyı kilitlemiş miydim gibi) üzerinde çalışırılır ve bu düşünceler sorgulanarak daha gerçekçi bir düşünce yapısı oluşması için çalışılır.  Terapideki amaç kişinin kaygılarını ortadan kaldırmak ve daha huzurlu ve kaliteli bir yaşam sürmesini sağlamaktır.

Uzman Klinik Psikolog Romina Kuyumcuoğlu: Romina Kuyumcuoğlu // Uzman Klinik Psikolog - Haliç Üniversitesi Psikoloji lisans eğitiminin ardından aynı üniversitede Klinik (Uygulamalı) Psikoloji yüksek lisansı yaparak uzmanlık eğitimini tamamladı. Akademik eğitimlerin yanı sıra çeşitli kurum ve enstitülerden mesleki eğitimler aldı. Bunlar arasında Bilişsel Davranışçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi eğitimleri bulunmakta. Kuyumcuoğlu, bireysel psikoterapilerin yanı sıra çeşitli grup çalışmalarında yardımcı terapistlik yapmaktadır. Türk Psikologlar Derneği üyesidir. http://www.rominakuyumcuoglu.com/
İlgili Makale