X

Neşeyi yaşamımıza dahil etmek: ‘Neşenin Gücü’ kitabından öğrenilecek dersler

“Bilgeliğin neticesi sürekli bir neşedir.” -Seneca

Bisikletimle sahile iniyorum. Bir ağaç altında kitap okuma günü planlıyorum kendime. Kitabımı çıkarıyorum. Etrafa bakıyorum bir yanda masmavi deniz, bir yanda yemyeşil çimler ve ağaçlar… Yeni bir kitaba başlama mutluluğu hepsi birbirine karışıyor. Huzur ve keyif bir arada o anda.

Kitabımı açıyorum. Frederic Lenoir ile ‘neşenin izinde’ ilk tanışma aynı zamanda. İlk karşılaşmalar, ilk satırlar önemlidir diyerek merakla başlıyorum okumaya. Kitap ilk açılışını Seneca’nın yukarıdaki sözü ile yapıyor. Önsözü okumaya başlıyorum ve şu soru ile kitabın akışına teslim olup bir oturuşta 3 bölümü bitirdiğimi fark ediyorum.

“Neşeden daha fazla arzu edilesi bir deneyim var mıdır?”

Evet, yazar önsözüne bu soru ile başlıyor. Neşe deneyiminden daha fazla bizi hiçbir şey canlı kılamaz diyor.

 “Neşe hayatın bir tasdikidir. Yaşama kudretimizin bir ifşasıdır.”

İnsan neşeyi kendiliğinden üretebilir mi? Onu yeşertip büyütebilir mi? Ve günümüzde, neşenin gücü üstünde temellenen bir bilgelik formüle edilebilir mi?

Bu soruların peşinde Doğu’nun Budist geleneklerinden tutun, Batı’nın modern filozoflarının fikirleri eşliğinde kitap sizi tatlı bir yolculuğa çıkarıyor. Yer yer yazarın kendi hayatından örneklerle, yer yer felsefi alıntılarla ve konuya dair mini hikayelerle kitap ahenkli bir bütünlük sunuyor.

Neşenin izinde keyifli bir yolculuk: Kitap incelemesi

Kitaptan ilham veren alıntıları ve her bölümden kısa kısa ele alınan konuları paylaşacağım bu başlıkta.

  • Zevk, Mutluluk, Neşe: “Mutluluk, insanın zaten sahip olduklarını arzu etmeyi sürdürebilmesidir.” Aziz Augustinus

İlk bölümde yazar haz, mutluluk ve neşe arasındaki ayrımlara değiniyor. Güne güzel bir kahve ile başlamak, sevdiğimiz yemeklerle karnımızı doyurmak, bir arkadaş ile sohbete dalmak bunlar bize haz/zevk verir. Fakat bu gibi hazlar gelip geçicidir. Hazsız mutluluk olmaz, ama mutlu olmak için de hazlar arasında seçim yapmamız gerekir diyor. Mutluluğun kalıcı kılma noktasına Stoacı ahlak çerçevesinde bir yaklaşım sunuyor. Bize bağlı olan şeyleri değiştirmeye çabalayabiliriz, bize bağlı olmayan şeyleri ise kabullenip daha fazla üzerinde düşünüp hayıflanmamalıyız diyor. Burada tatlı bir neşe tanımı da yapıyor:

“Sevinç, iletişim kurmaya sevk edicidir. Kişinin tek başına hazzı değildir. Sevinçli olduğumuzda, onu paylaşmaya, başkalarına da -hatta hiç tanımadığımız kimselere bile- iletmeye ihtiyaç duyarız.”

  • Neşe Filozofları: “Doğa bizi, menzil-i maksuda eriştiğimizde çok bariz bir işaretle uyarır: Neşe.” Bergson

İkinci kısım neşe filozofları başlığı ile bence ayrı bir yazı konusu olmayı hak ediyor. Burada da Spinoza, Nietzsche ve Bergson’un neşe hakkında görüşlerine yer verilmiş. İlk büyük neşe filozofu Spinoza’nın sevinç tanımı hoşuma gitti burada benim.

“İnsanın daha az mükemmellik halinden daha büyük bir mükemmellik haline geçişi.”

Nietzsche de neşeyi, insanın sırtını ona dayaması gereken bir yaşama gücü olarak ele almış. Yaşama sevinci de diyebiliriz sanırım bu güce 🙂

  • Neşeyi Yeşermeye Bırakmak: Bu bölümde neşenin oluşmasına imkân sağlayacak koşullar üstünde duruluyor. Neşeli olmaya karar verilmez, onu hayatınıza davet edersiniz diyen yazar neşeli olmaya giden yolu şu maddeler altında inceliyor:

“Dikkat, yaşanan anda olmak, meditasyon, güven ve açık yüreklilik, iyilikseverlik, karşılık beklememe, şükran duyma, sebatkarlık, oluruna bırakma, bedensel zevk”

Her başlık ayrı güzel bu bölümde ama ben burada şükran duyma bölümünde geçen bir alıntıya yer vereceğim. Aslında çok basit ama zaman zaman unuttuğumuz bir farkındalık olarak.

Şükran duyma: hayatın bize sunduklarının ne kadarının farkındayız?

“Jacques Prevert’in son derece haklı olarak dediğindeki gibi: Mutluluğu, çekip giderken çıkardığı gürültüden tanıdım.

Ben bunun bilincine, bir sabah yatakta boyun tutulmasıyla uyandığımda vardım. Canım yanıyordu, ağrım vardı ve binlerce sabah boynum ağrımadan sapasağlam uyanmış olduğumun bilincine varmadan önce bir güzel sövüp saydım. O günden beri bende alışkanlık haline geldi: Sabahları uyanırken günüme teşekkür etmekle başlarım. Ve bu beni neşelendirir.”

Şükran, her şeyden önce hayata teşekkür etmektir diyor bu bölümde yazar. Ve bölümün sonuna aynı şeyi geceleri de yaptığını şu şekilde ekliyor:

“Uzun yıllar uykuya dalamadığım bir dönem geçirdim. Gözlerimi kapar kapamaz türlü endişeler aklıma geliyordu. Pozitif psikoloji hocası olan arkadaşım bana şu tüyoyu verdi:

Geceleri yatağa girince, gün boyunca yaşadığımız – küçük de olsa- beş olumlu olayı hatırlamak ve onlara şükran duymak: Aldığımız iyi bir haber, hoş bir tesadüf, okuduğumuz bir şey, vb. keyifli şeyler. Bu tüyoyu aldığımdan beri çok daha kolay ve neşeyle uykuya dalıyorum.”

  • Kendi Olmak: Burada kendini tanımak ve bireyleşme süreci üzerinde duruluyor. Aktif ve daimî sevinç geliştirmenin ilk yolu kişinin kendine olan yolculuğudur diyor yazar. Mutlu olmamız için kendimizi, kendi yapımıza uygun olarak gerçekleştirmemizi vurgulayan Aristoteles’ten, Spinoza’ya bu bölümde bolca içsel özgürleşmenin gerekliliğine değiniyor.

Ve bu bölümden en sevdiğim alıntı:

“İnsan sürekli başkalarının eleştirilerine veya yargılarına kendini bağımlı kılarsa, neşe içinde yaşamak imkansızlaşır.”

  • Dünya ile Ahenk Kurma: Derin ve kalıcı sevince giden ikinci yolun ise başkaları ile sahici bağ kurma olduğu anlatılıyor bu bölümde. İkili ilişkiler, diğer insanlarla ilişkiler ve arkadaşlık üzerine güzel örnekler ve tavsiyelerde bulunuyor yazar. Benim en hoşuma giden kısım ise doğayı ve hayvanları sevmek bölümünde geçen şu paragraf:

“Doğaya ve hayata saygı gösteren insan dünya ile ahenk kurar, ahenk içinde hissetmenin neşesinde titreşmek ise hisseden bütün varlıklar ile saygılı ilişkiler kurmaktır.”

  • Kusursuz Sevinç: Egonun mutlak surette aşıldığı bir kendini gerçekleştirme hali, kusursuz neşeye giden yol olarak anlatılıyor bu kısımda uzun uzun. Çocukların yaşama sevinci, kusursuz neşenin ta kendisidir diyor yazar ve Rosset’in şu alıntısı ile kitabın son kısmına geçiyor:

Kusursuz neşe, sadece yaşama sevincinden ibarettir.”

  • Yaşama Sevinci: Bu bölümden hoşuma giden bir alıntıya yer vereceğim.

Yazar Hindistan ziyareti sırasında yoksullukları nedeniyle çile çektiklerini düşündüğü insanları gözlemler, onlarla birlikte birkaç gün geçirir. Akşamdan sabaha sabahtan akşama hepsi neşe içindedir, şaşırır ve şu yorumu yapar.

“O esnada yaşama sevincinin ne olduğunu anladım: Hayatı bir hediye gibi kabul etmek ve ondan sevinç duymak. Oysa, günümüzde Batı’da, hayatı çoğunlukla sırtlanmaya mecbur olduğumuz bir yük gibi kabul ediyoruz.”

Günlük hayatta neşeyi yeniden keşfetmek isteyen okurlara…

Son olarak kitaba dair şunu da özellikle belirtmek isterim. Kitap günümüzün trendi her şeye olumlu bir yerden bakan toksik bir pozitiflik anlayışı ile yazılmamış.

Yazar Frederic Lenoir, felsefe, sosyoloji ve dinler tarihi alanında çalışmış 40’a yakın kitap yazmış olan bir Fransız düşünür. Bu kitabı neden yazdığını da şu şekilde açıklamış kitabında:

“İstedim ki benim gibi senelerini Aristoteles’in, Platon’un, Spinoza’nın, Jung’un, Budizmin ya da Hristiyanlığın metinleriyle yoğurularak geçirmemiş kimseler de onların bilgelik mesajlarını keşfedebilsin ve anlayabilsin.”

Yani yazar bilgiyi geniş kesimlere iletebilmek amacıyla gayet anlaşılır ve keyifli bir dil kullanarak neşeyi yaşamımıza dahil etmenin yollarını anlatıyor.

Ben de aynı niyetle kitap daha fazla insana ulaşsın diye Neşenin Gücü’ kitabını incelemek istedim. Umarım sizin de ilginizi çeker 🙂

İlginizi çekebilir: Sadeliği geliştirmek ve hayatı basitleştirmek mümkün mü?

Seda İstifciel: Mehabalar, ben Seda. 2014 yılından beri çeşitli markalara ve e-ticaret alanında içerik uzmanlığı yapmaktayım. Ege Üniversitesi Felsefe bölümünü bitirdikten sonra kısa bir öğretmenlik tecrübem oldu. Sonrasında sosyal medya, SEO ve blog tarafında farklı mecralarda ve markalarla çalışmaya başladım. Okumak ve yeni yerler keşfetmek sanırım bu hayatta en keyif aldığım şeylerin başında geliyor. Burada görmekten keyif aldığım yerleri ve okuduğum kitaplarla ilgili etkilendiğim, sorgulamayı sevdiğim konuları paylaşmaktan mutluluk duyacağım. Doğayı, tüm hayvanları özellikle de kuşları, huzurlu ve şirin mekanları fotoğraflamayı, buralarda kahve içip hayaller kurmayı seviyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale