X

Neşeli olmak ruhun merhemidir

Neşeli olmak hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce de neşe insana hafiflik ve ferahlık veren bir duygu değil midir? Dünyanın en kült romanlarından Çavdar Tarlasında Çocuklar‘ın yazarı J.D. Salinger’a (1964) göre mutluluk ve neşe arasındaki en tekil fark, mutluluğun katı, neşeninse sıvı olmasıdır. Merriam-Webster sözlüğü neşeyi “zihnin ve duyguların hafifliği” olarak tanımlamakta. Bu tanımda hem zihinden hem de duygulardan bahsedilmesi bize neşenin sadece bir duygu olmayıp aynı zamanda düşünmeyle de alakalı bir yanı olduğunu hatırlatmakta. Genelde çoğumuz hayatımızda her şey yolunda gittiği zaman neşeli olduğumuzu düşünürüz. Oysa kişinin kendini neşeli hissetmesi illa hayatımızdaki pozitif bir olaya bağlı değildir. Biz neşeli olmayı seçebilir, kendimize daha neşeli olmayı öğretebiliriz.

Fransızlar sırf yaşamaktan dolayı duyulan neşeye “joie de vivre” ismini vermişler. Nedensiz yere neşeli olmak genelde çocuklara özgü bir durum olarak görülür. Bir yetişkinin neşeli olmasının illa spesifik bir nedene bağlı olması gerektiği düşünülür. Oysa yetişkin bir insan da sırf hava güneşli diye ya da tam yanından harika renkli bir kelebek geçti diye, yani sırf yaşıyor olmaktan dolayı kendini neşeli, sevinçli hissedebilir.

Neşeli olmak, direncimizi artırarak hayatın olumsuzluklarına karşı kalkan görevi görebilir. Örneğin, çeşitli araştırmalar, yüksek neşeliliğe sahip kişilerin daha yüksek ve daha istikrarlı bir psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu ile birlikte daha düşük düzeyde kaygı ve olumsuz duygulanım sergilediklerini göstermektedir (Carretero-Dios ve diğerleri 2014; Papousek ve Schulter 2010). Neşeli olmak ruhumuza merhem olabilir.

Pozitif Psikolojinin önde gelen isimlerinden Martin Seligman’ın PERMA modeli iyilik halini tanımlayan beş öğenin baş harflerinden oluşmakta, ve modeldeki P harfi “Pozitif Hislere” işaret etmektedir. Sevinç ve neşe duyguları, mutlu bir yaşamın temelidir. Seligman, olumlu duyguların öğrenilebileceğini ileri sürmekte. Seligman’a göre olumlu duyguları artırabilecek basit bir egzersiz, her günün sonunda o gün iyi giden üç şeyi ve neden iyi gittiklerini yazmak için birkaç dakika ayırmaktır (Seligman, 2011). Seligman’ın önerisinin yanı sıra bol bol gülerek de hayatımızdaki neşe dolu anları ve olumlu duyguları artırabiliriz. Bunun en güzel yöntemlerinden biri komedi filmi seyretmektir. Doktorların iyileşemeyeceğini söylediği hastalığını, komedi filmleri seyrederek yenen ve daha sonra bu deneyimini “Anatomy of an Illness” kitabında yazan Amerikalı gazeteci Norman Cousins gibi komedi filmleri seyrederek gülmenin ve neşeli olmanın iyileştirici gücünden bizler de yararlanabiliriz. Sizlere neşenin ruha merhem olan özelliklerinden sık sık faydalandığınız günler diliyorum…

Bu arada 2022 yılını “Öz Sevgi Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşacağım. Hadi, hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye… Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız da bilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Carretero-Dios, Hugo, Isabel Benítez, Elena Delgado-Rico, Willibald Ruch & Raúl López-Benítez. 2014. Temperamental basis of sense of humor: The Spanish long form of the trait version of the State-Trait-Cheerfulness-Inventory. Personality and Individual Differences 68. 77–82.
Papousek, Ilona & Günter Schulter. 2010. Don’t take an X for a U. Why laughter is not the best medicine, but being more cheerful has many benefits. In Ingrid E. Wells (ed.), Psychological Well-Being, 1–75. Hauppauge, NY: Nova Science Publishers.
Salinger, J. D. 1. (1964). Nine stories. New York: Bantam Books.
Seligman, M. (2011). Flourish. New York, NY: Free Press.

İlginizi çekebilir: Hiçbir şey yapmama sanatı: Yenilenmek için durmaya ne dersiniz?

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.
İlgili Makale