X

NFT nedir?: Milyon dolarlara satılabilen kripto sanat eserleri

2021 yılının en ilginç olaylarından biri olan “NFT devrimi”, hız kesmeden devam ediyor. Peki NFT nedir? NFT hakkında tüm merak edilenler bu yazıda!

11 Mart, dijital sanat için unutulmayacak bir gelişmeye imza attı. “Beeple” ismiyle bilinen Mike Winkelmann adındaki sanatçı, sadece dijital ortamda bulunan bir eserini 69.3 milyon dolara satarak bir sanatçının hayattayken ulaştığı en yüksek üçüncü miktarı yakaladı. Benzer şekilde Türk dijital sanatçı Refik Anadol’un, “Machine Hallucinations” isimli NFT koleksiyonu da Sotheby’s tarafından düzenlenen bir açık artırmada 5.1 milyon dolara ulaştı.

NFT, dijital ürünlerin sahipliğini kriptografik olarak atayabilen ve kanıtlayabilen benzersiz bir tanımlayıcı. Dijital sanat eserlerine yönelik NFT’ler milyonlarca, bazen de on milyonlarca dolara satılıyor. Sadece 2021’in ilk yarısında NFT satışlarının 2.5 milyar dolara ulaştığını biliyoruz. Peki NFT’ler nasıl çalışır? Son yılların en çılgın trendi olan NFT’yi daha iyi kavramak ve merak ettiklerinize yanıt bulmak için okumaya devam edin.

NFT nedir?

Öncelikle NFT nedir, açıklayalım. Günümüzde, dünyada en fazla merak edilen şeylerden biri, aslında internetten kolayca indirilebilen dijital işlerin nasıl olup da milyon dolarlara alıcı bulabildiği. İşte NFT’ler tam da burada devreye giriyor ve bu nedenle “kripto sanat” olarak nitelendiriliyor. NFT’yi, bir şeyin gerçekliğinin dijital sertifikası olarak tanımlamak mümkün. Burada satılan sanat eserleri resim, heykel gibi fiziksel işler değil. Bu nedenle NFT’ler (dijital sertifikalar) nadirliği ve sahipliği temsil ediyor.

NFT’nin açılımı ise “non-fungible tokens”; yani “değişimi mümkün olmayan dijital para, sanal çip ya da dijital öğe”. Temel düzeyde bir NFT, mülkiyeti sanat eserleri, müzik veya videolar gibi benzersiz dijital öğelere bağlayan dijital bir varlık. NFT’ler modern zaman koleksiyonları olarak da kabul edilebilir. Çevrimiçi olarak alınıp satılırlar ve herhangi bir öğenin dijital mülkiyet belgesini temsil ederler. Varlığın benzersiz olmasını sağlayan kripto para birimlerinin arkasındaki aynı teknoloji olan bir blok zincirine güvenli bir şekilde kaydedilirler. Bu teknoloji sayesinde NFT’lerin değiştirilmesini veya taklit edilmesi oldukça zordur.

NFT’leri gerçekten anlayabilmek için ekonomik değiştirilebilirlik kavramını incelemek faydalı olabilir. Değerleri benzersizliğine bağlı olmadığı için değiştirilebilir öğeler birbirleriyle kolaylıkla değiştirilebilir. Örneğin, 1 dolarlık bir banknotu, başka bir 1 dolarlık banknotla değiştirebilirsiniz. Yeni banknotunuzun farklı bir seri numarası olsa bile sonuçta yine 1 dolarınız vardır. Değiştirilemeyen öğeler ise birbirinin yerine kullanılamaz. NFT’lerde her jetonun/ paranın benzersiz özellikleri vardır ve diğer benzer jetonlarla aynı değerde değildir.

NFT örnekleri

Peki insanlar neden NFT’ler için bu kadar çok para harcıyor? Calaxy’nin kurucu ortağı Solo Ceesay, “Bir NFT oluşturarak, içerik oluşturucular neredeyse dijital olan her şey için orijinalliği doğrulayabilirler” diyor. “Geleneksel sanat koleksiyonculuğuyla karşılaştırmak gerekirse, Mona Lisa’nın dolaşımda sonsuz sayıda kopyası vardır, ancak yalnızca bir tane orijinali bulunur. NFT teknolojisi, orijinal parçanın mülkiyetinin atanmasına yardımcı oluyor.”

NFT satmak, şimdilerde sanat dünyasında kazançlı bir iş haline geldi. İşte duymuş olabileceğiniz NFT örnekleri:

  • Dijital sanatçı Beeple, Christie’s müzayedesinde “Everydays — the First 5000 Days” adlı eserini tam 69.3 milyon dolara sattı.
  • LeBron James “Cosmic Dunk #29″un 20 saniyelik bir video klibi 208.000 dolara satıldı.
  • Bir CryptoPunk NFT, Sotheby’nin ilk küratörlüğünde NFT satışında 1.8 milyon dolara satıldı.
  • Twitter’ın CEO’su Jack Dorsey, 2.9 milyon dolara satılan ilk tweet’inin NFT’sini açık artırmaya çıkardı.

Bir NFT satın aldığınızda sahip olduğunuz resim, video veya dijital öğenin kopyalarını başkaları alabilir. Ancak, benzersiz bir sanat eseri veya sınırlı seri baskı satın almaya benzer şekilde, orijinali daha değerli olabilir.

NFT nasıl çalışır?

NFT nedir, detaylıca açıkladık. Eğer siz de NFT nedir, nasıl para kazanılır merak ediyorsanız konuyla ilgili bilgileri keşfetmeye devam edin.

Yukarıda da açıkladığımız üzere NFT’ler tıpkı Bitcoin ve diğer kripto para birimleri gibi, blockchain (blok zinciri) teknolojisini kullanır. Yani yapılan alışverişler bu teknoloji üzerinden kayıt altına alınır. Bu sayede sanatçı, müzayede şirketlerini aradan çıkararak doğrudan alıcılara ulaşabilir ve satılan dijital eserinin yeniden el değiştirmesi üzerinden komisyon alabilir.

Artık NFT aracılığıyla dijital sanatçılar, devam eden satışlardan da değişen yüzdelerde pay alabiliyor. İnanılmaz rakamlara el değiştiren dijital varlıklar arasında ise GIF’leri, şarkıları ve videoları dahi görebiliyoruz. NFT sertifikalı satışların ulaştığı çılgınlığı, bir yatırım olarak tanımlayanların sayısı da kesinlikle az değil…

NFT’ler tipik olarak Ethereum blok zincirinde tutulur, ancak diğer blok zincirleri de onları destekler. Aşağıdakiler dahil olmak üzere hem somut hem de somut olmayan öğeleri temsil eden dijital nesnelerden bir NFT oluşturulur veya “bastırılır”:

  • Sanat eserleri
  • GIF’ler
  • Videolar ve önemli spor olayları
  • Koleksiyonlar
  • Sanal avatarlar ve video oyunu görünümleri
  • Müzik

Tweet’ler bile buna dahildir. Twitter’ın kurucu ortağı Jack Dorsey’in ilk tweet’ini NFT olarak 2.9 milyon dolara sattığını zaten söylemiştik. Esasen, NFT’ler fiziksel koleksiyoncu öğeleri gibidir, yalnızca dijitallerdir. Böylece alıcı, duvara gerçek bir yağlı boya tablo asmak yerine dijital bir dosya satın alır. Ayrıca münhasır mülkiyet haklarına da sahip olurlar. Yani NFT’lerin aynı anda yalnızca bir sahibi olabilir. NFT’lerin benzersiz verileri, sahipliklerini doğrulamayı ve sahipler arasında belirteçleri aktarmayı kolaylaştırır. Sahibi veya yaratıcısı ayrıca belirli bilgileri içlerinde saklayabilir. Örneğin, sanatçılar bir NFT’nin meta verilerine imzalarını ekleyerek sanat eserlerini imzalayabilirler.

NFT’ler ne için kullanılır?

Blockchain teknolojisi ve NFT’ler, sanatçılara ve içerik oluşturuculara eserlerinden para kazanmaları için eşsiz bir fırsat sunar. Örneğin, sanatçılar artık eserlerini satmak için galerilere veya müzayede evlerine güvenmek zorunda değiller. Bunun yerine, sanatçı bunu doğrudan tüketiciye bir NFT olarak satabilir, bu da onun daha fazla kar elde etmesi demektir. Ek olarak, sanatçılar telif ücretlerini de programlayabilirler, böylece eserleri yeni birine satıldığında bundan bir satış yüzdesi alırlar. Bu son derece çekici bir özellik, çünkü sanatçılar genelde eserleri bir kez satıldıktan sonra gelecekteki satışlardan gelir elde etmezler.

NFT koleksiyonu nedir? NFT nasıl alınır?

NFT nedir, artık biliyorsunuz. Eğer siz de kendi NFT koleksiyonunuzu oluşturmaya hevesliyseniz, bazı önemli öğeleri edinmeniz gerekir:

İlk olarak, NFT’leri ve kripto para birimlerini saklamanızı sağlayacak dijital bir cüzdan edinmeniz gerekecek. NFT sağlayıcınızın hangi para birimlerini kabul ettiğine bağlı olarak, muhtemelen Ether gibi bir kripto para birimi satın almanız gerekecek. Artık Coinbase, Kraken, eToro ve hatta PayPal, Robinhood gibi platformlarda kredi kartı kullanarak kripto para satın alabilirsiniz. Ardından bunları, borsadan seçtiğiniz cüzdanınıza taşıyabilirsiniz.

Seçenekleri araştırırken ücretleri de göz önünde bulundurmak isteyeceksiniz. Çünkü çoğu borsa, kripto para satın aldığınızda işleminizin belli bir yüzdesini alır.

NFT nereden alınır?

Dijital cüzdanınızı açtıktan ve finanse ettikten sonra, NFT satın almak oldukça kolay. Şu anda, en fazla ilgi gören NFT pazar yerleri şunlar:

  • OpenSea.io: Bu eşler arası platform, kendisini “nadir dijital öğeler ve koleksiyonlar” tedarikçisi olarak görüyor. Başlamak için tek yapmanız gereken NFT koleksiyonlarına göz atmak için bir hesap oluşturmak. Yeni sanatçılar keşfetmek için parçaları satış hacmine göre de sıralayabilirsiniz.
  • Rarible: OpenSea’ye benzer şekilde, Rarible, sanatçıların ve yaratıcıların NFT’ler yayınlamasına ve satmasına izin veren demokratik, açık bir pazar yeri. Platformda yayınlanan RARI jetonları, sahiplerinin ücretler ve topluluk kuralları gibi özelliklere ağırlık vermesini sağlıyor.
  • Foundation: Burada sanatçılar, eserlerini yayınlamak için diğer yaratıcılardan “artı oy” veya davet almalı. Topluluğun münhasırlığı ve giriş maliyeti, daha yüksek kalibreli sanat eserleriyle övünebileceği anlamına geliyor. Örneğin, bir GIF olan Nyan Cat’in yaratıcısı Chris Torres, NFT’yi Foundation platformunda sattı.
  • Nifty Gateway: Ünlü markalar, sporcular ve içerik oluşturucularla çalışan sanat odaklı başka bir pazar yeri.
  • SuperRare: Dijital sanatın küratörlüğünü yapmaya ve sunmaya odaklanan bir pazar yeri.

Bu platformlar ve diğerleri binlerce NFT yaratıcısı ve koleksiyoncusuna ev sahipliği yapsa da, satın almadan önce araştırmanızı dikkatlice yaptığınızdan emin olun. Bugüne dek bazı sanatçılar, eserlerini izinleri olmadan listeleyen ve satan taklitçilerin kurbanı oldu.

Ayrıca, içerik oluşturucular ve NFT listeleri için doğrulama süreçleri, platformlar arasında tutarlı değil -bazıları diğerlerinden daha katı-. Örneğin OpenSea ve Rarible, NFT listeleri için sahip doğrulaması gerektirmez.

İlginizi çekebilir: Birikim ve yatırım araçlarında yeni trendler: Yastık altından kripto paralara birikim ve yatırım yolculuğumuz

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale