X

Neyi yaptığımızda ‘tamamlanmış’ hissedeceğiz?

Asla geleceğini düşünmediğim bir yaşı devirmek üzereyken buluyorum kendimi… Evet; 30! “Aman ne var onda, daha 40’lar 50’ler var” diyebilirsiniz, kesinlikle… Ama yıllarca gözümde, kalbimde büyüttüğüm bir yaşı, bitiriyorken çok da 40’ları 50’leri düşünemiyorum, ne yalan söyleyeyim. Öyle “çok büyük” lafları olan biri değilimdir ama 30’lara söylenmiş çok sözüm vardı, geçmişte elbette… Büyük konuşmuşum diyorum şimdi.

İnsan en çok istediği ile sınanırmış hayatta, bence de öyle. 30’umda olmak istediğim yerde miyim, pek emin değilim ama fiziksel olarak olmasa da zihinsel olarak daha yakın olduğumu söyleyebilirim bugün. “Nedir derdin bu 30’larla yaz yaz bitmedi” diyenler olur illaki; bir derdim yok ama yine de ısınamadım kendisine, adından herhalde ya da beklentilerimden… 20’lerin coşkusu, heyecanı yok gibi ama sevdiğim bir yanını da söyleyeyim; umursamazlık. 20’lerimde kendimde görmek istediğim ama erişemediğim düşünce yapısını 30’da buldum gibi -sanki-. İnsanlardan, kendimden ve diğer her şeyden beklentimi düşürdüm bu yıl, tabii evrenden de. Daha rahat bir kafaymış, hoşlanmadım diyemem. 20’leri ısıtıp ısıtıp koymanın da bir anlamı yok elbette, bunun da farkındayım (Geçmişe takılı yaşamanın kimseye faydası yok.) Farkına vardığım bir diğer şey ise “tamamlan(ma)mışlık” hissi.

Her şeyi “to do list”leriyle yaşayan, eşimin deyimiyle “hayatı deneyimlemeyi bir görev gibi gören” biriyim; bu yüzden de bir şeylerin “tamamlanmış” olmasına fazlaca takığım. Takıktım daha doğrusu. Her şey kuralına göre olmalı, “doğrusu” neyse ona göre yaşamalı, “itaat etmeli”, e iyi de kime göre, neye göre?

Hayatın ne bir kullanım kılavuzu var ne de bir to do listi. Hepsi, zihnimizin bize küçük bir oyunu gibi ama öyle bir oyun ki; oynadım, bitti olmuyor, sürüyor, süründürüyor. Ama şunu da unutturuyor; oyun da senin, kurallar da. Ne gerek var öyle sıkı sıkı tutunmaya bir şeylere? Hele ki iyi gelmiyorsa… Neyi tamamlayacaksın?

Bir yerde okumuştum tam söylemini hatırlamıyorum ama ana fikrini paylaşayım; “Asıl yapmak istediklerini yapamayan insanlar başka şeylerle uğraşır, asıl tamamlamak istediklerini tamamla(ya)madıkça başka şeyler üretip onları tamamlamayı görev bilir.” Aynı ben. Bir şeyler var kafamda, kalbimde, biliyorum ama yapmaya ya enerjim ya sabrım ya zamanım ya da imkanım yok, bilemiyorum; onları yapmadıkça da başka şeylere “sarıyorum”. Evet, başka şeyleri tamamlamaya çalışıyorum; kendime çıkardığım yeni yeni işleri mesela…

Yeni taşındığımız evin eksiklerini devamlı listelemek gibi mesela ya da benim doğrudan öznesi olmadığım ama ucundan kıyısından faydam dokunacak işlere katkı sağlamaya çalışmak gibi. Hepsini yaparken biliyorum ki önceliğim değil; önceliğim başka şeyler, o ertelediğim şeyler… Ama onları “tamamlamak” yerine başka işleri halletmek, başka görevlere tik atmak istiyorum. E tabii “Zeigarnik Etkisi” bırakmıyor peşimi; yani yarım kalan her şey zihnimde dönmeye devam ediyor.

Sonra da soruyorum kendime; “Neyi yaptığında ‘tamamlanmış’ hissedeceksin?” Cevabını artık biliyorum galiba… Neyi yaparsam yapayım hissedemeyeceğim. Çünkü, “tamamlanmışlık” diye bir şey olamaz bu dünya düzeninde. Her gün, her an, her şey değişiyorken, bu mümkün mü? Değil elbette. Bunu sesli söylemek bile yetiyor çoğu zaman. Tamamlanmış hissedemezsin; istediğin kadar to do list çıkar kendine, istediğin kadar yeni yeni görevler koy, istediğin kadarına tik at, hissedemeyeceksin. Çünkü hayatın formatı bu değil. Bir kere oldu-bitti diye bir şey yok; her şey dinamik, her şey akışkan. Yapsan da yetişemezsin bu hıza. Boşuna hırpalama kendini. Kabul et.

Mezun olduğunda, istediğin işe girdiğinde, hayalindeki arabaya kavuştuğunda, o elbiseyi aldığında ya da o tatile çıktığında bitmeyecek yani hiçbir şey (hepsi istek, hepsi ihtiyaç biliyorum, olmalılar da, ona bir lafım yok) ama bitmeyeceğini, hiçbirinin o “tamamlanmışlık” hissini vermeyeceğini bilmek de bir şey.

Ben artık biliyorum. Kendime her zaman kolayca kabul ettirebiliyor muyum, pek sayılmaz ama yine de biliyorum. Bir gün kolayca kabul de ederim belki 35, belki 40’ta…

İlginizi çekebilir: Ders, gerçekten de biz öğrenene kadar devam eder mi?

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale