Nomadland: Kendimize ve yaşadığımız topluma dair bir yolculuk

Pandemi döneminde evden çalışma lüksü olan bir kesimin içinde olmama rağmen etrafımızda işini kapatmak veya ücretsiz izne ayrılmak zorunda kalan, işletmesi kapandığı için işinden ayrılmak zorunda kalmış ve evini geçindirmek için alternatif bir fırsat bulamayan kişileri yakından gördükçe karmakarışık ve çaresizlik hisleriyle geçirdiğim bir sürenin ardından hikayesiyle ilgimi çeken “Nomadland” filmine rastladım. Farkında olduğumuz ama yakınımızda görmedikçe zaman zaman unuttuğumuz bazı gerçeklerle bizi yüzleştiren film, yaşamını bir komünitede oldukça yoğun çalışarak geçiren bir kadının hikayesi üzerinden aslında birden çok yaşama dokunuyor.

Amazon’a ait bir depoda paketleme bölümünde çalışırken işinden ayrılıp karavan kamplarında çalışmaya başlayan Fern’in, çalışırken sil baştan deneyimlediği kendi hayatı ve dokunduğu hayatların her biri, izlerken beni farklı farklı yolculuklara çıkardı.

Öncelikle bir komüniteye ait olmanın ne kadar iyi hissettiren bir yanı varken, yalnız kalmanın da anılar ve gelecek hayalleriyle bir o kadar bizi yakınlaştırması durumu, filmin işlediği duygularla bütünleşmiş. Orta yaş ve üzeri yaş grubu diyebileceğimiz bir grubun içinde umutsuz ve çalışmak dışında bir meşguliyeti olamayan kamp üyelerinin diyalogları arasında bana çok dokunan “Öldüğümde teknem garajda olmasın” sözü ertelediğimiz şeylerin pişmanlığını yaşamak yerine, attığımız adımların hayal kırıklığını deneyimlemenin daha memnun edici olduğunu tekrar hatırlatıyor.

Hayatında pek çok zorluk, bilinmezlik ve çözüme kavuşmayı bekleyen konu varken, kendi ailesiyle ilişkisinde iyi gitmeyen bazı detayları henüz çözüme kavuşturamamışken başkalarının hayatına dokunmaya çalışmak, çalıştığı kampta hastalanan kişilere yardım etmek, kendini tekrar var etmesine fırsat tanıyor, yaşadığımız hayatı önce kendimiz için anlamlandırmanın bizi biz yapan en önemli şeylerden biri olduğunu tekrar hatırlatıyor.

Yargılamak yerine gözlemlemek ve anlamaya çalışmak, farklı hayatlara kucak açmak ve farklı yaşam deneyimlerinden öğrenmek, bizlerin hayatını da daha anlamlı kılabilir. Kendinize ve yaşadığınız topluma dair bir yolculuğa çıkmak isterseniz “Nomadland“i listenize alabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Kimimiz için gelecek planlarını hayata geçirmek neden daha zor?

Didem Sümer Tiryaki
Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin ... Devam