X

Neyi aldınız neyi verdiniz: Siz dengenin hangi yanındasınız?

Aslında tüm dünya bu ilişki üzerine kurulmuştur; almak ve vermek, yani akış. En basit örnek sevgidir. Sevgi bir akımdır, akıştır, akandır. Sevgi verir ve sevgi alırsınız, bu bir cismin ısı enerjisi verdiğinde, ısıyı molekülleri ile alması ve yine aynı kimyasal güçler kapsamında aynı ısı enerjisinin hava moleküllerine aktararak soğuması, yani ısıyı alması ve vermesidir. Diğer bir örnek ise paradır, para bir enerjidir, size ulaşan ve sizden dışarıya doğru akan.

Hayatta en çok sorgulanan ve anlamaya çalıştığımız şeylerdendir almak ve vermek kavramları. Başımıza bir şey geldiğinde de, ‘Ben ne yaptım da, bu bana uygun görüldü?’, ‘Neden bunu almam gerekti?’ diye sorgularken buluruz kendimizi veya aynı şekilde kaybetmek istemediğimiz bir sevgili, ayrılmak istediğini söylediğinden neden bu kişinin elimizden alındığını, aslında gönüllü olarak vermediğimizi düşünebiliriz.

İlişkilerde alma-verme dengesi aşırı hassasiyet gerektiren bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

İlişkilerimizdeki alma-verme dengesi ise aşırı hassasiyet isteyen bir kavramdır. Paylaşım; yani başka bir kişi ile anda bir his yaratabilmek, aynı hisse ortak olmak ve bununla birlikte sevgiyi, aşkı bir diğerine akıtabilmek yani verebilmek. Diğer taraftan bakacak olursak, sevgiyi kabul edebilmek, bu akımı anlayabilmek… Burada yazarken aslında çok basit gibi algılanabilir ama bunların ne kadar derinlerde sindirilmesi gereken kavramlar olduğunu ancak; ‘’Beni dinlemiyor musun? Ben ne diyorum sen ne anlıyorsun!’’ diye başlayan kavgalarda veya ‘’Artık onunla aynı dili konuşamıyoruz, aynı şeyler bize zevk vermiyor’’ gibi düşünceler beynimize üşüştüğünde anlayabiliyoruz.

Bu noktada almak-vermek dengesinde karşımıza çıkan ve her gün bizlerin de düşmüş olabileceğimiz en büyük yanılsamalara birkaç örnek inceleyelim;

Önce karşılık bekleyerek vermek

″Almadan vermek″ kavramını içselleştiremediğimiz her durumda, şarta bağlı vermek gerçekleşir ve karşılığını alamadığımızı düşündüğümüz her kavram için önce egomuz ortaya çıkar. Örneğin; erkek arkadaşımıza bir jest yapıyorsak, bunu yaparken ana hareket noktamız karşılığında gelecek bir jesti bekleyip, bu beklentimiz karşılanmadığında sınırsız bir ego ile karşı tarafın neden bize jest yapmadığını sorguluyoruz. Vermek kavramı bu noktada beklenti kaynaklı olduğundan, bize huzur veya bir insanı mutlu edebilmiş olmanın güzelliği yerine beklentimizin yerine getirilmemiş olması, yani tam bir hayal kırıklığı olarak geri dönüyor.

Aldığımız şeye bağımlı olarak almayı kabul etmek

″Alınandan bağımsızlaşmak″ kavramını içselleştiremediğimiz her durumda, aldığımız şeyden kaynaklanan zevke o derece odaklanıyoruz ki, bize ulaşan şeyin sadece ulaşmasının bile mucize olduğunu idrak edemiyoruz. Örneğin; erkek arkadaşımız bize bir kitap hediye ediyor ve bu akışta odağımız hediyenin parasal değeri oluyor; ‘Bir kitap kadar değerim var’ diye düşünerek hayal kırıklığı ile karışık bir sevinç yaşayabiliyoruz. Aynı hediye Paris’te bir hafta sonu tatili olduğu durumda ise adeta sevinçten havalara uçuyoruz. Aslında bu noktada tarafsızca alma kavramının, veren kişiden dolayı sevinerek alabilmeyi, asıl önemli olanın o kişinin vermeyi düşünebilmiş olmasını kaçırmış oluyoruz.

Kabala felsefesinde (ezoterik bir öğreti) bunu anlatan çok güzel bir örnek bulunur:

Annesi, çocuğuna bir şeker verir ve çocuk şekeri kabul eder. Eğer bu kabul ‘’şeker’’ odaklı olursa çocuk tam olarak sadece şekeri yediği an alacağı hazza odaklanır ve bu gerçekleştiğinde kendisine iletilmiş bu şekerin değerini kavramak ve aynı şekilde vermeye yönelmekten çok uzak bir noktada olur. Süreç tamamiyle fiziksel açlığın doyurulması olarak gerçekleşir.

Fakat çocuk, şekeri yalnızca ona şekeri verenden dolayı yani annesinden dolayı kabul edecek ve yine annesine olan minneti ile alacak olursa, fiziksel ihtiyacını karşılamanın yanında, şükür bilinci uyanır ve içsel bir huzur duyar. Buradaki almak kavramı şekerin boyutundan, ne kadar tatlı bir şeker olduğundan, pahasından ve şekerin ağzında bırakacağı tattan veya elmalı/limonlu/portakallı bir şeker olmasından çok daha yüce bir noktadadır.

Almadan verebilmeyi öğrenmek

″Almadan verebilmek″ kavramını içselleştiremediğimiz her durumda, ilahi sevgiyi hiçbir şekilde tadamayacağız demektir. Bu o derece muhteşem bir duygudur ki, sonsuz bir sevgiyle, iç huzuru ile ve alçak gönüllülükle sadece bir kişiyi mutlu ederek mutlu olabilmektir. Yani küçük veya büyük ayırt etmeden, herhangi bir karşılık beklemeden, bir kişiyi mutlu edebilmenin gerçek güzelliğini anlayabilmektir. İşte gerçek aşk aslında burada başlar; bir kişiye olan aşkınız ilahi aşka o derece yakınlaşır ki, o kişiden bağımsızdır, sadece siz olduğunuz için oradadır. O noktada bir beklenti, şart, koşul ya da fiziksel bir beklenti yoktur, sadece doğal, arınmış ve vermenin muhteşem zevkine varmış ‘’siz’’ varsınızdır.

İlgili yazı: Verici olarak mutluluğunuzu katlamanın 5 yolu

Almadan verebilmek; sonsuz bir sevgiyle, iç huzuru ile ve alçak gönüllülükle sadece bir kişiyi mutlu ederek mutlu olabilmektir.

Bugün hayatınızda size sunulan ve sizin sunduğunuz yani aldığınız ve verdiğiniz tüm duygu ve değerlerin farkına varın. Aslında müthiş bir denge veya bu farkındalıktan yoksun olarak yaşadığınız her an müthiş bir dengesizlik yaratıyorsunuz. Çok küçük dokunuşlarla hayatınızdaki aşkı, arkadaşlıkları veya para akışını muhteşem bir şekilde dönüştürebilirsiniz.

Almak ve vermek dengesi her şeyin özünde vardır, siz dengenin hangi yanındasınız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale