İnsanların yeme içme alışkanlıklarını etkileyen, kilo vermeleri için baskı oluşturan mesajlar toplumda çok yaygın bir şekilde bulunuyor. Özellikle çok kilolu olan insanların üzerinde bu konuda çok ciddi bir baskı bulunuyor. “Hamburger yeme.” “Spor yapmaya başla.” “Kendini hiç mi düşünmüyorsun?” gibi serzenişler kilolu insanlara karşı sarf edilen cümlelerden bazılarını oluşturuyor.
Kişisel bir sorumluluk oluşturmak ise meselelenin başka bir kısmına işaret ediyor. İnsanlardan yeme içmelerini kesmeyi istemekle tüm dünyada, özellikle Amerika gibi ülkelerde yaygın olan obezite sorunu ortadan kalkmayacaktır.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar, obeziteyle ilgili efsanelerin yanlış olduğunu ortaya çıkarırken, aynı zamanda bize gerçeği de gösteriyor. Bu çalışmalar, özellikle obezitenin tabağınızda ne olduğuyla hiçbir alakası olmadığını ifade ediyor.
Bedenlerimizin sahip olduğu kiloyla alakalı ana bir sebep olabilir
Massachusetts Institute of Technology’den Manolis Kellis’e göre, kilo artışının sebebi olarak çok yemek yiyip, az spor yapma gösterilmesine rağmen, genetik faktörler göz ardı ediliyor.
Öncelikle iki tip yağ olduğunu bilmemiz gerekiyor: Beyaz yağlar ve kahverengi yağlar. Kahverengi yağlar, kalorileri yakmaya yararken, beyaz yağlar bedenin sıcak kalmasını sağlıyorlar.
MIT ve Harvad’lı araştırmacılar, genlerle gelen yağ hücrelerinin beyaz yağ grubuna ait olduğunu iddia ediyorlar.
Zararlı yiyecekler, çocukluk obezitesini ortaya çıkarabilir
Güvenilmez yiyecekler, obeziteye sebep olabilir. Özellikle bazı araştırmalara göre, gelir durumu iyi olmayan ailelerin çocukları, güvenli yiyeceklere yeteri kadar ulaşamıyor. Bunun sonucunda sağlıksız beslenmeden kaynaklı obezite sorunları ortaya çıkabiliyor.
Midedeki bakteriler bir insanın kilosu üzerinde etkili olabiliyor
İnsan karnında milyonlarca bakteri bulunuyor. Bu bakterilerin türleri genlerle belirleniyor olabilir. Bu türler ise, sindirim, metabolizma üzerinde ciddi bir etkiye sahip.
Cell Metabolism’de yayınlanan bir araştırmaya göre, midenizdeki bakterilerin türlerinin ne olduğunu öğrenebilirseniz, yapacağınız diyet daha başarılı olabilir.
İlk doğan çocuklar obez olmaya daha müsait olabilir
Araştırmacılar, yapılan anketlere dayandırdıkları analizlerinde ilk doğan bebeklerin obez olmaya daha yatkın olduklarını, onlardan sonra dünyaya gelen kardeşlerinde bu oranın azaldığını iddia ediyor.
Aşırı kilolu olunca, kilo vermek daha zor olabilir
Kilolu olduğunu bilmek ve bu baskıyı üzerinde taşımak yüzünden insanlar kilo vermek yerine daha fazla kilo alabilirler. Bu psikolojik bir sorun olarak değerlendirilebilir. International Journal of Obesity’de yayınlanan bir makaleye göre, bir kişinin aşırı kilolu olarak tarif edilmesi, daha fazla kilo almasına sebep olabilir.
Bir gece bile uykusuz kalmanız, kilonuzu etkileyebilir
University of Copenhagen’da yapılan bir araştırmaya göre, uyku azlığı, fiziksel aktivitenin düşmesine ve alkol alımının artmasına, bu sebeple de tekrar kilo alımına sebep oluyor. Hatta İsveçli bilim insanlarına göre, bir gece uykusuz kalmak genleri etkileyebilir ve bunun sonucunda kilo artışı yaşanabilir.
Bir kişiyi kilolu diye sürekli uyarmak, daha fazla kilo almasına sebep olabilir
Başkalarını kilolu oldukları için sürekli uyaranlar ve bu şekilde bir tanımlamaya gidenler, çağımızın hastalığı olan obezitenin sebeplerinden birisi olabilir. Hatta kilo sebebiyle ayrımcılığa uğrayanların daha fazla kilo almaya başladıkları, yapılan araştırmalarda ortaya konuyor.
Kaynak:
Mic
İlgilenebileceğiniz diğer yazılar:
Okul çağına gelmiş çocukların beslenmeleri nasıl olmalıdır?
Göbek bölgesindeki yağları eritmenize yardımcı olacak besinler